Lahika |
Âyet-i Kerime Meâli
Allah kimseyi gücünün yettiğinden fazlasıyla mükellef tutmaz. Herkesin kazandığı hayır kendi lehine, işlediği günah da kendi aleyhinedir.
Bakara Sûresi: 286 |
01.09.2010 |
‘Kadir Gecesini son on günde arayınız’ Bu aşr-i âhir-i Ramazan’da her gece, hususan tek gecelerde Leyle-i Kadr’in bulunmak ihtimali kuvvetli olduğunu hadis-i şerif ferman ediyor. İnsanlarda velî, Cumada dakika-i icabe, Ramazan’da Leyle-i Kadir, Esmâ-i Hüsnâda İsm-i Âzam, ömürde ecel meçhul kaldıkça, sair efrad dahi kıymettar kalır, ehemmiyet verilir. Yirmi sene müphem bir ömür, nihayeti muayyen bin sene ömre müreccahtır. Mektubat, s. 460 *** Aziz, sıddık kardeşlerim, Evvelâ: Rivâyât-ı sahiha ile “Leyle-i Kadri nısf-ı âhirde, hususan aşr-ı âhirde arayınız” ferman etmesiyle, bu gelecek geceler, seksen küsur sene bir ibadet ömrünü kazandıran Leyle-i Kadrin gelecek gecelerde ihtimali pek kavî olmasından istifadeye çalışmak, böyle sevaplı yerlerde bir saadettir. Şuâlar, s. 437 *** Aziz, sıddık kardeşlerim, Evvelâ: Hadîs-i şerifin sırrıyla Ramazan-ı Şerifin nısf-ı âhirinde, hususan aşr-ı âhirde, hususan tek gecelerde, hususan yirmi yedisinde, seksen küsur sene bir ibadet ömrünü kazandırabilen Leyle-i Kadirin ihyasına ve herbiriniz umum Nur Talebeleriyle beraber, hususan bu biçare, çok kusurlu, hasta, zayıf kardeşinizi hissedar etmenizi ve herbirinizin duâlarınızın binler mânevî âminlerin teyidiyle dergâh-ı İlâhîde kabul olmasını rahmet-i İlâhiyeden niyaz ediyoruz. Emirdağ Lâhikası, s. 268 *** Aziz, sıddık kardeşlerim, Evvela: Bu aşr-i âhir-i Ramazan’da her gece, hususan tek gecelerde Leyle-i Kadrin bulunmak ihtimali kuvvetli olduğunu hadis-i şerif ferman ediyor. Onun için, Nurcular o nur-u azamdan istifadeye çalışmak gerektir. Emirdağ Lâhikası, s. 213 *** Aziz, sıddık kardeşlerim, Evvelâ: Seksen küsur sene ibadetli bir ömr-ü bâkiyi temin eden Ramazan-ı Şerifinizi bütün ruh-u canımızla tebrik ve her gecesi bir nev'î Leyle-i Kadir hükmünde hakkımızda menfaattar olmasını niyaz ederiz. Ve teşrik-i mesai sırrıyla ve her has Nurcu, umum Nurcuların mânevî kazancına hissedar olmasıyla, mânen binler dille ibadet ve duâ ve istiğfar ve tesbihat yapmaya hakikî uhuvvet ve ihlâs ile mazhariyetinizi rahmet-i İlâhiyeden niyaz ediyoruz ve öyle de ümit ediyoruz. Emirdağ Lâhikası, s. 265 *** Seksen küsur sene bir ibadet ömrünü kazandıran Ramazan-ı Şerifteki ibadet ve duâlarınızın makbuliyetine âmin diyerek rahmet-i İlâhiyeden herbir gece-i Ramazan bir Leyle-i Kadir hükmünde sizlere sevap kazandırmasını niyaz ediyoruz. Emirdağ Lâhikası, s. 267 *** Seksen küsur sene kıymetinde bulunan ve Ramazan-ı Şerif’in mecmuunda gizlenen hakikat-i leyle-i Kadri kazanmak için, Risâle-i Nur şakirtlerinin şirket-i mâneviye-i uhreviyeleri muktezasınca, herbiri, mütekellim-i maalgayr sîgası olan “Ecirnâ, irhamnâ, vağfirlenâ” gibi tabiratta, “biz” dedikleri vakit, Risâle-i Nur’un sadık şakirtlerini niyet etmek gerektir. Tâ herbir şakirt umumun namına münacat edip çalışsın. Ve bu bîçare ve az çalışabilen ve haddinden çok fazla hizmet ondan beklenen bu kardeşinize, o hüsn-ü zanları yanlış çıkarmamak için, geçen Ramazan gibi yardımınızı rica ediyorum. Kastamonu Lâhikası, s. 205 *** Aziz, sıddık kardeşlerim, Bu gelecek leyle-i Kadri hakkınızda ve hakkımızda bin aydan daha hayırlı olmasını ve defter-i âmâlimize böyle geçmesini Cenâb-ı Haktan niyaz ediyoruz. Ve böylece, bayrama kadar “Allah’ım! Bu Ramazan’da Leyle-i Kadrimizi bize ve sadık Risâle-i Nur Talebelerine bin aydan daha hayırlı kıl” duâsını etmeye niyet ettik.
Kastamonu Lâhikası, s. 62
LÜGATÇE:
rivâyât-ı sahiha: Sahih, sağlam ve doğru rivayetler. nısf-ı âhir: İkinci yarı, son yarı. aşr-ı âhir: Son on gün. aşr-i ahir-i Ramazan: Ramazanın son on günü. dakika-i icabe: Duanın kabul olduğu dakika, an. İsm-i Âzam: Allah’ın isimlerinden mânâ yönüyle diğer isimlerini kapsayan en câmî ismi. efrad: Ferdler. müphem: Belirsiz, gizli. muayyen: Belirli, tayin edilmiş. müreccah: Tercih edilen, üstün. teşrik-i mesai: Birlikte çalışmak, işbirliği etmek, bir işi beraber yapmak. şirket-i mâneviye-i uhreviye: Ahirete ait amellerle ilgili mânevî şirket, mânevî ortaklık. mütekellim-i maalgayr: Başkaları adına konuşan. |
01.09.2010 |