Recep TAŞCI |
|
Madalyonun öteki yüzü |
Geçen hafta, Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) Nisan, Mayıs, Haziran aylarını kapsayan Mayıs dönemi işsizlik rakamlarını açıkladı. 2009 yılının aynı dönemi ile karşılaştırıldığında yüzleri güldürdü. Beklenenden iyi çıktı. Hükümet referandum öncesi lehine kullanabileceği bir propaganda malzemesine sahip oldu. Çünkü işsizlik iktidarın yumuşak karnıydı. Başbakan da bu sebeple yüzde 10 hedefini koydu. Umarız tutar. Kusura bakmazsanız ve sıkılmazsanız biraz rakamlardan bahsedelim. 2009 Mayısında 21 milyon 455 bin olan toplam istihdam, 2010’da 23 milyon 55 bine yükselmiş. Yani 1 milyon 600 bin kişi iş bulmuş. Bir yıl içinde. Gayet iyi. İş bulanların sektörler itibariyle dağılımı şöyle: Sanayi……….535 bin Tarım………..423 bin Hizmetler……474 bin İnşaat………...167 bin Bu tabloya paralel olarak Mayıs 2009’da işsiz sayısı 3 milyon 382 bin iken Mayıs 2010’da 2 milyon 846 bine gerilemiş. İşsiz sayısı 536 bin azalmış. Oran olarak da yüzde 13,6’dan yüzde 11’e inmiş. Bütün bu rakamlar olumlu. Herkes mutlu olmalı. İşsizliğin azalması ekonominin de canlandığını da gösterir. Ayrıca sosyal barışa da katkıda bulunur. Ancak sevinirken rakamları iki taraflı okumalı. Rehavete kapılınmamalı. Bu bağlamda şu sevimsiz gerçekleri de bilelim. Yüzde 11 hâlâ yüksektir. Övünürken ölçüyü kaçırmayalım. Tamam, buralara yüzde 16,1’lerden gelinmiştir, bir iyileşme söz konusudur, ama krizle boğuşan nice ülkelerde işsizlik oranı daha düşüktür. Yine 2007 ve 2008’de işsizlik oranlarının yüzde 9,2’lerde olduğunu da unutmayalım. Bir diğer olumsuzluk da 15-24 yaş grubunda işsizlik oranının yüzde 19,8 olmasıdır. Şehirlerde bu oran yüzde 23’ü geçmektedir. Ki bunlar hayra alâmet değildir. Tarım dışı işsizlik oranı yüzde 13,8’dir Ayrıca mevsimsel etkilerden arındırılmış işsizlik oranı Nisan ayına göre yerinde saymıştır. Gizli işsizler 1 milyon 836 bindir. Bunlar da hesaba katıldığında oran yüzde 16,9 düzeyine yükselmektedir. Önemli bir nokta da yaz mevsiminin bitimiyle birlikte işsizlik oranının tekrardan tırmanışa geçeceğine dair beklentidir. Açıklanan bu hususlar da madalyonun öteki yüzüdür. Son olarak şunu ifade edelim. Rakamlar kesin değildir. İşsiz sayıları kapılar çalınarak tek tek tesbit edilmiyor. Anket yoluyla hesaplanıyor. Yanılma payı her zaman mümkündür. Gerçek durumu tam olarak aksettirmeyebilir. O sebeple… İş aramaktan yılmış, umutsuzluğa kapılmış kişiler çizilen pembe tablolara sinirlenip, öfkelenmesinler. TÜİK de nihayetinde bir devlet kurumu. Her kurum gibi onun da hataları olacaktır. Yeter ki siyasî iktidarların etkisinde kalmasın. 23.08.2010 E-Posta: [email protected] |