40. Yıl Röportajları |
TALİP ÇİÇEK |
GEMLİK'TE İKAMET EDEN, GAZETEMİZ YENİ ASYA'NIN 40 YILLIK OKUYUCUSU TEVFİK BOZ: |
Bu hizmetlerden neslimizi mahrum etmemesi için Allah’a dua ediyorum Bize kendinizi kısaca tanıtır mısınız ?
1949 yılında Batman’da doğdum. Babam imamlık yapıyordu, biz de onunla birlikte Beşiri ilçesinin köylerine taşındık. Çocukluğumuz oralarda geçti. Okula gitme çağı gelince köyümüzde okul olmadığı için Batman’ın köylerinde medreseye gitmeye başladım ve Şerh-i Mugni’ye kadar okudum. Bilâhare medreseyi bıraktım ve çalışmaya başladım. Batman Rafinerisinde ve Mersin, Samsun, İzmit’te fabrika montaj işinde çalıştım. 1973 yılında Gemlik Azot Sanayi Fabrikasına girdim. 1994 yılında oradan emekli oldum. Gemlik’de ikamet ediyorum.
Risâle-i Nurları nasıl tanıdınız? Yeni Asya’yı ne zamandan beri okuyorsunuz?
1964 yıllarında ağabeyim imamlık yapıyordu. Ve Üstadı tanımıştı, birlikte olduğumuz zamanlarda Arapça Risâlelerden dersler yapardı. Ben de Risâle-i Nurları ilk olarak Arapçasından ağabeyimin anlatmasıyla dinledim. Batman Rafinerisinde çalışmaya başladığımda, Lice ilçesinden Mahmut Aydın ismindeki bir arkadaşla tanıştım. Bir gün “Seni sohbetlerin yapıldığı bir yere götüreyim, gelir misin?” diyerek dâvet etti. Ben gideceğimiz yerin tarikat dersi olduğunu düşünüyordum. Gittiğimizde o zaman Batman’da aktif hizmetlerin içindeki Mehmet Hoca, Hacı Mirza, İsmail Özpolat, Ekrem Kılıç ve diğer ağabey ve kardeşler vardı. Musafahadan sonra birbirleriyle samimî sohbetleri ve yeni gelenlere karşı gösterilen yakınlık çok ilgimi çekmişti. Molla Said Dolgun bana ilk olarak “Küçük Sözler”i verdi. Ben lâtin harfleriyle hızlı okuyamıyordum, yine de okumaya çalıştım ve her gün yapılan dersleri kaçırmamaya gayret gösterdim. Çalıştığım işte çok yorulduğum için derste de uyku bastırıyordu. Benim durumumu bilen ağabeyler müsamaha ile karşıladılar. Çalıştığım firma beni Mersin’e gönderdi. Orada Mehmet Çağ Ağabeyle tanışarak irtibatımı devam ettirdim. Bir müddet de Samsun’da kaldım. Hamdi Sağlamer ve diğer ağabeylerle birlikte derslere iştirak ettik. Sonra İzmit Tokom Montaj Sanayiinde işe başladım. Batmandan giderken orada irtibat kurabileceğim adres aldım ve Abdullatif San, Rıdvan Ercan, Mehmet Gürbüz, Fahrettin Uçkun gibi ağabeylerle tanıştım. Orada da sohbetlere devam ettim. Risâle-i Nurlarla irtibatımı devam ettirdim. Yeni Asya gazetesini yayına başladığı ilk günden itibaren okuyorum. Ve matbuat âleminde Risâle-i Nurların naşir-i efkârı olarak görüyorum. Nur Talebelerinin Risâle-i Nurlardan ettikleri istifadelerinin birbirleriyle paylaşıldığı lâhikaların zamanın şartlarına göre bir versiyonu olarak düşünüyorum. Gazetemizin herhangi bir sebepten aksadığı, gelmediği ve okuyamadığım günlerde hayatımda büyük bir eksiklik hissediyorum.
Gemlik’te Risâle-i Nur hizmetleri nasıl başladı?
1974 yılında Bursa’ya geldim, kimseyi tanımıyordum. Gemlik’te işe başladım. “Yeni Asya gazetesi alan var mı?” düşüncesiyle gazete bayiine gittim ve gazeteyi alanla tanışmak için kendi ismimi onun gazetesinin üstüne yazdırdım. Enver Sönmez ismindeki öğretmen Nur Talebesiyle bu vesileyle tanıştık. Risâle-i Nurlardan aldığım zevk ve şevkle ben de hizmet etmek istiyordum. Okumam zayıf olduğu için tanıştığım arkadaşları Bursa’da Ali Çakmak Ağabeye ve oradaki derslere götürüyordum. Ve bana hizmette yardım edecek insanları göndermesi için dua ediyordum. Her ihtiyacımızı gören ve bilen Rabbimiz de hizmetimize ihtiyacımız olan arkadaşları gönderdi. Gemlik’te hizmetimizin gelişmesi için kaderin sevkiyle hizmetimizin çekirdeğini teşkil edecek olan kardeşlerimiz toplanmaya başladı. İzmit’ten tanıştığım Necdet Ergün iş münasebetiyle Gemlik’e taşınmış, onunla buluştuk. Mustafa Beydemir ve Nusret kardeşimiz ile polis Hüseyin Beyin gelmesiyle yedi kişi olduk. Ve evlerde sohbetleri devam ettirdik. Risâle-i Nur hizmetlerini daha rahat yapabileceğimiz imkânları düşünürken Üstadımızın Dershane-i Nuriye açılması tavsiyelerine uyarak, mütevazi bodrum katında da olsa bir yer tuttuk. Fakat kirasını ödeme imkânımız yoktu. Bunun için Bursalı kardeşlerimiz yardımcı oldu. Rahmetli Hüseyin Gökçen kardeşimiz bizlere destek sağladı. O günlerde çalıştığım iş yerinde H. Hüseyin Gökdoğan da yeni işe başladı. Ben kendisini ziyaret edip “hoş geldin” dedim. Bir ihtiyacı olduğunda yardım edebileceğimi söyledim. Nereli olduğunu sordum. Ispartalı olduğunu söyledi. Ben de “Orada Bediüzzaman Said Nursî adında bir âlimin yaşadığını, onu tanıyıp tanımadığını” sordum. Çocukken ismini duyduğunu ve Üstadın kendi köylerini ziyaret edip camilerinde namaz kıldığını ve köy çocuklarının cami çıkışın da sıraya girip Üstadı selâmladığını ve Yusuf Ağabeyi ile birlikte yedi yaşında iken kendinin de onların içinde olduğunu anlattı. Kendi evlerinde de ağabeyi ve ablasının Risâle-i Nurları yazdıklarını söyledi. Bu kardeşimiz bekâr olduğu için kiraladığımız yerde kalmasını teklif ettik. O da kendisi için uygun olacağını söyledi ve kabul etti. Derslerimiz kalabalık olmaya başladı. Emniyetin baskısıyla ev sahibi evden çıkmamızı, gerekirse kendisi bize 300 TL kira ödeyebileceğini ve çıkmamızın uygun olacağını ve baskılara dayanamadığını söyledi. Biz de son çare arsa alıp bir kültür merkezi yapmaya karar verdik. Kısa zamanda arsa bulduk. İnşaat mühendisi Coşkun Bey fisebilillah projeyi çizdi ve Hasan İlhan kardeşimiz de keresteyi temin etti. Aziz Doğrul ve diğer kardeşlerimizin desteği ile beş katlı kültür merkezimiz kısa zaman içinde hizmete girdi. Gemlik’teki arkadaşlar olarak otuz beş yıldır hep birlikte tesanüdü muhafaza ederek hizmet etmeye çalışıyoruz. Bunun için ben Gemlik’i ve buradaki kardeşlerimi çok seviyorum.
Risâle-i Nur ve Yeni Asya size ve ailenize neler kazandırdı?
Ben ve altı çocuğum Risâle-i Nurlardan haberdarız. Derslere devam edip istifade etmeye çalışıyoruz. Şimdi torunlarım aynı çizgide gitmeye devam ediyorlar. Kıyamete kadar bu hizmetlerden neslimizi mahrum etmemesi için Allah’a niyaz ve dua ediyorum.
Risâle-i Nur eserlerinde sizi en çok etkileyen nedir?
Üstadımızın Van’da talebe okuturken çıktığı Van Kalesinde ayağı kayıp düşerken “Dâvâm” diye haykırması benim için büyük bir kahramanlık örneğidir. Ve hak olan dâvâmız için gerektiğinde canlar dahi feda edilir. Fakat Risâle-i Nur hizmetinde takip edilen müsbet iman hizmetiyle bugüne kadar canlarını feda edenler yeri ne dâvâsı için ömür ve hayatını feda eden nice kahramanlar yetişmiştir.
Yaz tatillerinde gençlere Kur’ân dersi veriyorsunuz. Bunun hizmete katkısı nelerdir?
Her yaz aralıksız yaptığımız bir faaliyetle, Kur’ân eğitimi vermek için bizden talep edenlere yardımcı oluyoruz. Ailelerle tanışıp onları da derslere yönlendiriyoruz. Böylece hizmet dairemiz genişliyor, onların Risâle-i Nurları tanımalarına ve ondan iman-ı tahkiki dersleri alarak istifade etmelerine vesile oluyor. Bu sayede birçok arkadaş Risâle-i Nurla hizmet dairesine girdi.
Yeni Asya gazetesini okuma sebebiniz nedir?
Ben biraz ehl-i kalp insanım, içtima-i meselelerle fazla ilgilenemiyorum. Ahir zamanda beklenilen müceddidin, hem diyanet aleminde hem siyaset âleminde vazifeleri olduğu için, Yeni Asya Gazetesinde içtima-i konularda ne çıkmışsa ben onun doğruluğuna inanıyorum. Bu güne kadarki yazılarıyla gazetemizin bizi yanıltmadığı kanaatindeyim.
Güzel faaliyetlerin yapıldığı Gemlik Yeni Asya Bürosu hakkındaki düşüncelerinizi bizimle paylaşır mısınız?
Gemlikte büro hizmetimizin uzun bir geçmişi var. Bir arkadaşın tuhafiye dükkânıyla başladı, sonra sohbet ettiğimiz mekânlarda neşriyatımızı tanıttık. 2003 yılında merkezde, uygun bir yer tuttuk ve “Al götür oku getir” sistemiyle öğrencilere hizmet vermeye başladık. Bu faaliyetimiz çok ilgi gördü. Bu gelişmeleri görünce kendimize ait bir yer almaya karar verdik. Şartlarımıza uygun yer nasip oldu, onu aldık. Yeni büromuzu farklı hizmetler yaparak değerlendirmeye çalışıyoruz. Yeni kitapların satışı ile birlikte “al götür oku getir” hizmeti veren bir bölümümüz devam ediyor. Üç bin kadar kitap ve bin kadar abonemiz var. Cüz-i bir abone ücreti ile kütüphanemizde mevcut kitaplarımızın hepsini okumak mümkün. Bu hizmetin yanında öğrencilerin kolay ulaşabildiği bir yer olduğu için gençlik ve öğrenci sohbetleri de bu mekânda yapılıyor. Bu uygulama ile kitap alıp okuma imkânı sağlamış oluyoruz.
Yeni Asya ve Risâle-i Nur hizmetinde gelecek için neler düşünüyorsunuz?
Gençlerin hizmetimizi daha ileri götüreceği kanaatindeyim. Yeter ki biz köstek ve engel olmayalım. Elimizden geldiğice önlerini açıp destek olmaya çalışalım. |
TALİP ÇİÇEK 30.05.2010 |