H.İbrahim CAN |
|
Medvedev Gümrü Üssünü kime karşı kullanacak? |
Rusya cumhurbaşkanı Medvedev geçen Cuma Ermenistan’ı ziyaret etti. Olağan gibi görünen bu ziyaret, aslında Rusya’nın eski Sovyet cumhuriyetlerine yönelik olarak Gürcistan savaşından bu yana izlediği aktif politikanın bir başka adımıydı. Gümrü’de bulunan Rus askerî üssünün kullanımı 2044 yılına kadar uzatıldı. İmzalanan protokole göre bu üs Rusya’nın çıkarlarının korunmasının yanı sıra, Ermenistan’ın güvenliğinin korunmasını amaçlıyor. Ayrıca Rusya Ermenistan’ın askerî ekipmanının güncellenmesi için yardım edecek, kalabalık birliklerle eğitim verecek. Bu arada 1988 depreminde arızalanan Metsamor nükleer santrali Ruslar tarafından yeniden inşa edilecek. Peki Gümrü nerede? Arpaçay’ın hemen karşısında. Yani Türkiye sınırında. Bu durumda Ruslar Ermenileri kime karşı koruyacak 2044 yılına kadar? Abhazya ve Güney Osetya’ya Rusların kurduğu modern hava savunma sistemleriyle birlikte düşünüldüğünde, Rusya’nın eski sınırları içinde özellikle de Kafkaslarda etkinliğini arttırmayı, askerî gücünü bu bölgede yoğunlaştırarak özellikle Türkiye’nin Kafkasya’da güçlendirmeye çalıştığı rolünü sınırlamayı hedefliyor. Yani Rusların asıl derdi, Obama’nın yumuşak veya en azından Rusya’ya ait olduğunu kabul ettiği nüfuz bölgelerindeki hareketlerine karşı sessiz kalma politikasından yararlanarak, bu bölgeyi tamamen kontrolüne almak. Ukrayna’daki Sivastopol’da Karadeniz Filosunu konuşlandırma süresini 50 yıl daha uzatması da bu politikanın bir parçası. Bu arada Hazar Denizindeki filosunu da yeniliyor. Ziyaretin gündemine—hiç alâkasız gibi görünmesine rağmen—Türkiye sık sık geldi. Osmanlı-Rus Savaşında ölen Rus askerleri anısında—bunca yıl sonra—yapılan anıtı açtı Medvedev. Sarkisyan her fırsatta protokolleri uygulamama konusunda Türkiye’yi suçladı. Bu ziyaretten çıkarılması gereken stratejik derslerden birisi de; Rusya’nın Ermenistan-Azerbaycan sorununun çözülmesini asla istemediğidir. Azerilerle sorunlarını çözmüş, Türkiye ile arasındaki sınırı açmış bir Ermenistan, Rusya’nın istediği gibi kontrol edemeyeceği bir ülkeye dönüşecektir. İlk başta Ermenileri Yukarı Karabağ’ı işgale teşvik edenin de Rusya olduğu unutulmamalıdır. Rusya kendi nüfuz alanıyla yetinmeyip, BM Güvenlik Konseyi’nin yaptırım kararı aldığı İran’ın nükleer enerji santraline yakıt vererek, bu ülke nezdinde de etkisini güçlendirmeye çalışmaktadır. Rusya’nın bu ziyaret vesilesiyle attığı adımlar ve benzerlerinin stratejik önemini üç noktada toplayarak yazımızı bitirelim: 1- Rusya—Amerika’nın pasif politikasından da yararlanarak—Güney Kafkaslar’da yoğun bir siyasal ve jeopolitik nüfuz arttırma harekâtı başlatmıştır. 2- Şimdi bu harekâtın hedefinde olan ve bundan etkilenen ülkeler kendi orta ve uzun vadeli çıkarlarını belirlemek ve ona göre harekete geçmek zorundadır. 3- Rusya’nın bu bölgedeki aktif politikalarının bir amacı da Türkiye’nin tarihsel ve etnik bağlara sahip olduğu Kafkasya’ya nüfuz etmesini önlemektir. Bu şartlar altında Türkiye’nin gerek Kafkaslarda gerekse Türkî cumhuriyetlerdeki durumunu, Rusya’nın bu yeni politikasına göre belirlemesi ve buna karşı politikaları bir an önce uygulamaya koyması gerekmektedir. 23.08.2010 E-Posta: [email protected] |