Mir Mehmet Dengir Fırat’ın “İnkılaplar-devrimler toplumda travmaya yol açmıştır” ifadesi üzerine mal bulmuş mağribiler gibi malzeme bulmanın ve istismara kapı açmanın coşkusu ve çılgınlığıyla malum çevreler saldırıya başladılar.
AKP’nin kapatılması hususunda birinci kalite malzeme olarak değerlendirilmeye çalışılan bu sözler, iktidar partisi üzerinden inançlı kesimlere, inançlı kesimler üzerinden de demokrasiyi katlet-meye götürecek kadar te’vil ve zırvalara açık hale getirildi.
Dengir Fırat’ın vatanseverliği ve dedesinin M. Kemal ile aralarındaki özel pozitif ilişkinin mevcu-diyetine rağmen kınamalar sürüyor “Böyle bir dedenin torunu olarak sen nasıl bu kadar aykırı ve saçma sapan konuşursun?” diye adeta aforoz edilecek .
Bir kere bu yaklaşım tarzı bir kere daha göstermiştir ki Kemalist yobazlarda asla ve kat’a medenî tartışma, açık görüşlülük ve hoşgörü yoktur. Bu, en yakın planda sayın Atilla Yayla’nın “bu adam” kelimesine takılıp soruşturma açmalarından ve hakaretlerinden anlaşılmıştı. Yine ondan daha yakın zamanda Teke Tek program yapımcısı Fatih Altaylı’nın programında kasıtlı ve tuzak kurarcasına sorulması üzerine “Eğer sorun olmayacaksa M. Kemal’i sevmiyorum” diyen bir genç kızın ifadesi karşısında “Hayret, dehşet, bak heleee, İşte bunlar böyle vatan hainidirler”e getiren yaklaşımlarında görülmüştü. Ve en son bir gün önce sayın Baykal’ın Başbakan Tayip Erdoğan’a laf atarken “Atatürk’ün çağdaş Türkiye’si mi, yoksa yobaz Humeyni’nin İran’ı mı?” minval üzere sorusunda da müşahede edildi. Velhasılı kelâm Kemalistlik iddiasındaki bazı çevreler karşıyı eleştirirken hakaretten başka bir yöntem bilmiyorlar. Humeyni veya İran’a karşı olabilirsiniz. Ancak bu karşıt görüşte oluş karşı tarafa hakaret ve sövme hakkı vermez ki Kemalistlerin elit tabakasında bile maalesef hoşgörü ve sineye çekme, seviyeli yaklaşım örnekleri çok zor bulunur bir özellik.
İkinci olarak sayın Fırat’ın sözlerini bilimsel açıdan değerlendirmek, en azından sosyolojik açıdan ele almak yerine siyaset ve demagojiye çekilmesi hiç de hoş değil. Sayın Dengir’e ve aidiyet olarak arkasında duran kitlelere hakaret ve ağır ithamlar yerine sos-yolojik açıdan pekalâ bilimsel bir izah veya tarihî belgelerle cevap verilebilirdi. Cevap hakkı tabiî ki herkes için mevcuttur. Mesele bilimsel bir tartışma konusu yapılarak halledilemez mi yani? Amma binler teessüf ki yine ucuz yola kaçıldı.
Üçüncü olarak, tarihte hangi devrim veya inkılap bünyesinde vukua geldiği toplumda veya coğrafyada travmalara yol açmadı ki. Neticede ya tepeden inmeyle bir devrim olacak ya da belli bir süreç içinde. Her iki durumda da söz konusu devrimlere toplumun belli bir kısım hazırlıksız yakalandığı için bir takım şoklar geçirecektir. Fransız devrimlerinden, giyotinden, Robespiyer’lerden tutunuz da komünist devrime Lenin, Mao, Stalin’in en yakın paydaşlarını bile saf dışı bırakan uygulamaları hep şok edici uygulamalarla doludur. İstanbul’da suikastle öldürülen Yahudi kökenli Troçki’yi kim hatırlamaz ki?
Türkiye’deki devrimlerin yapılış şeklinin uzun bir alıştırma sürecinden geçirilerek geldiği konusu büsbütün asılsız değil. Ancak şapka inkılâbı karşısında tereddüde giren ve travma geçiren bazı vilâyetlerde meselâ Rize’deki topa tutma rivayetleri iyice araştırılmalıdır. Ayrıca şapka inkılabından çok önce serpuş hakkında İslâm fıkhına göre aleyhte hüküm veren İskilipli Atıf Hocanın sudan sebeplerle asılmasının izahını travma yerine “Nirvana” ile mi yorumlayacaklar kimileri?
Antidemokratik uygulamalar ve Cumhuriyet sistemine tamamen ters icraatlardan laf açıldığında “Canım o zamanın şartları öyle gerekiyordu. Jakoben olmak lâzımdı. Devrimlerin toplumca kabul görmesi için bu tip baskılar, İstiklâl mahkemeleri, yargısız infazlar, önce asın sonra yargılayın hukuk anlayışları o dönemde mecburen lâzımdı diyenlerin büyük çoğunluğu T.C. İnkılap Tarihi uzmanları değil miydi?
Neticenin neticesi son örnek sayın Dengir’in sözlerine karşılık bu tür hiddet, dehşet, öfke, gayz ve kin dolu cevap vermeler ve hakaretler gösteriyor ki Kemalistlerin fikrî malzemesi yok. Barut bitti gibi.
Asıl travma kimde siz karar verin.
26.06.2008
E-Posta:
[email protected]
|