Osman ZENGİN |
|
Bediüzzaman Bursa’ya geldi… |
Benzer başlıkta bir yazıyı, bundan iki buçuk sene kadar önce, Bursa Ulu Cami'de tertip edilen Bediüzzaman Mevlidinin ilkinde yazmıştık. Ne kadar sevinmiştik o gün. Bizim için çok büyük mânâlar ifade eden o mevlidin en büyük özelliği, şimdiye kadar Türkiye’nin çeşitli vilâyetlerinde yapılan Bediüzzaman Mevlidleri, Üstadın sağlığında şereflendirdiği şehirlerdi. Ama Bursa, Üstadın gelmediği şehirdi, fark oradaydı. Tesbitlerimize göre Üstad, Bursa’ya gelmek istediğini beyan etmiş, fakat gelmek nasip olmamıştı. Sadece Emirdağ’dan Gençlik Rehberi Mahkemesine gidip gelirken, İnegöl, Yenişehir ve İznik kazalarından geçmiş. Kendisini ziyaret eden Bursalı ağabeylere de; “Kardaşım! Bursa, Osmanlı’nın en büyük merkezi, ben gelmeyi çok istedim, ama gelemedim” diyerek, Bursa’ya duâ ettiğini belirtmişti. İşte, bizlere böyle sevinçli bir gün yaşatan Bursa Ulu Cami Mevlidine maneviyatıyla gelen Bediüzzaman, bu sefer de tır ile, bütün ihtişamıyla Bursa’ya teşrif etti. Gazetemiz Yeni Asya’nın tertip ettiği ve adı da, “Bediüzzaman Türkiye yollarında" olan bu organizasyonun adını okuyunca, “Bediüzzaman bir asırdan fazla zamandır zaten Türkiye yollarında” demekten kendimizi alamadık. Bu millete, bütün Müslümanlara, hatta insanlık âlemine bir halaskâr olarak bahşedilen Bediüzzaman, Osmanlı devrinde, ulaşımın zor olduğu zamanda Şarktan kalkıp, âlem-i İslâmdaki hastalıkların reçetesini takdim etmek için İstanbul’a gelmiş, ondan sonraki zamanlarda, yapılan savaşlarda vatanın müdafaası, selâmeti, ve Müslümanları irşad için Türkiye yollarında hep seyahat etmiş, en son da Şarktan Garba sürgün şeklinde olsa da, Türkiye yollarından hiç ayrılmamıştır. Bediüzzaman Tır'ının; Edirne’den başlayıp, bütün Türkiye’yi dolaşarak oralarda, Kur’ân’ın bu asırdaki en büyük tefsiri olan Risâle-i Nurları insanlara ilân edip duyuracağı seyahatindeki güzergâhtan biri olan Bursa’ya geleceği anı, dört gözle ve heyecanla bekliyorduk. O gün gelince sabahtan kalkıp, hazırlığımızı yaptık. Balıkesir cihetinden gelecek olan tır Bursa’ya, bizim evimizin yakınından geçerek gireceği için, Genel Müdür Recep Taşcı kardeşimizi telefonla arayarak, anlaşıp bekleyeceğimiz yeri söyledik. Ve orada bir saate yakın ayakta, heyecanla beklemeye başladık. İzmir- Balıkesir-Bursa yolunun üzeriydi beklediğimiz yer. Bir rampayı, yokuşu aşarak gelecek olan tır’ı biz, rampanın diğer tarafında intizar edip karşıladık. Daha tepeden, ufuktan görünüp, haşmetiyle yanımıza geldiği zamanki heyecanı anlatmak biraz zordu. Sanki Bediüzzaman yanımıza gelmişti. Evet, Bediüzzaman Bursa’ya gelmişti… Ulu bir misafirimiz vardı o gün. Ekibin fedakârları; Recep Taşcı, Mesut Çoban, Mustafa Gökmen ve şoförümüz Mehmet kardeşlerimizle birlikte biz aynı vasıtada, ayrıca Bursa’nın hizmet erlerinden diğer arkadaşlarımız da, başka bir arabayla tır’a öncülük yaparak, kısa bir Bursa turundan sonra, faaliyetin yapılacağı Fomara Meydanına geldik. Bursa’lıların büyük teveccühü ve Bursa’mızın fedakâr hizmet erlerinin de şevk ve gayretiyle çok güzel bir gün geçirdik. Yazarımız İslâm Yaşar ile karikatüristimiz İbrahim Özdabak’ın imza faaliyetleriyle de süslenen organizasyonun Bursa, kısmı çok güzel bir şekilde değerlendirilerek, Anadolu yollarına doğru yola koyuldu Bediüzzaman tır’ımız. 22.09.2010 E-Posta: [email protected] |