Halil USLU |
|
Ereğli ve Kur’ân |
Bu yıl Türkiye’de ve dünyada Kur’ân yılı. Diyanet İşleri Başkanlı’ğı ilân etti: “Türkiye’de ve bütün âlem-i İslâm’da bu yıl Kur’ân yılı.” Çünkü milâdî 2010 itibarıyla Kur’ân-ı Hakim’in nüzulünün 1400’üncü yılı. Bu itibarla Diyanet İşleri Başkanlığı, yurt içi ve yurt dışında sempozyumlar, açık oturumlar, paneller, ilmî toplantılar, konferanslar, Kur’ân tilâveti programları, “Kur’ân Sadâsı” programları, mukabele günleri, Mushaf ve Kur’ân konulu eser satış mekânları, yarışmalar, belgeseller, afişlerle Kur’ân mesajları, hutbe ve vaazlar başta olmak üzere bir çok faaliyet yaptı ve yapmaya devam ediyor. Konya Ereğli’mizin kahraman, faal, Kur’ân-ı Hakim’e ve Nur-u Kur’ân’a uzun yıllardır gönül veren ihlâs-ı etem sahibi can dostları, bizleri hem iftarlarına, hem de vakıf binaları seminer salonunda “2010 Kur’ân yılı ve Risâle-i Nur“ başlıklı bir Ramazan sohbetine dâvet ettiler. İcabet ettik, güzel iftar, sahur, seminer ve sohbetler ardı ardına devam etti. Makaleye sığmaz, sığdığı ve aklımızın aldığı kadarıyla özetle şu hakikatlerin üzerinde durduk ve durmaya devam edeceğiz. Çünkü Kur’ân-ı Kerim’e biz ve bütün insanlık âlemi “hava, su ve gıda“ gibi muhtacız, bugün daha çok muhtacız. Hz. Bediüzzaman Cenâb-ı Allah’ı bize tarif eden “üç küllî muarriften” birinin Kur’ân-ı Hakîm olduğunu 19. Söz ve 19. Mektub ve emsâli eserlerinde söylüyor ve her cihetle ispatlıyor. Hatta emsâlsiz bir Kur’ân tefsiri olan İşaratü’l-İ’câz eserinin ahirinde Bakara Sûresi 32. âyetinin deryasından bir cetvel ve bir damla damlattığını ifade ediyor. Yine “Mu'cizat-ı Kur’âniye” isimli 25. Söz eserinde Kur’ân-ı Hakim’in bu asra ne kadar baktığını, bir çok âyetle en katı kalplere ve en inatçı kafalara misâllerle göstermektedir. Bütün âlemi kucaklayan Hz. Üstad, 100 yıl önce, yine bu emsâlsiz eserinin sonuna, Batı dünyasının meşhur doktorlarından Dr. Johnson’un şu çarpıcı sözünü kaydetmiş: “Kur’ân öyle bir Peygamber sesidir ki, onu bütün dünya dinleyebilir. Bu sesin aksi, saraylarda, çöllerde, şehirlerde, devletlerde çınlar.” Bizler de “Sadakte”, doğrudur, gerçektir diyoruz. Çünkü bu ifadeler hakikat oldu. Bakınız dünya milletlerinin devletlerine ve devlet reislerinin beyanlarına. Son dönemlerde ABD Hariciye Bakanı Hillary Clinton, “Kur’ân, benim de dahil olduğum milyarlarca insanı aydınlattı” demişti. Daha öncede eşi eski ABD Devlet Başkanı Clinton, Hucurat Sûresi 13. âyeti göstererek “Dünya Kur’ân’a muhtaç” beyanında bulunmuştu. Yine ABD Devlet Başkanı Barack Obama, Ramazan ayının başlaması dolayısıyla bir kutlama mesajı yayınlandı. Obama, mesajına, Arapça “Ramazanınız mübarek olsun” anlamına gelen “Ramazan Kerim” ile başladı. İngiltere Kralı veliahdı Prens Charles bu yılki Dünya Çevre Günü’nde Oxford İslâmî Çalışmalar Merkezi’nde yaptığı konuşmada, “Dünyayı kurtarmak için İslâm’ın izinden gidin” dedi ve Kur’ân’ın “insan ve çevreyi” birbirinden ayırmadığını belirtti. İmam-ı Şafii Hazretleri “Eğer Kur’ân’ın tamamı gelmeseydi, yalnız Asr Sûresi bütün insanlığa yetecekti” buyurmuştur. Bunun gibi Kur’ân’ın her bir âyeti ve en küçük bir sûresi gerek sevap cihetiyle, gerekse prensipler manzumesinde, erişilmesi mümkün olmayan bir kelâm-i İlâhîdir. Hz. Bediüzzaman 100 yıl önce neşrettiği Hakikat Çekirdekleri eserinin birinci babında der ki: “Mariz bir asrın, hasta bir unsurun, alîl bir uzvun reçetesi, ittibâ-ı Kur’ân’dır.” Bugün ülkemizde ve ülkelerde bir çok açılım paketi ve çıkış yolları aranmaktadır. Hucurat Sûresi 10 ve 13. âyeti, En’am Sûresi 164’ncü âyeti ve Maide Sûresi 32’nci âyeti bugün bütün şebabetiyle, gençliğiyle ve tazeliğiyle, bizlere rehber, ışık ve nurdur. Anlayana, anlatana ve yaşayana ne mutlu. Bizlerin bu mânâları nakletmemize vesile olan muhterem Fikri Günen başta olmak üzere bütün Ereğlili kardeşlerime binler duâ, teşekkür ve Kur’ân neşrinde başarılar... 27.08.2010 E-Posta: [email protected] |