Millete hizmet için var olan belediyelerin, maddî imkânlarını gerektiği gibi kullanıp kullanmadığı geçmişten gelen bir tartışmadır. Bilhassa büyükşehir belediyeleri trilyonluk bütçeleri harcıyor ve bu esnada da mutlaka ‘gerekli, gereksiz’ tartışmalar yaşanıyor.
Bir kaç gün önce Karabük’te yaşanan bir tartışma, konunun yeniden gündeme taşınmasına vesile oldu. Karabük Belediyesi bir ‘festival’ düzenlemiş ve bazı yazar ve sanatçıları bu festivale davet etmiş. Festival programı çerçevesinde konuşma yapan yazar Latife Tekin, AKP iktidarının ‘enerji politikaları’nı eleştirmiş. Bunun üzerine belediye başkanı da konuşmaya itiraz etmiş ve özetlemek gerekirse “Benim, (belediyenin) parasıyla buraya gelip siyaset yapamazsın” diyerek konuşmacıyı susturmuş. Konuşmayı yapan yazar Tekin de, “Ben kimseden para almadım, bu sözleri de her yerde söylüyorum” demiş. (Hürriyet, 30 Haziran 2008)
Hemen şunu ifade edelim ki, buradaki hadisenin tam olarak nasıl cereyan ettiğini bilmiyoruz. Gerek belediye başkanı ve gerekse konuşmasına itiraz edilen yazar, “Hayır ben öyle demedim, maksadım o değildi” vs. diyerek habere itiraz edebilir. Zaten bizim meselemiz de kimin ne dediği değil, daha temelde bu ‘festival’lerin neye hizmet ettiğini sormak, belediye imkânlarının bu yollarla çar-çur edilmesinin doğru olup olmadığını tartışmaya açmaktır.
Elbette bütün festivalleri bir çuvala koyup, tamamının gereksiz olduğunu söylemek mümkün değil. Ancak bu festivaller yapılırken ‘millete hizmet’ gayesinin güdülüp güdülmediği iyice sorgulanmalıdır. Bundan da önemlisi davet edilen sanatçı ya da yazarların ne kadar millete hitap edebildiğidir.
Başta İstanbul olmak üzere genelde bütün belediyelere baktığımızda ‘millete fayda’ gayesinden ziyade, ‘popülerlik’ kriteriyle yazar ya da sanatçıların seçildiği görülüyor. Normal şartlar altında TV’lerde konuşturulmayan, program yaptırılmayan ya da RTÜK’ün ‘sansür’üne takılan pek çok sanatçı, ‘mütedeyyin’ bilinen belediye başkanlarınca festival adı altında programlara dâvet ediliyor. Ve üstelik bu yolla milyarlarca lira para bu kişilere bir şekilde aktarılıyor.
Sözkonusu habere göre Karabük’teki festival için belediyenin kasasından 140 bin YTL para çıkmış. Konuşmasına itiraz edilen yazar “Ben para almadım” dediğine göre, paralar nereye gitti?
Tekrarlayalım: Burada sözkonusu olan Karabük ya da yazar Tekin değil. Bu hadise bir ‘örnek’tir ve bütün festivaller bu tartışma sebebiyle mercek altına alınmalıdır. Türkiye, festival enflasyonuna ne kadar para harcıyor, bunun da bir hesabı yapılmalıdır.
Çok önemli bir nokta daha var: Bir yazarın ‘iktidar aleyhinde’ konuşmasına itiraz eden belediye başkanları, herhangi bir yazar ya da sanatçının; mânevî değerler aleyhindeki konuşmasına da itiraz ediyor mu? Yani, bir ‘sanatçı’nın sahneye çıkıp müstehcen kıyafetiyle, müstehcen şarkılar seslendirmesi ‘normal’ midir? Buna ses çıkarmayıp, sadece iktidarı korumaya çalışmak “millete hizmet için” var olan belediyelere yakışmasa gerek.
Asıl itiraz edilmesi gereken, milletin mânevî değerlerinin tahrip edilmeye çalışılması olmalıdır...
01.07.2008
E-Posta:
[email protected]
|