Rifat OKYAY |
|
Bize düşen vazife |
Ümitsizliğin bittiği yerde, acı olmaz, kadere itiraz olmaz, hizmette kusur arama olmaz ve elim emeller ve fikirler olmaz ve olamaz... Çünkü, ümit; İslâm ve iman adına ümit hayat demektir, diriliş demektir, var olmak ve varlık âlemini haykırmak demektir... Bu noktada bütün sahte ve bayağı seslerin susması hakikatın konuşması, konuşturulması esas olduğu için yeis, ümitsizlik kendi karanlıklarında ve menfiliklerinde boğulup gitmiştir zaten... Müslümanın ümidi bitmez... Bitmemelidir de zaten... Ama Müslümanın hedef olduğu saldırılarda bitmez, zulümler de bitmez, istibdatlar da bitmez, elemler de bitmez, acılarda bitmez, bu işleri yapanlar da tükenmez, kaybolmaz, ortadan çekilmez... Koca ustanın dediği imtihan bu hayat biter, imtihan biter... Gönül ister ki iyi bitsin... Sayfalar güzel kapansın. Galip olan iyilik olsun... Iztırap bir nefiste, bir şahısta olsa sineler hazır, sığar sığmaz sineye çekilir ve halledilir... Lâkin ıztırap âlem-i İslâmı sarmış... Görünen görünmeyen bütün hastalıkların, belâların, topyekûn dinimize, dini hayatımıza icra edilen zulümlerin, haksızlıkların ıztırabı dinmedikçe ve âlem-i İslâm kurtulmadıkça mü'minlerin İslâm cemaatlerinin ıztıraplarının dinmesi, acılarının bitmesi mümkün değildir... Bizleri elbette ki İslâm âleminin muhatab olduğu acılar ve elemler yeise, ümidsizliğe düşürmemelidir. Bilâkis küllî, umumî, herşeyi ve herşeyimizi kucaklayan bir ubudiyetle, kullukla ve cihad aşkıyla Kur’ân’a sarılmalıyız, onun hükümlerini öğrenerek önce nefsimizi terbiye edip kurtuluş reçete ve çarelerini âleme neşretmeliyiz İnşaallah. Kim ne derse desin... Herkesin herşeyini ortaya dökerek dünya adına bağlantılarla, dünya saadeti adına bütün varlıklarıyla çalıştıkları günümüzde ehl-i iman çalışmalı.. Son derece fazla çalışmalı.. Kur’ân’ın Nurunu âleme yaymaya, muhtaçlara ulaştırmaya gayret etmelidir. Bu konuda onun en büyük yardımcısı ümidi ve imana dair yüksek emelleri olmalıdır... Velev ki din düşmanları kuvvetli olsun veya öyle görünsün hiçbir zaman Müslüman ümidini kırmamalı, âlem-i İslâmın ıztırapları, maruz kaldığı hücumlar karşısında bu yolda fedakârane çalışmaların ve faaliyetlerin içerisinde olmalıdır... Sadece bu yolda hizmet vermeyi, bu yolda bir nebze olsun Müslümanlara yardımcı olmayı hedeflemek ve niyetine girmek bile ümitsizliğin kalesinde açılmış büyük bir gediktir.. Yeter ki tembellikle bu gediği tekrar kendi elimizle kapamayalım, yeise düşmeyelim... Vazifemiz çalışmak, Hakk’ta sebat etmek, ümitvar olmak ve sabır etmektir... Cenâb-ı Hakkın ihsan edeceği muvaffakiyeti beklemektir. Allah (cc) hepimize iman, Kur’ân hizmetlerinde güç ve kuvvet nasip etsin İnşaallah... 17.09.2010 E-Posta: [email protected] |