Osman ZENGİN |
|
Hakk’a yürüyen bir İsmail... |
Onu; adaşı olan ağabeyimin Adapazarı’nda bulunduğu zaman, yine ağabeyimle beraber tanımıştık. Yirmi küsur sene olmuş. Ondan sonra da hizmetle alâkalı beraber bulunduğumuz bir çok mahalde bir araya gelmiştik. Allah rahmet eylesin, soyadıyla mütenasib, “demir” gibi sağlam bir ağabeyimizdi. Tevafuka bakın ki, vefat haberini de, yine ağabeyimle beraber bulunduğumuz Yalova’daki sohbet esnasında, oraya misafir olarak gelen İzmitli arkadaşlarımızdan Salih Çökren Hocamızdan almıştık. İsmail Hakkı Demir Ağabey, Nurun tam bir müstakîm talebesiydi. Adeta Adapazarı’nın Geyve kazasıyla özdeşleşmişti. Geyve’den, oradaki hizmetlerden bahsedilince akla o gelirdi. Güler yüzlü, o yaşına rağmen her zaman hizmete hazır bir asker gibiydi. Bir araya geldiğimiz zaman, mütevazı halini hiç bırakmazdı. Cemaatimizin nerede bir faaliyeti olsa, onu orada görmeniz mümkündü. Çok sık bir araya gelip, fazla münasebetimiz olmasa da, işte bu gibi faaliyetlerde, hani ”ayda, yılda bir“ de olsa bir araya gelebiliyorduk. “Az konuşup, çok iş yapan”lardandı. İsmini taşıdığı İsmail (as) gibi, Hakk’a meftun ve O’na yönelmiş, neticede de O’na yürümüştü! Ne mutlu ona ki, peşinden Geyve hizmetlerini devam ettirecek bir nesil bırakarak gidiyordu İsmail Ağabey. Yani gözü açık gitmiyor, huzurla gidiyordu Rab’bine. Hani, çoğu zaman diyoruz ya, “ayak olmayı, baş olmaya tercih etmek” diye. İşte o, böyle bir insandı. Her zaman, yürümeye hazır ayak gibi hizmete koşardı. Adsız kahramanlar misâli, tam bir kahramandı. Allah rahmet eylesin, mekânı Cennet olsun İnşâallah! 25.09.2010 E-Posta: [email protected] |