Ahmet BATTAL |
|
Cumhurbaşkanının kaç yılı kaldı? |
Bir cumhurbaşkanının kaç yıl için seçilmiş olacağı anayasanın 101. maddesinde yazılı: Beş yıl. Ancak 2007 yılında yapılan anayasa değişikliği öncesinde bu süre yedi yıl idi. Beş yıla indirilirken, o tarihte fiilen cumhurbaşkanı olan Abdullah Gül’ün görev süresi hususunda anayasaya bir geçici madde yazılmadı ve şimdi nurtopu gibi bir gündem konumuz var: Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün görev süresi, seçildiği tarihte geçerli Anayasa hükmüne göre ve yedi yıl mı yoksa Anayasanın değişen şekline göre ve beş yıl mı? Problem net ve iki cevabı var. Ayrıca iki cevabın da doğru olduğunu gösterecek çeşitli deliller var. Kamuoyu ve ilgili çevreler tartışıyor. Bendenizin tartışmak istediği husus ise şu: Bu konuda son sözü kim söyleyebilir? Kim söylemeli? Kim söyleyecek? Cumhurbaşkanı mı, Yüksek Seçim Kurulu mu, Kurulun Başkanı mı, Türkiye Büyük Millet Meclisi mi, Meclis Başkanı mı? vs. vs. Bazı farazî sorular soralım: Yüksek Seçim Kurulu sürenin beş yıl olması gerektiğini varsayarak önümüzdeki aylarda bir seçim süreci başlatırsa ne olur? Hükümetin, bu karara karşı direnmesi ve seçim için Kurula malî kaynak aktarmaması sebebiyle seçim zamanında yapılamazsa ne olur? Yüksek Seçim Kurulu cumhurbaşkanının görev süresinin yedi yıl olduğuna karar verirse ne olur? O tarihteki iktidar ya da ana muhalefet partileri ya da yeni sistemde doğrudan bireyler konuyu anayasa mahkemesine götürüp seçimin erkene alınmasını isteyebilir mi? Bütün bu karmaşık sorulardan kurtulmanın tek bir doğru çözümü var(dı): “Kanun koyucu” olan millet meclisi, kural koyarken ve değiştirirken işini ciddiye almalı, sonuçları düşünüp tartmalı, bu tür boşluklara ve tartışmalara sebep olmamalı(ydı). Madem oldu, bu problemi de bizzat Milletin meclisi çözmeli. Zira aslolan millettir. Milletin iradesi, vekilleri eliyle tecelli eder. Milletvekilleri, bu sebeple meb’ustur, ve ehl-i hall ve akd’dir. Milleti ve devleti temsil edecek makamda bulunan birinci adam olan cumhurbaşkanı ise ulûlemirdir. Devlet memurlarının amirlerinin amiridir. Cumhurbaşkanının kim olacağını ya da ne zaman ve nasıl seçileceğini de yine bizzat halk ve dolayısıyla vekilleri belirler, son sözü o söyler. O halde Meclis, mevcut cumhurbaşkanının görev süresi hususundaki problemi de kendi öncelikli meselesi olarak görüp derhal çözümlemelidir. Aksi halde, görevden kaçmış ve yetkisini de Yüksek Seçim Kuruluna devir ve tevdi etmiş sayılacaktır. Meclis bu konuyu anayasa değişikliği türünden bir kanunla çözmez ve beş yılın dolması yakınlaşırsa Yüksek Seçim Kurulu haklı olarak kendisini görevli sayacak ve tartışmalı süreyi kendi gerekçelerine göre beş ya da yedi yıl olarak belirleyecektir. Ama Meclis erken davranır da—bir mânâda—içtihat gerektiren bu hususu kendisi çözerse; hem milletin cumhurbaşkanı seçme konusundaki iradesini tam tecelli ettirmiş olacak, hem de Yüksek Seçim Kurulu ve Başkanı ve daha önemlisi bizzat millet rahat edecektir. 16.09.2010 E-Posta: [email protected] |