Ali Rıza AYDIN |
|
"Biz abi değil miyiz?" |
Yıl, 1996 ya da 1997… İstanbul’da güz dönemi “Temsilciler Toplantısı” var. Ankara’yı temsilen bir grup kafadar, eski model vasıtayla koyulduk yolumuza. Hava güzel, yol uzun, muhabbette kaynak var. Dünden, bugünden, hizmetlerden, siyasetten derken, vardık Sapanca’nın düzüne. Gelelim meselenin özüne: Arkadaşlar hep beraber dedik ki: “Duralım şurada biraz, hem istirahat ederiz, hem de kılarız namaz.” Durduk, yol boyu kahvesine. Namaz, niyazdan sonra, çay molası verildi. “Dört tane çay!” denildi. Bahçedeki bir plâstik masaya bendeniz, İrfan Özçelik, Ömer Pektaş, bir de Metin Tez’imiz kurulduk şöylece, hepimiz. Çaylar geldi masaya, şeker kaldı arkaya. Garsona seslendim: “Oğlum, şekerin yok mu?” Telâşla giden garson, getirdiği şekeri, avucundan masaya koyuverdi, ivedi. Masa naylon, üstü kir! Şekerler saçıldı, bir bir. Arkasından seslendim: “Oğlum, hani tabağı, tası? Görmüyor musun pisi?” Garson, eliyle, o an gelen bir Mercedes otoyu göstererek: “Abiler geldi” dedi. Koştu gitti oraya. Kafamdan cıngı çıktı, seslendim delikanlıya: “Bana bak! Biz, abi değil miyiz?” Maksadını anladım. Gelen, konforlu araba, içi de pek kalaba. Zahir, bahşiş onda dolgun. Bizim oto pek yorgun! 82 Audi, ona göre garipti. Bakıştık birbirimize, gülmek geldi her birimize. Hep beraber söylendik: “Biz, abi değil miyiz?” Garson kardeş espriyi fark etti, yanımızdan, bahşiş için çark etti. Fakat, fark edemediği bir şey, herkes Allah kuluydu! Nasreddin Hoca’nın sözü, burada bir defa daha tahakkuk etti: “Ye kürküm, ye!” Hayatın her yerinde böyle şeyler oluyor. İnsanlar, bazı nâkıs kimselerden kılığına kıyafetine, verdiği ziyafetine, güttüğü siyasetine, velhâsıl; sırtındaki kürküne göre ilgi hürmet görüyor. Doğru mudur, yanlış mıdır? Hükmü sizler verin. Ceket-pantolon çıkıyorsun çarşıya, veyahut varıyorsun bir kuruma; muhatabın en centilmen hitabı: “Amca, dayı; hişt hişt!.” Bir kıravat farkıyla o an çaptan düşersin. Bağlanınca kıravat, hemen değişir hitap: “Efendim” ya da “beyefendi” oluverirsin, hemen. İlginç hâl! Her ne ise… O gün, bu gün bu sözü pelesenk ettik dile, aramızda parola oluşturuldu bile: Biz, abi değil miyiz?.. 05.08.2010 E-Posta: [email protected] |