H.İbrahim CAN |
|
Affı konuşmak tabu mu? |
CHP lideri Kılıçdaroğlu’nun genel affı gündeme getirmesi, kamuoyunda çoğu olumsuz bir çok değerlendirmeye sebep oldu. Konuyu PKK’ya af şeklinde anlayanlar şiddetli tepki gösterdiler. Burada genel af tartışmasına girmeye gerek duymuyoruz. Ama bu tartışmalar içinde gözden kaçan bir husus vardı; eğer Kürt sorununun çözümü ve PKK’nın tasfiyesi yönünde bir gelişme olacaksa, örgütün tasfiyesini sağlayacak adımlardan birisinin de militanların normal hayata dönüşünün yolunu açacak bir yasal düzenleme yapılması gerektiği. Elbette binlerce şehit ailesinin “teröristlere af” sözünü duyar duymaz feveran etmesi doğaldır. Ancak kangrene dönüşmüş sosyal sorunların çözümünde, mutlaka hazmı zor reçeteler de yer alacaktır. Bir çok yönüyle farklılık göstermesine rağmen, en yakın örnek olması dolayısıyla sık sık gündeme gelen Kuzey İrlanda’da IRA’nın (Kuzey İrlanda’nın Britanya’nın boyunduruğundan kurtulması için mücadele veren İrlanda Cumhuriyet Ordusu adlı örgüt) tasfiyesinde ayrıntılı bir özel af yasası uygulanmıştır. 1988 Kuzey İrlanda Cezaları Yasası çıkarılarak, anlaşma tarihinden önce işlenmiş suçlardan mahkûm olanlar için cezalarının üçte birini çekmiş olmaları halinde, örgüt destekçiliğini sürdürmemesi ve yeniden terör suçu işlemeyeceği ve halk için bir tehdit oluşturmadığı kanaatine varılması halinde, erken tahliye öngörülüyordu. Öbür boyu hapse mahkûm olanların ise cezasının üçte ikisini çekmiş sayıldığı günde—buna özel yetkili bir komiser karar veriyordu—tahliyesi öngörülüyordu. Salıverilenlerden şartları ihlâl edenleri tekrar hapse atma yetkisi de ilgili bakanlıktaydı. İngilizler halen örgütte bulunan militanlar içinse; anlaşma tarihinden sonra 5 yıl veya daha fazla cezayı gerektirir bir suç işlememiş olmaları ve örgütle ilişkisini kesmiş olmaları kaydıyla, başvuruları ve bir komisyonca uygunluklarına karar verilmesi halinde, serbestçe Kuzey İrlanda’ya döneceği, komisyonun kararının gönderildiği özel mahkemenin ilgilisinin yargılamayı gerektirir bir suç işlediğine kanaat getirmesi halinde yargılama yapacağı, sonuçta mahkûm olursa, yukarıdaki mahkûmlara getirilen erken tahliye şartlarından yararlandırılacağı öngörülüyordu. Bu aftan yararlanan eski IRA liderlerinden birisi halen Kuzey İrlanda Özerk Hükümetinde eğitim bakanlığı yapıyor. Türkiye’de de bu tür bir düzenleme yapılmadan, örgütün tamamen tasfiyesi zor görünüyor. Amerikalı uzman Henri Barkey’in PKK’nın tasfiyesi konusundaki raporunda da üç aşamalı bir uygulama öngörülüyor. Buna göre silâhlı eyleme karışmamış bulunanlar yargıç önüne çıkarılıp hemen tahliye edilecek; silâhlı eyleme karıştığı sabit olanlar Türkiye’ye dönerek pişmanlık yasasından yararlandırılacak, yine de dönmek istemeyenlerin sivil hayata dönmesi kaydıyla Kuzey Irak’ta ya da başka bir ülkede ikametine izin verilecek; lider kadroların ise sürekli gözetim altında bulunmak kaydıyla bir Batı ülkesinde sürgünde yaşaması, ama siyaset yapmalarının engellenmesi sağlanacaktı. Bunları şimdi konuşmak bile güç geliyor. Ancak onlarca yıldır kangren olmuş bir yarayı kesip atabilmek için ciddî bir siyasî irade ve halk talebi olduğunda, bunların değerlendirilmesi şart olacaktır. Bu arada unutulmaması gereken, örgütün sözde liderlerinin şahısları için avantaj sayacakları bazı çıkarları olmadıkça, bu kişilerin çözümün önünü tıkamak için ellerinden geleni yapacaklarıdır. 01.09.2010 E-Posta: [email protected] |