Halil USLU |
|
Baharın çiçekleri ve Trabzon |
Hz. Bediüzzaman’ın yüz yıl önce Münâzarât eserinde söylediği “Acele ettim kışta geldim, sizler cennet âsâ bir baharda geleceksiniz, ekilen nur tohumları zemininizde çicekler açacaktır...” müjde ve tesbitleri ardı ardına devam edip gidiyor. Biz, bu ve buna benzer tesbit ve sözleri anlatır ve meydanlarda haykırırken, çok nadan insanlardan tenkitler aldım. O günlerde zor ikna ediyorduk, fakat şimdi şükürler olsun Kâinatın Sahib-i Hakikisine, âlem çarşısı bir bütün olarak ve yep yeni bir dünya haritası içinde, müjdelerin nasıl birbiri ardınca tecelli ettiğini görmektedirler. Anlatmakla bitiremediğimiz Hollanda’dan ve harika hizmetlerini saymakla bitiremediğimiz Rotterdam İslâm Üniversitesi’ndeki Bediüzzaman Hazretleri’ni anma programındaki konuşmamızın ardından ayağımızın tozu ile soluğu Trabzon’un Uzungöl beldesinde aldık. Türkiye’de ve dış dünyanın turizm rehberlerinde yer alan Uzungöl, bu Haziran ayında dahi müthiş serin ve yağmur-şimşek atmosferinde devam etmektedir. Üniversite talebelerine muhatap olduğumuz bu mekânda kaldığımız bir hafta müddetinde ancak bir gün pardösümüzü çıkarabildik. Aynen Avrupa’nın kuzeyindeki Hollanda gibi. Zaten buranın halkı, burası için “Türkiye’nin Davos”u diyorlar. Eğitim ve öğretim programımızın son gününde Karadeniz Üniversitesi’nden mezun kardeşlerimizle, Gümüşhane, Rize, Trabzon ve çevre ilçelerinden gelen ailelerle birlikte piknik düzenlendi. Yemekler, konuşmalar ve hayırlı hizmetler için istekler... Bize verilen zaman diliminde günün mânâ ve ehemmiyetinin ifadesinin dışında “Baharın çiçekleri“ başlıklı bir açık hava hitabında bulunduk. Aslında başta Avrupa ve Türkiye’de ve bütün dünya ülkelerinde gördüğümüz bahar çiçeklerinin maddî ve manevî cihetlerini misâl belge ve nakillerle dile getirdik. Deruhtesinde bulundukları hizmet bir bahar çiçeği. Bu hizmette alt yapı ve üst yapı düşüncesi bir bahar çiçeği. Hizmet alan ve birimlerini dolduran ve Uzungöl Camii imamını bile cezbeye getiren genç münevver kardeşlerimiz bahar çiçekleri. Hatta Av. Adem Şahintürk kardeşimizin gayretiyle, Yeşilyalı Kur’ân kursu mütevelli heyet başkanı muhterem Ahmed Özdemir Hocamızın himmetiyle ve Yeşilyalı Belediye Başkanı Hüseyin Fidan Beyin de salon izni ile verdiğimiz konferansta muhatap büyük kalabalık baharın çiçekleri idi. Araklı ilçesinde, Trabzon dershanelerinde, Yeni Asya bürosunda ve Ekrem Reis’in köşkünde ve Karadeniz’in sakinliğinde hitabeler hep bahar çiçekleri idi. Elbette her inkişaf ve müjdede gerçek “bahtiyar olmak ve şereflenmek“, şartların tahakkuku ve engellerin aşılmasıyla olacaktır. Oralarda da dedim: Hz. Mevlânâ diyor ki: “Dün, dünle gitti cancağızım, / Şimdi yeni şeyler söylemek lâzım.” Bu itibarla, aşağıdaki satırlarda bahar çiçeklerinin bir şubesi olan gençlerin önünde sıralayacağımız büyük engeller ve çıkış yolları vardır. Elbette bunları da nazar-ı itibara almak elzemdir. Engellerin özeti: “Menfî çevre, menfî medya-müstehcen yayınlar, sağlıksız din eğitimi, kötü alışkanlıklar, öfkeye kapılmak, genel ahlâka aykırı davranmak, suç işlemek, menfî kişilik, kıskançlık, kin, intikam, cehalet, tembellik, gayesiz ve idealsiz bir hayat, macera hevesi ve özentisi, israf ve eğlence düşkünlüğü, karamsarlık ve isyankârlık, münakaşa ve kavga, suç işlemek... Hasılı, iman ve inanç zaafı...” 1948’de dakikada 100 tehlike, günah ve engel vardı. 2010 itibarıyla; 1000 tehlike, günah ve engel ile karşı karşıyayız. Çıkış için, Hz. Bediüzzaman tahlillerde diyor ki: “Bana, ‘Sen, şuna buna niçin sataştın’ diyorlar; farkında değilim, karşımda müthiş bir yangın var, alevleri göklere yükseliyor, içinde evlâdım yanıyor, imanım tutuşmuş yanıyor, o yangını söndürmeye, imanımı kurtarmaya koşuyorum… Dar düşünceler, dar görüşler...” Ve yine 100 yıl önce “Vicdanın ziyası ulum-u diniye ve aklın nuru fünun-u medeniye” demişti. Bizler de bu şemsiye altında gönül tellerine vurduk. Emeği geçen bütün Temel ağabeylerimize binler şükranlar ve tebrikler... 18.06.2010 E-Posta: [email protected] |