Osman ZENGİN |
|
Bu sıcaklarda nasıl oruç tutacağız? |
Hem de, öyle kolay ve rahat tutacağız ki inşaallah, bunu yaşayarak göreceğiz! Daha önceki Ramazan yazılarımızda yazdığımız gibi, hiç korkmayın, korkmayalım! Oruç, Cenâb-ı Hak’kın taahhüdündedir. Yani garanti belgesi onun elindedir. Merhamet sahibi, Rahim olan Allah, hiç kuluna zulüm eder mi? Haşa ve kella! Yani bu sıcaklarda, sıcak günlerde oruç tutmalarını emrederek, kullarını niye zora soksun ki? Aslında zor değil, mükâfat ve ecrini düşününce, fazla bir zorluk hissetmiyoruz. Zaten, cenneti kazanmak da öyle ucuz değil, biliyorsunuz. İhlâsla o işe niyetlenince, ağzımızı ve sair duygularımızı iftara kadar mühürleyince görüyoruz, hissediyoruz kolaylığını.İlk defa yaz orucu tutacak olan gençler bize soruyor “Ne yapacağız, nasıl olacak, zorluk çeker miyiz, bu sıcaklarda nasıl oruç tutacağız?“ diye. Biz de onlara, dilimizin döndüğünce bunları anlatıyoruz. Çocukluğumuzda kış, gençliğimizde yaz, orta yaşlarda bir kış daha ve şimdi artık ihtiyarlığa doğru giderken de ikinci yaz oruçlarımızı tutacağız İnşaallah. Bundan sonra ne olur, Allah bilir. Ama o kadar oruç tutmanın tecrübesiyle, pek zorluk çektiğimi hatırlamıyorum. Bediüzzaman Hazretlerinin Ramazan Risâlesinde, oruçla alâkalı hikmet ve güzellikleri okursak, daha iyi anlayacağız bunları. Hazreti Ali’ye (ra) sormuşlar “En çok neyi seversin?“ diye “Yazın sıcak günlerinde oruç tutmayı” demiş. Hem de çöl sıcağında, klima da yok. O mübarek Hazret böyle söylüyorsa, varın gerisini siz düşünün! Nefse ve şeytana fırsat bırakmadan, o dessas ikiliye taviz vermeden, “Oruç benim içindir, onun sevabını ben vereceğim” diyen Rabbimize ram olup, boynumuzu bükerek “lebbeyk Ya Rabbi !" diyerek orucumuzu tutmalı ve onun emrine hiç tereddütsüz uymalıyız. Aslında, bu gibi farz olan hallerden uzaklaşırsak, bunun daha zorunu yaşayabiliriz de. Nitekim Üstad Hazretlerinin “Rüyada Bir Hitabe”sinde geçen ve 1. Dünya Savaşını kastettiği şu kısmı bir hatırlayın, “….Hem senede yalnız bir ay oruç için nefsimizden istedi. Nefsimize acıdık; kefareten beş sene oruç tutturdu…..” Yani zamanında ibadetlerde gevşeklik yapıldığı için, savaş sırasında çekilen, kat be kat cezasını nazara veriyor, bizler de eğer oruç ve diğer ibadetlerimizde Allah muhafaza gevşeklik gösterirsek, başımıza bir musîbet gelir, ondan daha zor bir hale düşebiliriz. Hülâsa; korkmayacağız, düşünmeyeceğiz! Rabbimize kul olduğumuzu gösterip, oruç tutacağız İnşaallah! Bu arada; basın dünyasında bir ilke imza atarak ve sonrasında başkalarınca da taklit edilen Ramazan sayfamızda, iki senedir sizlerle beraber olduk. Bu Ramazanda her gün sizlerle olamayacağız. Ama Allah nasip ederse, yine Ramazanla alâkalı yazılar da yazmaya çalışacağız. Bu vesileyle de; hepinizin mübarek Ramazanınızı tebrik eder, ondaki nuranî ibadetleri hakkıyla yapmayı nasip etmesini Cenâb-ı Hak‘tan niyaz eder, dualarınızı bekler sağ ve selâmetle hayırlı günler dilerim. 12.08.2010 E-Posta: [email protected] |