Ali FERŞADOĞLU |
|
Bediüzzaman için ne dediler? (2) |
Alay müftüsü Osman Nuri Efendi: “Üstadı sizin hâfızalarınız anlamaz! Üstad acaip bir insan. Sizler Risâle-i Nur’u anlayarak okuyun. İşte görüyorsunuz. Fevzi Çakmak’la her gün beraberiz. Çeşitli mevzuları, hattâ dünya ahvalini görüşüyoruz. Sizin Üstadınızda öyle bir deha, öyle bir kabiliyet var ki, dünyadaki devletlerin siyaseti Üstada verilse hepsini idâre eder.”1 Prof. Yusuf Kaplan: “Bediüzzaman, İslâm coğrafyasının yetiştirdiği en büyük düşünür. Bütün zamanları seferber edebilmiş, bütün zamanları kendi çocuğu kılabilmiş bir düşünür olarak Hz. Peygamber’de (asm) benim gözlemlediğim âlim, arif ve hakim esmasını bizatihi kendi kişiliğinde tecessüm ettirmiş tek kişi. “Bediüzzaman’ı diğer âlimlerden ayıran bize hediye ettiği iki dildir. Bediüzzaman İslâm düşünce geleneğini, fıkhı, kelâmı, hadisi, tarihi, tasavvufu, ebcedi... harekete geçiren tek figür. Bediüzzaman sadece bir alana hapsedilemeyecek kadar büyük. Tasavvufla ilişkisi görünmese de müthiş bir nefis terbiyesi ve tezkiyesini hayatından örneklerle bize sunuyor. “Medeniyetin, ilim ve düşünce geleneğinin yeniden harekete geçirilmesiyle ihyâ edileceğinin farkına varan tek insan. Başkası yok. “Medeniyetin dilinin nasıl olması gerektiğini gösterecek bir dil hediye etmiştir. Eğer bir medeniyet ideası geliştiriyorsak, Bediüzzaman’ın dili beslenebileceğimiz en önemli kaynak. “İslâmî düşünce geleneğinin, hayatının, hayat tasavvurunun yansıdığı, ifadesini bulduğu bir dil. Doğrudan İslâmî kavramların, İslâmı algılama biçimlerinin söz konusu olduğu bir dil var. Diğer önemli tarafı bütün İslâmî düşüncesini harekete geçiren değil yeniden üreten bir dil. “Bediüzzaman bence 20. yy’ın değil 21. yy’ın düşünürü. Dünyanın modernlikle birlikte sürükleneceği yeri görebilmiş İslâm dünyasındaki tek düşünür… Bunun için nasıl bir zihnî sefer yapılacağını gösterebilmiş biri. Batıdaki deizmin, sekülerleşmenin bütün insanlığı ve İslâm dünyasını Peygamberî soluktan uzaklaştıracağını görüyor. O yüzden iman hakikatleri üzerine yoğunlaşıyor. “Daha önceleri ‘Bediüzzaman’ın ifadeleri niye ezberleniyor?’ diye kendi kendime sorardım, şimdi daha iyi anlıyorum ki o ifadeler tam olarak aktarılmadığında cümledeki hakikat tam olarak aktarılamıyor. Onun için merak edenlerin bu eseri okumalarını tavsiye ederim. “Bediüzzaman’ın söylediği ise kendi omurgamızı, kültürümüzü, değerlerimizi merkeze almak şartıyla diğer kültürlere açılabileceğimiz. Geldiğimiz noktada, önümüzde Bediüzzaman’ın dışında esaslı ikinci bir proje yok. Bediüzzaman geleceğin dünyasını şekillendirecek değerleri önümüze koyuyor. Bediüzzaman’ı bizim ciddî bir şekilde okumamız lâzım.”2
Dipnotlar: 1- Şahiner, Aydınlar Konuşuyor, s. 303. 2- Yeni Asya, 24.03.2008. 14.08.2010 E-Posta: [email protected] [email protected] |