Raşit YÜCEL |
|
Kılıçdaroğlu’nun iyi sözleri |
Kılıçdaroğlu iyi bir söz söyledi. Başörtüsü meselesi bu ülkenin kanayan bir yarasıdır. “Bu kanun ile yapılabilecek bir şey değil” tesbitinde haklı. Doğru söylüyor. İnsanların en tabiî hakkı olan giyinme ve örtünme kanun ile tanzim edilemez. Genel ahlâka aykırı olmamak şartı ile insanlar şahane olarak, hür olarak yaşayabilmelidir. Yıllarca bu ülkenin minarelerinden dine aykırı ezan okutturuldu. Neye yaradı? Dinî eğitim ve neşriyat yasaklandı. Kime faydası oldu? Milyonlarca insan ahiretini kaybetti. Ezan, CHP milletvekillerinin de müsbet oyları ile kabul edilerek aslî şeklî ile okunmaya başlandı. AKP başörtüsü hakkında kanun çıkardı. Aslında suç olmayan bir şey Anayasa Mahkemesi’nin kanunu iptali ile resmen ‘yasak’ hâline geldi. Bu meseleyi kimse siyasî bir ranta dönüştürmemelidir. Bu parasız-pulsuz bir teşebbüstür. Bu tabî bir haktır. Kim buna engel olursa toplum nezdinde daima soğuk karşılanacaktır. Yarından tezi yok... Bakın, okullar açıldı. Yine bu çile devam ediyor. CHP lideri madem söz verdi… Geçmişte şu oldu-bu oldu, “Şunu dedin-bunu yaptın” tartışmasına girilmemelidir. Bunun kazanan tarafı olmaz. Bu, kazaya kalan bir hakkın tescili olacaktır. Bu, en tabiî insan hakkıdır. “Başörtülüsün okula giremezsin”, “Kayıt yaptıramazsın”, “İmtihana giremezsin”, “Memure olamazsın”, “Kamusal olanda bulunamazsın”, “Milletvekili olamazsın”, “İdareci olamazsın” gibi mânâsız şeyler olamaz. Avrupa’da da böyle bir tatbikat yok. Bize göre hürriyet, bize göre laiklik... Böyle saçmalık olamaz. Türkiye er veya geç bu badireyi aşacaktır. Buna kimler yol açarsa millet nezdinde saygı görecektir. Buna ayak sürüyenler ise kaybedecektir. Artık bu bayat nağmeleri dinlemek istemiyoruz. Kılıçdaroğlu, samimî ise sözünü yerine getirecek adımları atmalıdır. 22.09.2010 E-Posta: [email protected] |
Önceki Yazıları (02.09.2010) - Uzak diyarlar ve Nurs Köyü (12.08.2010) - İstanbul’da Ramazan |