16 Haziran 2010 ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET VE ŞÛRÂDIR İletişim Künye Abonelik Reklam Bugünkü YeniAsya!

Eski tarihli sayılar

Günün Karikatürü
Gün Gün Tarih
Dergilerimiz

Sami CEBECİ

Doğduğum toprakların hatırlattıkları


A+ | A-

Karadeniz Ereğli, Zonguldak iline bağlı ve yüz bin nüfuslu şirin bir ilçedir. Demir ve Çelik Fabrikasının 1960 yılının başlarında temeli atılmasından sonra sürekli büyüyen ve gelişen Ereğli, bugün itibariyle bir sanayi şehri haline gelmiştir.

Tahsil hayatımın ilk ve orta bölümü Kandilli beldesinde, endüstri meslek lisesi kısmı ise Ereğli’de geçti. Çocukluk ve gençlik yıllarıma ait hatıraları hep oralarda yaşadım. Risâle-i Nurları ve Nur Talebelerini Ereğli’de tanıdım. Dindar bir aile ortamında yaşadığım ve ilkokuldan beri namazlarımı kıldığım halde, ibadetin gerçek tadını Nur Cemaati ile birlikte tattım. İslâm ve imana hizmet etme şuûrunu onlarda buldum. Takva dairesinde yaşamanın mânâsını onlar sayesinde anladım. Hülâsa, Ereğli’nin benim üzerimde bıraktığı izler tarif etmenin çok ötesindedir.

Geçtiğimiz Cumartesi akşamı için Ereğli’ye dâvet edilmiştim. Anadolu’nun çok yerlerine gittiğim halde, memleketime gitmem bir hayli gecikmişti. Yaz dönemine denk gelmesi de bir cihette iyi oldu. Yılda bir defa akrabalarla görüşmek, en azından telefonla aramak veya mektuplaşarak hâl ve hatırlarını sormak Allah’ın bir emridir ve dînî bir vecibedir. Sıla-i rahimi koparmak, yani akrabalarla ilişkiyi kesmek büyük günahlardan olduğu hepimizce bilinen bir gerçektir.

Dâveti vesile yaparak ailece köyümüzün yolunu tuttuk. Cuma akşamı namazdan önce köye ulaştık. Annem seksen yaşındaydı. Geleceğimizi bildiğinden gözleri yollarda kalmış. Hasretle ellerini öptüm. O da, bir çocukmuşum gibi başımı okşadı, öptü, kokladı. Ne kadar yaşlansak da yine onun çocuğuyduk. Erkek ve kız kardeşlerim, onların çocukları ve köyden gelen komşularla âdeta bayram havası yaşadık. Ertesi gün dayı, amca ve halalarımla görüşmeler, hepsi bambaşka duyguların yaşanmasına vesile oldu. Suyunu içip havasını kokladığım, tarlalarında hayvanlarımızı güttüğüm doğduğum topraklar, beni geçmiş zamanlara götürdü.

Ertesi gün köy mezarlığına gittik. Elli iki sene evvel genç yaşta vefat eden babam köşe başında yatıyordu. Hemen yanı başında babaannem, onun yanında dedem, onun arkasında amcam yatıyordu. Ne hatıralar yaşanmıştı! Altmış senelik hayatım boyunca bu köyden kimler gelip geçmemişti ki! Annem ve iki yaşlı teyzeden başka benim tanıdığım yaşlılardan kimse kalmamıştı. Hepsi bu kabristandaydı. Acı tatlı hatıralarıyla her şey dünyada kalmış, herkes kendi amelleriyle baş başaydı. Ölümü bir türlü kendine yakıştıramayan ve sür'atle kabre koşan bu insanların çoğu nasıl da aldanmışlardı! Hep dünyada kalınacakmış gibi duygularla bunların bir kısmı birbirlerini nasıl da incitmişlerdi! Bir çoğuna şahit olmuştum. Helâlleşmeden gidenler de vardı. Ya Rabbi! İnsanlar nasıl da göz göre göre kendilerine zarar veriyorlardı! Ama burası imtihan dünyasıydı. Kimi kazanarak, kimisi de kaybederek gidecekti. Kur’ân ve Fatiha okurken ben bunları düşünüyor ve içimden “Allah’ım! Razı olmayacağın amellerden bizleri uzak tut. Âzamî ihlâs ve sadâkât dairesinde hayatımızı geçirmeyi nasip et. Âhiretini kazanarak giden kullarının arasına bizleri de dahil et” diye duâ ediyordum.

Cumartesi akşamı, Ereğlili gönül dostlarımızla birlikte olduk. İki bölüm halinde paylaştığımız Nur dersleri, hayatımıza yön verecek ve gereğini yaptığımız takdirde Allah’ın rızasına nail edecek prensipleri ihtiva ediyordu.

Pazar günü öğleye doğru tekrar Ankara’ya hareket ettiğimizde, hem sıla-i rahim yapmanın, hem de hizmete mazhar olmanın mutluluğunu yaşıyorduk. Bu, Allah’ın fazlından bir ikramdı.

16.06.2010

E-Posta: [email protected]


 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Önceki Yazıları

  (10.06.2010) - Bediüzzaman Isparta’da

  (02.06.2010) - Kaderin adalet ve merhameti

  (26.05.2010) - Mânâ-yı harfî

  (19.05.2010) - Altınşehir’de altın kalpli insanlar

  (12.05.2010) - Şevk bineği

  (22.04.2010) - Anlamsız ve zararlı duygular

  (14.04.2010) - Toparlanma süreci

  (07.04.2010) - Zübeyir Gündüzalp çizgisi

  (31.03.2010) - Gerçek ittihad ve ittifak

  (17.03.2010) - “Isparta kahramanları”


Son Dakika Haberleri

Bütün yazılar

YAZARLAR

  Abdil YILDIRIM

  Abdullah ERAÇIKBAŞ

  Abdullah ŞAHİN

  Ahmet ARICAN

  Ahmet BATTAL

  Ahmet DURSUN

  Ahmet ÖZDEMİR

  Ali FERŞADOĞLU

  Ali OKTAY

  Ali Rıza AYDIN

  Atike ÖZER

  Baki ÇİMİÇ

  Banu YAŞAR

  Cevat ÇAKIR

  Cevher İLHAN

  Elmira AKHMETOVA

  Fahri UTKAN

  Faruk ÇAKIR

  Fatma Nur ZENGİN

  Gökçe OK

  Gültekin AVCI

  H. Hüseyin KEMAL

  H.İbrahim CAN

  Habib FİDAN

  Hakan YALMAN

  Hakan YILMAZ

  Halil USLU

  Hasan GÜNEŞ

  Hasan YÜKSELTEN

  Hüseyin EREN

  Hüseyin GÜLTEKİN

  Kadir AKBAŞ

  Kazım GÜLEÇYÜZ

  M. Ali KAYA

  M. Latif SALİHOĞLU

  Mehmet C. GÖKÇE

  Mehmet KAPLAN

  Mehmet KARA

  Mehmet YAŞAR

  Mehtap YILDIRIM

  Meryem TORTUK

  Mikail YAPRAK

  Murat ÇETİN

  Muzaffer KARAHİSAR

  Nejat EREN

  Nimetullah AKAY

  Osman GÖKMEN

  Osman ZENGİN

  Raşit YÜCEL

  Recep TAŞCI

  Rifat OKYAY

  Robert MİRANDA

  Ruhan ASYA

  S. Bahattin YAŞAR

  Saadet BAYRİ

  Saadet TOPUZ

  Said HAFIZOĞLU

  Saliha FERŞADOĞLU

  Sami CEBECİ

  Selim GÜNDÜZALP

  Semra ULAŞ

  Suna DURMAZ

  Süleyman KÖSMENE

  Umut YAVUZ

  Vehbi HORASANLI

  Yasemin GÜLEÇYÜZ

  Yasemin YAŞAR

  Yeni Asyadan Size

  Zafer AKGÜL

  Ümit KIZILTEPE

  İbrahim KAYGUSUZ

  İslam YAŞAR

  İsmail BERK

  İsmail TEZER

  Şaban DÖĞEN

  Şükrü BULUT

Dergilerimize abone olmak için tıklayın.
Hava Durumu
Yeni Asya Gazetesi, Yeni Asya Medya Grubu Yayın Organıdır.