Halil USLU |
|
Dalları bastı kiraz |
Mevsiminde yenilen meyve ve sebzelerin insan vücuduna ne kadar faydalı olduğu tartışılmaz bir hakikattir. Kâinatın Sahib-i Hakikisi, müessir-i hakikidir. Bu itibarla müthiş intizamın ve İlâhî dengenin tecellî ve tahakkuku gayet net ve açık görülmektedir. Biraz dikkat ve biraz da kendimizi okumak sırrınca, mevsimlik meyve ve sebzelere ne kadar muhtaç olduğumuz görülmektedir. Yaz bütün sıcaklığıyla Türkiye’mizi kucaklamışken, önümüze bir ikram-ı İlâhî kiraz çıkmaktadır. Dalları bastı kiraz vs. diyoruz. Gelin bu âmiyâne ifadenin özüne gidelim. “Onlar dikensiz meyve ağaçları altındadır.”1 “Fakat onlar şükürden yüz çevirdiler. Biz de onların üzerlerine şiddetli bir sel gönderdik ve bahçelerini, içinde acı-dikenli çalı ve birkaç tane (yabani) kiraz (sedir) ağacından ibaret (virane) bir bahçeye çeviren bir sel gönderdik.”2 Sebe Sûresi’nde, felâketin geldiği ve manevî ikazın tecelli ettiği yer, Yemen diyarı. Oranın halkı, ilk önceleri Hz. Süleyman’a (as) iman etmişlerdi. Yer ve mekânları cennet misali yemyeşil ve her türlü meyveler vardı. Fakat âyette de ifade edildiği gibi şükürsüz hale geldiler ve Hz. Süleyman peygambere (as) isyan etmeye başlayınca, Cenâb-ı Allah tarafından gönderilen bir sel ile perişan oldular. Bu tarihî hadise, bizlere bir ders-i ibrettir. Hem nimetlerin ziyadeleşmesi, hem şifa bulmamız, hem de İlâhî âfetlerin gelmemesi için haddimizi, edep hududumuzu bilerek, görerek ve hamd ederek, başta kiraz olmak üzere bütün İlâhî ikramlardan istifade etmeliyiz. Kiraz, vücudu zehirli maddelerden temizleyen bir meyvedir. Böbrekleri etkili bir biçimde çalıştırır, dolayısıyla vücutta biriken üre asidi ve tuzlarının dışarı atılmasını sağlar. Bu sayede romatizma, kireçlenme ve damar sertliği gibi hastalıklar da önlenmiş olur. Ayrıca kirazda bulunan kinik asit, böbreklerin kum ve taş yapmasını önler, eğer böyle bir şey varsa zamanla dökülmesini sağlar. Kirazın böbrek taşının yanında, safra taşını da düşürücü etkisi vardır. Bundan başka kandaki zararlı maddeleri dışarı atar. Böbrek, safra kesesi, cilt ve kana sağladığı faydaların yanında kiraz karaciğer için de faydalıdır. Çeşitli hastalıklar sebebiyle ya da fazla ilâç alınmasından kaynaklanan zehirlenme sonucu şişen karaciğerin yükünü hafifletir ve iyileşmesine yardımcı olur. Kirazda bulunan şeker kana çok çabuk karışır. Bu da vücuda bol miktarda madensel tuzlar ve vitamin vererek, vücudun hastalıklara karşı dayanıklılığının artmasını sağlar. Kirazın içinde bol miktarda fosfor bulunması da, sinirleri kuvvetlendirir. Kirazın en önemli özelliği, böbreklerde biriken zararlı maddelerin sür’atle dışarı atılmasını sağlamasıdır. Bu sebeple, kiraz mevsimi gelmeden kan aldırılması tavsiye edilir. Çünkü kiraz kanı sulandırır. Romatizmal hastalıkların, mafsal kireçlenmelerinin ve damar sertliklerinin tedavisinde de bol miktarda kiraz tüketilmeli. Şişmanların zayıflamasında yardımcıdır, hazmı kolaylaştırır. Vücudun direncini arttırır. Sinir sistemini kuvvetlendirir. Kiraz bol miktarda C vitamini ihtiva ettiğinden, sıcak dönemlerde harareti giderir. Vücutta bulunan kırışıklıkları önler, zinde kalmayı sağlar. Kabızlığı ve böbrek iltihaplanmasını giderir. Safra akışını normale döndürür. Sivilceleri önler, cildi güzelleştirir ve pembe bir görünüm kazandırır. Kirazın meyveleri, meyve sapları, çiçekleri ve gövde kabuklarından faydalanılır. Meyveler gıda olarak tüketilmekte, diğer kısımlar ise kurutularak ilâç yapımına hazır hale getirilmektedir. Kiraz sapları atılmamalı, kurutulup saklanmalı. Bunlar çay gibi demlendirilip içildiğinde, idrar söktürür ve bedeni toksinlerden kurtarır. Kiraz aynı zamanda migren ağrılarını da azaltır. Kirazın 100 gramı 38 kalori ihtiva eder. Âfiyet ve şifa olsun İnşâallah..
Dipnotlar: 1- Vâkıa Sûresi / 28. 2- Sebe Sûresi 16. 25.06.2010 E-Posta: [email protected] |