04 Ağustos 2010 ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET VE ŞÛRÂDIR İletişim Künye Abonelik Reklam Bugünkü YeniAsya!

Eski tarihli sayılar

Günün Karikatürü
Gün Gün Tarih
Dergilerimiz

Cevher İLHAN

“Özerklik” değil, demokratikleşme… (2)


A+ | A-

Aslında Öcalan’ın “yol haritası”, Karayılan’ın “özerk bölgeler” önerisi, BDP’nin “federasyon raporu” ve en son BDP eşbakanı Demirtaş’ın “adem-i merkeziyet”i dile getirmesinden sonra Baydemir’in “bölgesel özerklik projesi”nin bir etnik-bölgesel ayrışma süreci olduğu, anlaşılmakta.

Osmanlı’nın son devrinde de çokça tartışılan bu proje, Avrupa’daki Anglo-Sakson eğitimden ve Jöntürklerden etkilenen Prens Sabahaddin’in “iyi niyetli” de olsa Bediüzzaman’dan “frenk illeti” tâbir ettiği ecnebilerin “kavmiyetçilik” tahrikine âlet edileceği ikazını almıştı. (Sebilürreşad, 4 Mart 1336 -17 Mart 1920; Eski Said Dönemi Eserleri, 108-109)

O gün “muhtariyet” denilen “özerkliğin”, ırkçılıkla tefrikayı uyandıracağı, ülkeyi ve milleti bölüp parçalayacağı bizzat Bediüzzaman tarafından başta Prens Sabahaddin olmak üzere muhataplara bildirilmişti.

Önce “muhtariyetle-özerklikle” eyâletlere, ardından “istiklâliyetle - bağımsızlığını ilânla, ayrı devlete ve nihâyetinde “tavâif-i mülûk” diye tâbir edilen ülkenin ayrı ayrı devletçiklere taksimi felâket ve fitnesine zemin hazırlayan “ecnebi plânı”nı olduğuna dikkat çekilmişti.

Demokrasi noksanlığıyla ırklar ve mezhepler arasındaki şiddetli ihtilâfların tahrikiyle, birdenbire merkez kaç kuvvetiyle, merkeze yönelik nefretle, Osmanlıdaki toplulukları başı buyruk yapıp dağıtacağını ve birbirinden koparacağı belirtilmişti. Daha medenileşmemiş, demokrasi ve hürriyete yabanî kalmış toplumdaki “vahşetin galeyanı”na sığmayacağını, Osmanlılık ve meşrûtiyet perdesini birden depreşip feverân ile yırtacağını yazmıştı.

Bunun idârî hüviyette kalmayacağını, Birinci Dünya Savaşında görüldüğü gibi ecnebilerin parmak karıştırmalarıyla tefrikayla iftirakı azdıracağı ferâsetli tesbitini yapmıştı...

TEFRİKA FİTNESİ BELÂSI

Bunun içindir ki Bediüzzaman, “Her kavmin devamlılık sebebini sağlayan millî örf ve âdetlerine, kendilerine mahsus dile-edebiyata ve fikrî kabiliyet kapasitesine uygun olarak mutlaka teşebbüslere başlanması gerektiğini tavsiye eder. Demokrasinin yaygınlaşmasının idarî anlamda yerinde yönetimin, mahallere mahsus lisân ve millî âdetlerinin gelişmesinin gereğini ifâde eder. İnsan hakları ve hürriyetlerinin mükemmelleştirilmesini ister.

Milletin maddî ve mânevî kalkınmasının, etnisiteye ve bölgesel farklılıklara göre vatanı ve milleti tefrika fitnesi belâsına duçar etmeye kapı açan “adem-i merkeziyet” ya da “muhtariyet-özerklik”le değil, “usûl-ü merkeziye” denilen demokratik merkezî idâre içindeki birlik ve bütünlükle sağlanabileceğini açıklar.

Diğer yandan Baydemir’in “özerk Kürdistan projesi”nin gelir dağılımında adaletin sağlayacağı tezinin sathî bir çarpıtma olduğu meydanda. Belli ki “küçük olsun, benim olsun” kavgası veriliyor. Ülkeyle birlikte topyekûn kalkınma vetiresini tamamlamış bir “Kürdistan” yerine, bölgenin tek başına kıt ve sınırlı kaynaklarla geri kalmasına râzı olunuyor.

Oysa kalkınmanın demokratik ve sosyal yönü bir yana, bölgenin ekonomik açıdan diğer bölgelerden izole ve azâde mevcut imkânlarla kalkınmayacağı, en basit rakamlarla bilinmekte.

Buna karşı Bediüzzaman, milletin “bütünlük ciheti” olan “usûl-u merkeziye”nin milleti birbirine bağlayan bağları ve gidiş yolunu, istikameti aydınlattığını anlatır; vatandaşlar arasında millî sevgi ve birlik bağlarını tahkim edeceğini beyân eder. “Zülâl-ı medeniyet” dediği medeniyetin tatlı suyunun bu mecrâda akacağını, unsurlar ve bölgeler arasındaki dengesizliklerin ancak “demokratik merkezî usûl”le bir giderileceği tesbitinde bulunur…

“ÖZERK KÜRDİSTAN

PROJESİ”NİN AKIBETİ…

Yine bundandır ki, geçen asrın başında bilhassa gayr-i müslim unsurlar üzerinde oynanan “adem-i merkeziyet” ve “muhtariyet”le tefrikayı kışkırtan ve bugün “yerinde yönetim” ve “idarî taksimat” paravanında gündeme getirilen ve ülkenin bölüşülüp küresel güçlerin müdahâlesine sebebiyet verecek “özerklik projesi”nin, bölgelerin ve özellikle Doğu ve Güneydoğu’nun maddî kalkınmasını kamçılayacağı, boş bir iddiadan ibâret…

Bediüzzaman’ın bundan tam doksan yıl önce, “eyâlet sistemi”ne kapılar açmanın, Peygamberimizin beyânıyla, “asâbiyet-i cahîliye” denilen onüç asır evvel ölmüş ırkçılığı-kavmiyetçiliği yeniden azdırmakla fitneyi uyandıracağı ihtarının ehemmiyeti büyüktür.

Terör örgütünün terörü tırmandırdığı, karakol ve birlik baskınlarından şehirlere kadar indiği ortamda, “aylılıkça tehditler”le ve şantajlarla politik tartışma zeminine taşınan ortamda, ülkenin etnik ve bölgesel ayırımlar üzerine ayrı ayrı meclislerle ve bayraklarla bölünmesini hedefleyen “özerklik projesi”nin akıbeti bu…

Buna mukabil, gerçek ve sürdürülebilir maddî ve mânevî kalkınmanın, “demokratik merkezî usûl”le demokratikleşmeyi başarmış, hak ve özgürlüklerde ilerlemiş “müreffeh Türkiye”nin büyük bütçesi ve kalkınma plânı içinde olacağı, hissiyatta mağlup olmayan aklı başında herkesçe teslim edilmekte…

Özetle hak ve hürriyetlerin hakkıyla geliştirilmesi, millet irâdesinin ortak temsilcisi ve birliğinin çatısı Meclis’in uhdesinde yapılmalı. Yoksa bugün “özerklik”le ileri sürülen “adem-i merkeziyet”in milleti birbirine bağlayan mânevî ve maddî râbıtaları kesip bozacağı, dünden bugüne vâhim ve çarpıcı örnekleriyle ortada…

04.08.2010

E-Posta: [email protected]


 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Önceki Yazıları

  (03.08.2010) - “Özerklik” değil, demokratikleşme…(1)

  (02.08.2010) - “E-muhtıra” muamması… (2)

  (01.08.2010) - “E-muhtıra” muamması… (1)

  (30.07.2010) - Provokasyon meydanda...

  (29.07.2010) - “Kemalizmle İslâmı barıştırma!” (2)

  (27.07.2010) - İran’la “nükleer takas”da Amerikan dayatması

  (26.07.2010) - “35. madde” atışması...

  (24.07.2010) - Kabil Konferansından ne çıktı?

  (22.07.2010) - 12 Eylül’le “hesâplaşma”

  (21.07.2010) - “Terörle mücâdele plânı” var mı?


Son Dakika Haberleri

Bütün yazılar

YAZARLAR

  Abdil YILDIRIM

  Abdullah ERAÇIKBAŞ

  Abdullah ŞAHİN

  Ahmet ARICAN

  Ahmet BATTAL

  Ahmet DURSUN

  Ahmet ÖZDEMİR

  Ali FERŞADOĞLU

  Ali OKTAY

  Ali Rıza AYDIN

  Atike ÖZER

  Baki ÇİMİÇ

  Banu YAŞAR

  Cevat ÇAKIR

  Cevher İLHAN

  Elmira AKHMETOVA

  Fahri UTKAN

  Faruk ÇAKIR

  Fatma Nur ZENGİN

  Gökçe OK

  Gültekin AVCI

  H. Hüseyin KEMAL

  H.İbrahim CAN

  Habib FİDAN

  Hakan YALMAN

  Hakan YILMAZ

  Halil USLU

  Hasan GÜNEŞ

  Hasan YÜKSELTEN

  Hüseyin EREN

  Hüseyin GÜLTEKİN

  Kadir AKBAŞ

  Kazım GÜLEÇYÜZ

  M. Ali KAYA

  M. Latif SALİHOĞLU

  Mehmet C. GÖKÇE

  Mehmet KAPLAN

  Mehmet KARA

  Mehmet YAŞAR

  Mehtap YILDIRIM

  Meryem TORTUK

  Mikail YAPRAK

  Murat ÇETİN

  Muzaffer KARAHİSAR

  Nejat EREN

  Nimetullah AKAY

  Osman GÖKMEN

  Osman ZENGİN

  Raşit YÜCEL

  Recep TAŞCI

  Rifat OKYAY

  Robert MİRANDA

  Ruhan ASYA

  S. Bahattin YAŞAR

  Saadet BAYRİ

  Saadet TOPUZ

  Said HAFIZOĞLU

  Saliha FERŞADOĞLU

  Sami CEBECİ

  Selim GÜNDÜZALP

  Semra ULAŞ

  Suna DURMAZ

  Süleyman KÖSMENE

  Umut YAVUZ

  Vehbi HORASANLI

  Yasemin GÜLEÇYÜZ

  Yasemin YAŞAR

  Yeni Asyadan Size

  Zafer AKGÜL

  Ümit KIZILTEPE

  İbrahim KAYGUSUZ

  İslam YAŞAR

  İsmail BERK

  İsmail TEZER

  Şaban DÖĞEN

  Şükrü BULUT

Dergilerimize abone olmak için tıklayın.
Hava Durumu
Yeni Asya Gazetesi, Yeni Asya Medya Grubu Yayın Organıdır.