Cevher İLHAN |
|
Ramazan, işgal ve zulüm… (1) |
Kamuoyu referandum propagandasıyla meşgul edilirken dışta Türkiye’yi ve İslâm dünyasını yakından ilgilendiren bir dizi tezgâh dönüyor. Zâlimlerin zulmü sürüyor; küresel ifsad şebekeleri, yeni yeni işgal ve sömürü tuzakları kuruyor… Ankara’dakiler her ne kadar her defasında tecâhül-ü ârif yapsa da, Dışişleri Bakanı Davutoğlu’nun “oynak merkezli dış politika”sında ABD, bilhassa bölgesel politikalarda hep hegemonya ve çıkarlarını önceliyor; Türkiye’yi kaale almıyor; inadına emr-i vakilerde bulunuyor. Gerçek şu ki, AKP iktidarları döneminde Ankara, ABD’nin iki milyon sivilin katledildiği Müslüman komşu Irak işgaline göz yumdu. Hükûmetinin ilk aylarında işgal öncesi henüz Başbakan olmayan partinin Genel Başkan Erdoğan ile dönemin Başbakanı Gül’ün parti grubuna kapalı kapılar arkasındaki “baskı” ve “dayatmaları”na rağmen, 65 bin işgalci Amerikan askerinin ağır silâhlarıyla Türkiye topraklarında konuşlanması ve nakline dair “1 Mart tezkeresi” Meclis’ten geçmedi; ama hemen akabinde Meclis by pass edilerek Bakanlar Kurulu kararıyla, havaalanları, limanlar, işgalci conilerin silâh, mühimmat ve savaş malzemesi nakil ve dağıtımına açıldı. Bu arada Süleymaniye’de Amerikan askerlerinin Mehmetçiğin başına çuval geçirmesine karşı Ankara “tepkisiz” kaldı. Dışişleri’nin en azından bir “nota” vermesini isteyenlere Erdoğan, “Ne notası; müzik notası mı?” diye tepki gösterdi. Bizzat Millî Savunma Bakanı’nın bundan üç yıl önceki ifâdesiyle, başta İncirlik olmak üzere Türkiye’deki üslerden havalanan ağır bomba yüklü Amerikan savaş uçakları, Müslüman Irak şehir ve köyleri üzerine 3995 sorti yaptı…
EN KANLI “RAMAZAN!” Hûlasa yedi yıldır Ankara hâlâ her fırsatta ABD’ye desteğini yinelemekte… Buna mukabil, Washinton Ankara’yı takmamakta. Türkiye’nin “savaş sebebi” saydığı “kırmızı çizgileri” bir bir çiğnenmekte. Kuzey Irak’ta ABD’nin Irak’tan sözde “çekildikten” sonra üs edineceği bölgedeki egemenlik ve çıkar işbirlikçisi “bağımsız bir devlet” kurulmakta. Ankara’nın bütün itirazlarına rağmen, Irak petrollerinin yüzde 40’ının çıkarıldığı Kerkük’ün önce demografik yapısı, ardından statüsü değiştirilerek peşmergelere teslim edilmekte. Bölgenin aslî unsuru Türkmenler ve Araplar büyük baskılara mâruz kalıp göçe zorlanmakta… Yine işgal güçlerinin, başta Kandil olmak üzere, Kuzey Irak’ta yuvalanmış terör örgütüne silâh, para, eğitim yardımını yaptığı Amerikan Kongresinin raporuyla ve Amerikan savcılarınca ikrar edilmekte. Bush’tan Obama’ya verilen bütün taahhüdlere rağmen, Amerikan yönetimleri, Ankara’nın defalarca listesini verdiği ve Kuzey Irak’ta serbestçe dolaşan 150 kişilik “terörist elebaşıları listesi”nden bir teki dahi teslim etmedi, etmemekte. İşgalindeki ve Irak’ta, kontrolündeki Kuzey Irak’ta terörist yuvalarına lojistik desteği kesmemekte. Terör örgütünün finans kaynaklarını kurutmaya yanaşmamakta. Uyuşturucu, silâh ve nüfuz ticaretini engellememekte… Seçimlerin üzerinden aylar geçmesine rağmen, hâlâ hükûmetin kurulamadağı ülkede, kargaşa ve kaos içindeki ülke, gittikçe şiddet ve terör kıskacına girmekte. Yedi yıldır süren işgal devam ederken, “terörün bittiği, iç çatışma ve kargaşanın sona erdiği” iddialarına karşılık, geçtiğimiz Temmuz ayı, 550’ye yakın sivilin katledildiği saldırılar ve bombalamalarla son iki yılın en kanlı ayı olmakta… 01.09.2010 E-Posta: [email protected] |