Ali OKTAY |
|
Osmanlı’nın ve müziğin Sultanı 3. Selim... |
1761’de başlayan hayat hikâyesi acı bir sonla noktalanacak olan Osmanlı'nın 30. padişahı Sultan 3. Selim, padişahlığından çok müziğe ilgisi ile bilinir. O bir sultandır, ama cihanda saltanatta geçicidir ona göre. Der ki: “Kıl tefekkür ey gönül çarhın hele devranını Ki safa ise velev ekser cefadır saltanat Bu cihanın devletine eyleme hırs ü tama Pek sakın İlhami zira bi-bekadır saltanat. Serir-i saltanatta olma gafil bir an İlhami Sana da baki kalmaz çünki bu bir çerh-i devrandır.” Şiirlerinde İlhami mahlasını kullanmış ve bir divan da tertip etmiştir. Devrinin ünlü şairi ve Mevlevî şeyhi Şeyh Galip‘le de dostluk kurmuştur. Sadullah Ağa, Dede Efendi gibi, büyük ustaları saraya dâvet etmiş, müzik toplantıları düzenlemiştir. Sultan 3. Selim tanburî ve neyzen olmasının yanı sıra aynı zamanda bir Mevlevîydi. Bilinen 64 eseri vardır. Musıkîşinas Osmanlı Sultanı 3. Selim maalesef iç karışıklıklar ve isyana muhatap olmuş, isyancılar saraya saldırmışlardır. Sultan, canilerin bu saldırılarına neyleriyle mukabele etmişti. Öldüğünde hırkasının cebinde Nevresi Kadim’în; “Kendi elimle yare açıp verdiğim kalem Fetva-yı hun–i na-hâkımı yazdı iptida” beytinin yazılı olduğu bir kağıt çıkmıştı.
GEÇMİŞ ZAMAN OLUR Kİ…
Kani Karaca’dan bir hatıra
29 Mayıs 2004 yılında vefat eden Kâni Karaca’yı vefat yıldönümünde rahmetle anarken kendi ağzından bir hatırasını paylaşalım. “1965’te Hicaz’a gitmeden evvel İstanbul’da İslâm ülkelerinden delegeler ve Mekke’nin ileri gelenleriyle dinî sohbet yaptık. Arap tavrıyla Kur’ân okudum. Mekkeli ve buranın Vehbi Koç’u gibi olan Hac Bakanı da vardı. Dedi ki: ‘Türkiye’ye gelip böyle bir hafızla karşılaşacağım aklıma gelmezdi.’ Beni hacca dâvet etti. Âlem-i Rabıtatü’l-İslâm isimli bir toplantı, Kral Faysal’ın sarayında yapıldı. O toplantının açılışında Kur’ân-ı Kerim’i bana okuttular. Arap tavrıyla okudum. Çok beğendiler. Hâlâ Cidde Radyosu’nda okuduğum Kur’ân yayınlanıyor.”
Tarihten Yapraklar
UZUN bir süredir ara verdiğimiz Müzik Yazıları’nın içinde ayrı bir yer alan “Tarihten Yapraklar” köşesinde bu kez 1900’lü yıllarda yapılan bir müzik konferansı haberine yer vereceğim. Konferansı veren muallim Haiç isminde bir gayrimüslim müzik adamı. O dönemin Sabah Gazetesi’nde haber olan konferans duyurusunun Osmanlıca orijinal yazılışını aşağıda okuyabilirsiniz:
MUSIKÎ KONFERANSI Cumartesi akşamı Beyoğlu’nda Ünyon Fransez dairesinde muallim Haiç tarafından ‘Avrupalılarda mûsıkî ahengi’ hakkında bir nutuk irad edilmekle pek çok müstein ezcümle Fransa sefiri mösyö Kanbon ve Yunan sefiri Prens Mavro Kordato cenaplarıyla bazı seferâtı ecnebiye ile birlikte hazır bulunmuşlardır. Muallim Haiç’in nutku bir saat imtidad edip akabinde mösyö Renbold Hahen ve muteber ailelere mensup mösyö ve madamlardan müteşekkil bir heyeti muganniye tarafından enva-ı nagâmat terennüm edilmiştir. Matmazel Elen Jips tarafından dahi başkaca latîf ses ile taganniyat icra edilmiştir. Konser hitam buldukta bir raks cemiyeti tertip olunup raks leylden iki saat sonraya kadar devam etmiştir.” Sabah Gazetesi, tarih 7 Şevval 1315, s. 3 (Musıkî Mecmuası’ndan)
GÖNÜLDEN DİLE “Bu denli zulme mâruzken Gönül nâşad olur sanma. Cihan kasrın harap etse Zulüm âbad olur sanma.” Tevfik Fikret 17.06.2010 E-Posta: alioktay@alioktay. net |