15 Haziran 2010 ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET VE ŞÛRÂDIR İletişim Künye Abonelik Reklam Bugünkü YeniAsya!

Eski tarihli sayılar

Günün Karikatürü
Gün Gün Tarih
Dergilerimiz

Ahmet BATTAL

Yükseköğretim ve ideolojiler


A+ | A-

Türkiye’de üniversite sisteminin yeniden yapılandırılması konusu hep gündemdedir. Bu konu bugünlerde kamuoyunun gündemine yeniden getiriliyor. Ancak kanaatimce bir yönü hep eksik kalıyor, yeterince konuşulmuyor.

Üniversitelerin ideolojileri var mıdır? Ol-malı mıdır?

Ben bu yazıda ideolojiyi “fikrî zorlamalar” mânâsında kullanacağım. Zira ideallerle ideolojiler arasındaki fark, bir ideyi yani fikri yaymak ve uygulamaya koymak için devlet cebrini araç olarak kullanıp kullanmamakla ilgili.

Üniversitede tezahür eden sekiz tür ideoloji var. Ben sayayım, siz de bu ideolojilerin gerekli olup olmadığına karar verin.

1. Genel ideoloji: Devletçilik.

Anayasaya, kanunlara, dilimize ve oradan da “çaktırmadan” gönlümüze yerleşmiş garip bir “devletin ülkesi ve milleti” yaklaşımı var. Bu yaklaşım, devleti, milletin ve dolayısıyla bireyin sahibi olarak görüyor. “Devletin devamı ve selâmeti için kişilerin hakkı ve hayatı feda edilir” diyor. Dolayısıyla üniversite ve bilim de aynen “hükümet için feda olunan hikmet” gibi, devlet için feda edilecekler sırasına kolaylıkla giriyor.

Devlet için ve devletin sahibi olan millet için feda olmak güzeldir, ama “feda edilmek” âdil değildir. Hele feda edilen bilgi ve hikmet ise.

2. Genelleşen ideoloji: “Yönetmek önemlidir. Kadrolaşmak önemlidir.”

Ülkemizde yönetmek, cebretmek yani “topuz vurmak” mânâsına geliyor. Akademisyenler üretmekten çok yönetmeye istekli görünüyor. Oysa dünya gönüllülük esasına dayalı yönetimleri hedefliyor. O halde üniversitelerde de “yönetme”nin önemi azaltılmalı, “üretme”nin önemi öne çıkarılmalıdır.

3. Özel ideoloji: “Kemalizm zorunludur.”

Bu ideoloji üniversitenin “üniversalis” oluşuyla, yani evrenselliğiyle çelişkilidir. Böylece evrensel bir çelişkiye de sebep olur. Zira bu ideoloji kendisi evrensel değildir. Dolayısıyla evrenseli yakalama iddiasında olan üniversiteye yakışmaz.

Önceki bir yazımda da değinmiştim, 1982 tarihli YÖK Kanununun 4. ve 5. maddeleri Atatürkçülüğü ve Atatürk milliyetçiliğini referans alarak eğitim ve araştırma yapma mecburiyeti getirmiş. Bu iki maddenin hâlâ duruyor olması, ciddi bir zafiyet göstergesidir.

4. Arka plan ideoloji: “Pozitivizm.”

Pozitivizm, “materyalizm ve bilim dini”nin karışımıdır. Hükmü ve modası geçmiştir. Artık “kütüphaneci Hurşit” de sadece “mürşitlerden bir mürşit”tir. Ama bu “izm”in etkileri sürmektedir. Diploma yeminlerinde, vicdanı ve hikmeti bir kenara bırakıp aklın ve bilimin aydınlığı üzerine yemin etmek gibi mânâsızlıklar derhal kaldırılmalıdır.

Bilim ve din ayrımı bitmelidir ve bitecektir. Üniversiteler artık pozitivizmin kalesi olamaz. İllâ bir şeyin kalesi olacaklarsa hürriyetin ve demokrasinin kalesi olmalıdırlar.

5.Yönetsel ve düşünsel ideoloji: “Mutlakiyet ve istibdat.”

Üniversite yönetim birimleri totalitarizmin kaleleridir. Oldukça netameli konularda, üstelik “oybirliği” ile kınama bildirileri yayınlamak, başka hangi şekilde izah edilebilir ki? Muhalefetin meşru ve hür sayılmadığı bir üniversitede, özellikle sosyal bilimlerde, gelişme olmaz, denetimsiz taklit sürer gider.

6. Kültürel ideoloji: “Yasak.”

Meselâ Medresetüzzehra projesi yüz yıllık bir “üniversite projesi”dir. Ama henüz Türkiye’deki üniversiteler ne olduğunu anlamak için dahi konuşmaya yanaşmamaktadır.

7. Semboller ideolojisi: “Cübbeler çatışması.”

Bid’aya dost, şeaire düşman bir üniversite var. Başörtüleri yasak, zira üniversiteler militan laikliğin kalesi, yöneticiler de bekçisi. Aynı şekilde, din adamının, cübbesiyle, cami, kilise ya da havranın dışına adım atması yasak, ama akademisyenlerin ya da hukuk adamlarının, cübbelerini giyip, neredeyse türbe sayarak -üstelik bir yandan da birbirleriyle kavga ederek- anıtlı tepeye çıkmaları serbest.

8. Sonuç ideoloji: “Mecburî (!) yanardönerlik.”

Samimiyetsiz insanlar adası halindeki üniversitelerde neredeyse herkes karnından konuşuyor. Açık konuşan da –Profesör Atilla Yayla gibi- ideolojinin nefesini ensesinde hissediyor.

“Kürsü dokunulmazlığı” galiba en çok akademisyenlere lâzım. Ya da âcilen ülkemizde her kareye bir “hyde park corner” lâzım.

15.06.2010

E-Posta: [email protected]


 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Önceki Yazıları

  (03.06.2010) - Meşrûtiyet ile meşrûiyetin farkı ve ilişkisi

  (01.06.2010) - Demokrasi ne işe yarar?

  (27.05.2010) - Demokrasi nedir?

  (25.05.2010) - Geleceğin eğitimine hazırlık

  (18.05.2010) - Din görevlileri ve sendika

  (12.05.2010) - Toplantılar ve hükümet komiserleri

  (04.05.2010) - Memur mu, işçi mi?

  (22.04.2010) - Medenî dediğin...

  (20.04.2010) - Maddî ve manevî anonim şirketler

  (15.04.2010) - Proje adı: Kardeşlik (ama nasıl)


Son Dakika Haberleri

Bütün yazılar

YAZARLAR

  Abdil YILDIRIM

  Abdullah ERAÇIKBAŞ

  Abdullah ŞAHİN

  Ahmet ARICAN

  Ahmet BATTAL

  Ahmet DURSUN

  Ahmet ÖZDEMİR

  Ali FERŞADOĞLU

  Ali OKTAY

  Ali Rıza AYDIN

  Atike ÖZER

  Baki ÇİMİÇ

  Banu YAŞAR

  Cevat ÇAKIR

  Cevher İLHAN

  Elmira AKHMETOVA

  Fahri UTKAN

  Faruk ÇAKIR

  Fatma Nur ZENGİN

  Gökçe OK

  Gültekin AVCI

  H. Hüseyin KEMAL

  H.İbrahim CAN

  Habib FİDAN

  Hakan YALMAN

  Hakan YILMAZ

  Halil USLU

  Hasan GÜNEŞ

  Hasan YÜKSELTEN

  Hüseyin EREN

  Hüseyin GÜLTEKİN

  Kadir AKBAŞ

  Kazım GÜLEÇYÜZ

  M. Ali KAYA

  M. Latif SALİHOĞLU

  Mehmet C. GÖKÇE

  Mehmet KAPLAN

  Mehmet KARA

  Mehmet YAŞAR

  Mehtap YILDIRIM

  Meryem TORTUK

  Mikail YAPRAK

  Murat ÇETİN

  Muzaffer KARAHİSAR

  Nejat EREN

  Nimetullah AKAY

  Osman GÖKMEN

  Osman ZENGİN

  Raşit YÜCEL

  Recep TAŞCI

  Rifat OKYAY

  Robert MİRANDA

  Ruhan ASYA

  S. Bahattin YAŞAR

  Saadet BAYRİ

  Saadet TOPUZ

  Said HAFIZOĞLU

  Saliha FERŞADOĞLU

  Sami CEBECİ

  Selim GÜNDÜZALP

  Semra ULAŞ

  Suna DURMAZ

  Süleyman KÖSMENE

  Umut YAVUZ

  Vehbi HORASANLI

  Yasemin GÜLEÇYÜZ

  Yasemin YAŞAR

  Yeni Asyadan Size

  Zafer AKGÜL

  Ümit KIZILTEPE

  İbrahim KAYGUSUZ

  İslam YAŞAR

  İsmail BERK

  İsmail TEZER

  Şaban DÖĞEN

  Şükrü BULUT

Dergilerimize abone olmak için tıklayın.
Hava Durumu
Yeni Asya Gazetesi, Yeni Asya Medya Grubu Yayın Organıdır.