18 Haziran 2010 ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET VE ŞÛRÂDIR İletişim Künye Abonelik Reklam Bugünkü YeniAsya!

Eski tarihli sayılar

Günün Karikatürü
Gün Gün Tarih
Dergilerimiz

Basından Seçmeler

Türkçe ezan ve ibadet...

Jandarma Genel Komutanlığı Harekât Daire Başkanlığı’nda hazırlanan “Türkçe İbadete Geçilmesi” konulu skandal andıç dün gazetemizde yayınlandı.

Nisan 1999’da hazırlanan andıç 28 Şubat darbesinin planlandığı yasadışı merkez, Batı Çalışma Grubu (BÇG) için kaleme alınmış.

60 yıl önce Demokrat Parti tarafından ezanın yeniden Arapça okutulması kararına bakış açısı çok korkunç:

“Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulmasından bu yana irticanın devrimlere karşı sağladığı ilk ilerleme budur.”

Raporu Jandarma Kurmay Binbaşı Mehmet Ülger hazırlıyor.

Kurmay Kıdemli Albay Halil Helvacıoğlu, Harekat Başkanı Tümgeneral Çavdaroğlu, Kurmay Başkan Korgeneral Haspişiren ve Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Rasim Betir de paraf ile onaylıyor. Ülger, halihazırda Kurmay Albay olarak görevini sürdürüyor.

Malatya’daki Zirve Yayınevi Katliamı’nda da azmettirici olmakla suçlanıyor.

Ergenekon savcıları kendisinin de ifadelerine başvurdu.

İmzası bulunanlar arasında halen görevde olan diğer isim şu an Tümgeneral olan Helvacıoğlu.

Garip bir şekilde onun adı da “Fatih ve Beyazıt camilerinin bombalanması” öngörülen, 250 bin insanı tutuklayıp statlara doldurmayı planlayan Balyoz darbe planında geçiyor. Demek ki “BÇG” aşısı fazlasıyla tutmuş!

Raporda önerilen hususların zamanla işleme konulduğu, takip eden yıllarda anlamsız yere başlayan “Türkçe ibadet” tartışmalarından anlaşılıyor.

Bu konuda dikkat çekici isimlerin yazdığı kitaplar da halen rafları süslüyor.

İnsan ister istemez merak ediyor.

“İşleri halkın güvenliğini sağlamak olan insanlar, neden milletin inancını şekillendirmek ve belirli kalıplara sokmak için planlar hazırlar?”

İzahı mümkün değil.

Oysa raporun hazırlandığı dönemde, Türkiye’nin terör belasıyla başı şu an olduğu gibi yine dertte.

Tabii olan, Harekât Daire Başkanlığı Terörle Mücadele Şubesi’nin, teröristi etkisiz kılacak planlar hazırlamasıdır.

Rapor, darbe dönemlerinin askerlerin kimyasını nasıl bozduğunu, onların hukukun dışına taşarak asıl görevlerinin haricinde nasıl oyalandığını da gösteriyor.

Ezan andıcı, Türk Silahlı Kuvvetleri’ne adeta ateşle oynaması tavsiyesinde bulunuyor.

“TSK her türlü yeniliğin ülkeye getirilmesi ve uygulanmasında öncülük etmektedir. İbadetin Türkçe yapılması hususunda da diğer kurum ve kuruluşların harekete geçirilmesinde öncülük yapmasında fayda mütalaa edilmektedir.

Cenaze törenleri, kışlalarda yapılacak ibadetler gibi dini etkinliklerde okunacak dualardan sonra bunların Türkçe anlamlarının da ifade edilmesi.

Siyasi partiler ve sivil toplum kuruluşları vasıtasıyla ibadetin Türkçe yapılması gerektiği konusunun kamuoyunda tartışmaya açılmasının sağlanması.

Kamuoyunda yeterli olgunlaşma sağlandıktan sonra aşamalı olarak ibadete geçilmesi.”

Bu kadar basit mi?

1932-1950 arasında halkın yüreğini yakan bir uygulamaya dönmek arzusu ve bu konuda ısrarın mantığı ne?

Darbe dönemleri olağanüstü dönemlerdir.

Başörtüsünün yasaklandığı, dindar subayların ordudan atıldığı, inançlı insanların tek tek fişlendiği bir dönemde, akla ve vicdana uygun davranış beklemek belki de safdillik...

Böylesi andıçları gördükçe, demokrasi ve hukukun üstünlüğünün ne kadar elzem değerler olduğunu bir kez daha anlıyor insan.

Erhan Başyurt Bugün, 17.6.2010

18.06.2010


Artan istihdam mı, âtıl istihdam mı?

Ekonomİk büyüklükle çalışan sayısı arasında bir bağ var mı? Aynı ekonomik büyüklüğe sahip iki farklı ülke düşünelim. (A) ülkesi 100 milyar dolarlık ekonomik büyüklüğe karşılık örneğin 15 milyon çalışanı var. (B) ülkesi ise yine 100 milyar dolarlık ekonomik büyüklüğe 5 milyon çalışan ile ulaşıyor.

Sizce hangi ülke daha başarılıdır? Hangi ülke daha verimlidir veya hangi ülkede teknoloji daha ileridir?

Bu soruları ülkemizin istihdam politikası ve verimliliğinde işsizlik rakamlarının ortaya çıkardığı çelişkili noktalar nedeniyle soruyorum. Türkiye 2007 yılını ortalama 20 milyon 800 bin çalışan ile kapatmıştır. Buna karşılık 2007 yılında sanayi üretim endeksi 115,3 seviyesinde gerçekleşmiştir. Milli gelirimiz ise 648 milyar dolar olarak sonuçlanmıştır.

Sanayi üretim endeksini dikkate almamızın nedeni istihdamın ana noktasının ve temel sağlığının bu sektörden kaynaklanmasıdır. Ekonominin bütününü ise zaten milli gelir vermektedir.

Gelelim 2008 yılına;

Çalışan sayısı

21 milyon 200 bin kişi

Milli gelir 742 milyar dolar

Sanayi üretim endeksi 114,2

Dikkat ederseniz 2008 yılında aylık çalışan sayısı bir önceki yıla göre 400 bin kişi artmış ama sanayi üretim endeksi gerilemiştir. Oysa milli gelir artışı hem dolar bazında hem de reel bazda arttığı için istihdam artışı anlamlandırılabilir.

Ve 2009 yılı;

Çalışan sayısı

21 milyon 290 bin kişi

Milli gelir 618 milyar dolar

Sanayi üretim endeksi 103,2

Kısaca geçen yıl sanayi üretim endeksi yüzde 9,6 oranında düşerken, milli gelir ise yüzde 4,7 oranında daralırken ülkemizde çalışan sayısı az da olsa artış göstermiştir.

Ama asıl tabloyu 2010 yılında yaşıyoruz. Muhtemeldir ki aylık çalışan sayımız 22 milyon kişiye dayanacaktır. Yani çok ciddi bir istihdam artışı gözlenmektedir. Ama bu çalışanlara karşılık sanayi üretim endeksimiz daha yeni 2008 yılı seviyesine ulaşıyor. Muhtemelen benzer gelişmeyi milli gelir rakamında da görebileceğiz.

Bu ne demektir?

Ya aynı üretimde daha çok insan çalıştırıyoruz. Ya da geleceğe olan inancımız çok yüksek olduğu için şimdiden istihdam edecek elemanları işe alıyoruz.

Yoksa aklımızın ucundan dahi bir kişilik ek istihdam veya zekat yerine istihdam diye zorlamadan kaynaklanan atıl istihdamı getirmiyoruz.

Çünkü atıl istihdam verimsiz olduğu kadar çalışanın huzura ermesine değil, tersine köle gibi görülmesine yol açarak yetimvari duruma düşmesine yol açacaktır.

Çalışan sayısını rakamlardan görüyoruz da çalışanın durumunu nereden görebiliriz.

İbrahim Kahveci Yeni Şafak, 17.6.2010

18.06.2010

 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Son Dakika Haberleri

Dergilerimize abone olmak için tıklayın.
Hava Durumu
Yeni Asya Gazetesi, Yeni Asya Medya Grubu Yayın Organıdır.