24 Haziran 2010 ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET VE ŞÛRÂDIR İletişim Künye Abonelik Reklam Bugünkü YeniAsya!

Eski tarihli sayılar

Günün Karikatürü
Gün Gün Tarih
Dergilerimiz

H.İbrahim CAN

Taşeronluk ihalesini yapan kim?


A+ | A-

Siyasetçiler ve yazarlar “PKK kimin taşeronu?” sorusunu tartışıyorlar. Başbakan Erdoğan’ın bu ihalecileri açıklaması isteniyor. Başbakan ise herkesin bildiğini savunuyor. Etrafımdakilere sordum herkes iki devletin ismini telâffuz etti: ABD ve İsrail. Zaten yıllar boyu PKK’lılar da bu iki devletin desteğini inkâr etmediler. En son Öcalan avukatlarına bu bilinen gerçeği şu sözlerle açıklıyordu: “Kürtler olmadan İsrail bu bölgede var olamaz. Bu nedenle Güney Kürdistanda bir Kürt ulusal devletinin inşası için çalışıyor.”

Yıllar boyu Yahudi, Kürtleri finanse ederek bölgede arazi aldıran, MOSSAD ajanlarıyla Peşmergeleri eğiten İsrail’in, PKK’ya desteği de aynı gerekçeye dayanıyor.

Peki Amerika bu işin neresinde?

Ürettiği sahte bahanelerle Irak’ı işgal eden, Ortadoğu ülkelerini kontrolü altında tutmayan çalışan Amerika, bölgede bir başka ileri karakol sahibi olmak için, Kuzey Irak Kürtlerini her yönden destekledi. Kuzey Irak’a gidenler buradaki ABD varlığını çok bariz bir şekilde hissediyorlar.

Önceki yıl başlayan açılım süreci de, ABD’nin Kuzey Irak Yönetiminin himayesi karşılığında Türkiye’yi PKK belasından kurtarma projesine dayanıyordu. Nitekim projenin mimarlarından Hanri J. Barkey’in Kürdistan Üzerinde Çalışmanın Önlenmesi başlıklı raporunda gerekçeleriyle beraber PKK’nın tasfiyesi planı adım adım yer alıyordu. Buna göre; PKK üzerinde baskı arttırılarak örgütten kaçmalar teşvik edilecek; kapsamlı bir af çıkarılarak PKK militanlarının önemli bir kısmının Türkiye’ye dönmesi bir kısmının da Peşmergelere katılması, lider kadronun ise bölgeden uzak bir yere sürgüne gönderilmesi, silâhların ABD gözetiminde teslim edilmesi (hatta bu silâh tesliminin TV’lerden naklen yayınlanması), silâh teslimine ve teslim olmaya yanaşmayan azınlıktaki militanların ise ABD ordusunun istihbarat desteğiyle temizlenmesi, yine de inat eden olursa bizzat ABD hava kuvvetlerince yok edilmeleri, örgütün ekonomik kaynaklarının da ABD ve AB’nin kontrolünde tamamen yok edilmesi planın aşamaları olarak yer alıyordu.

Ne oldu da Amerika bu plandan vazgeçip, PKK’nın bütün hainliğiyle saldırılara yeniden başlamasına –en iyi ihtimalle- göz yumdu?

Anlaşılan o ki; ABD, Türkiye’nin bölgedeki popülaritesinin artması, İran’la yakınlaşması, hatta PKK ve PJAK’a karşı aynı zamanlarda operasyonlar yapmaları, en önemli müttefiki İsrail’e yönelik tavrından çok rahatsız oldu. Akıllarında bin tilkinin dolaştığı uzmanları kâr-zarar hesabı yaptılar ve “PKK kamburundan kurtulmuş, ama başına buyruk ve bölgede popüler bir Türkiye mi? Yoksa Kuzey Irak Yönetiminin bizzat ABD tarafından korunarak, PKK’nın yine Türkiye’ye karşı bir baskı unsuru olarak kullanılmaya devam edilmesi mi?” tercihinden ikincisini seçtiler.

İşin garip tarafı bu tercihleri, açılımdan kendisine pay çıkmayacağını anlayan Öcalan’ın kararıyla çakıştı. Bu şer ittifakı ortaya yeniden PKK kabusunu çıkardı. Şimdi konuşulanlara bakıldığında, hem siyasetçiler hem de resmî ağızların yine onbeş yıl önceki retoriği tekrarladıkları, çözümü askerî tedbirlerde aramaya, hatta yeniden olağanüstü hal ilân edilmesini istemeye başladılar. Hak ve hürriyetlerin kısıtlandığı, insanların zulüm altında inlediği bir baskı havasının yalnızca terör örgütüne yarayacağını unutuyorlar.

Umarız aklı selim galip gelir ve devlet yeniden sivrisineklerle uğraşmak yerine, bütün vatandaşlarını birinci sınıf, çağdaş düzeyde hak ve özgürlüklere sahip insanlar haline getirmenin tek çare olduğunu görür. Elbette bu arada bu saldırıların arka planının çok ciddî istihbarat ve soruşturma çalışmalarıyla ortaya çıkarılması, ıssız bir adada oturan teröristbaşının örgütü yönetmesine izin verilmemesi, ihmali ve kasdî hataları olanların ise cezalandırılması vazgeçilmez adımlar olmalıdır.

24.06.2010

E-Posta: [email protected]


 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Önceki Yazıları

  (23.06.2010) - Batı Afrika açlıktan ölüyor

  (21.06.2010) - Terör ateşinin düşündürdükleri

  (16.06.2010) - İsrail’in bağımsız (!) Araştırma Komisyonu

  (15.06.2010) - Yaptırım kararı sonrası ABD ile ilişkiler

  (14.06.2010) - Kırgızistan’da kardeş kanı akarken

  (10.06.2010) - İran’a yeni yaptırım kararının amacı ne?

  (09.06.2010) - Asyalı liderlerin İstanbul zirvesi biterken

  (08.06.2010) - İsrail dünyaya karşı inadını sürdürecek mi?

  (07.06.2010) - Papa’nın Kıbrıs ziyareti

  (05.06.2010) - Terör yeniden tırmanırken


Son Dakika Haberleri

Bütün yazılar

YAZARLAR

  Abdil YILDIRIM

  Abdullah ERAÇIKBAŞ

  Abdullah ŞAHİN

  Ahmet ARICAN

  Ahmet BATTAL

  Ahmet DURSUN

  Ahmet ÖZDEMİR

  Ali FERŞADOĞLU

  Ali OKTAY

  Ali Rıza AYDIN

  Atike ÖZER

  Baki ÇİMİÇ

  Banu YAŞAR

  Cevat ÇAKIR

  Cevher İLHAN

  Elmira AKHMETOVA

  Fahri UTKAN

  Faruk ÇAKIR

  Fatma Nur ZENGİN

  Gökçe OK

  Gültekin AVCI

  H. Hüseyin KEMAL

  H.İbrahim CAN

  Habib FİDAN

  Hakan YALMAN

  Hakan YILMAZ

  Halil USLU

  Hasan GÜNEŞ

  Hasan YÜKSELTEN

  Hüseyin EREN

  Hüseyin GÜLTEKİN

  Kadir AKBAŞ

  Kazım GÜLEÇYÜZ

  M. Ali KAYA

  M. Latif SALİHOĞLU

  Mehmet C. GÖKÇE

  Mehmet KAPLAN

  Mehmet KARA

  Mehmet YAŞAR

  Mehtap YILDIRIM

  Meryem TORTUK

  Mikail YAPRAK

  Murat ÇETİN

  Muzaffer KARAHİSAR

  Nejat EREN

  Nimetullah AKAY

  Osman GÖKMEN

  Osman ZENGİN

  Raşit YÜCEL

  Recep TAŞCI

  Rifat OKYAY

  Robert MİRANDA

  Ruhan ASYA

  S. Bahattin YAŞAR

  Saadet BAYRİ

  Saadet TOPUZ

  Said HAFIZOĞLU

  Saliha FERŞADOĞLU

  Sami CEBECİ

  Selim GÜNDÜZALP

  Semra ULAŞ

  Suna DURMAZ

  Süleyman KÖSMENE

  Umut YAVUZ

  Vehbi HORASANLI

  Yasemin GÜLEÇYÜZ

  Yasemin YAŞAR

  Yeni Asyadan Size

  Zafer AKGÜL

  Ümit KIZILTEPE

  İbrahim KAYGUSUZ

  İslam YAŞAR

  İsmail BERK

  İsmail TEZER

  Şaban DÖĞEN

  Şükrü BULUT

Dergilerimize abone olmak için tıklayın.
Hava Durumu
Yeni Asya Gazetesi, Yeni Asya Medya Grubu Yayın Organıdır.