Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 24 Haziran 2008
Anasayfam Yap | Sık Kullanılanlara Ekle | Reklam | Künye | Abone Formu | İletişim
ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET ve ŞÛRÂDIR

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Mehmet C. GÖKÇE

Tatile girerken



Tatil; bir işi paydos etme, bir meşguliyeti sonlandırma veya ara verme gibi anlamlara geliyorsa da, yaklaşımımızın “farklı” olması gerektiğini düşünüyorum.

Deyim yerindeyse tatil; vakit öldürme, zamanı boşa geçirme ve yan gelip yatma şeklinde algılanmaması gerekir. Her şeyden önce; sağlığın yanı sıra bize bahşedilen iki önemli nimetlerden birisi olan “zaman” çok değerli ve kıymetli bir hazinedir. Hatta denilebilir ki, yedeği olmayan ve tekrarı imkânsız olan biricik sermaye zamandır. Yani, İlâhî bir lütuf olarak bize ikram edilen vakit, yerli yerinde ve amacına uygun bir biçimde kullanılmadığı takdirde sorumluluğu çok çetin olur.

Evet, gerçekten sağlık nimeti ile zaman nimetinin yokluğu hayalen dahi düşünülse, ne kadar sıkıntıları beraberinde getireceği izahtan varestedir.

Günlük meşguliyetlerimizin pek çoğu ancak sağlık ile beraber meydana geldiği ve bütün bunların bir zaman dilimi içerisinde gerçekleştiği bilinmektedir.

Gerçekten de, sağlık olmadan çoluk-çocuk için çalışmak, sağlık olmadan iyi bir öğrenci olabilmek, sağlık olmadan iyi bir öğretmenlik yapabilmek, sağlık olmadan normal bir esnaf görevini üstlenebilmek, sağlık olmadan derli-toplu ibadet yapabilmek neredeyse imkânsızdır. Şunu da düşünelim ki, bütün bu faaliyetleri, içerisinde bulunduran ve tükenip giden en ufak zaman diliminin dahi tekrar geri getirilebilmesi mümkün değildir.

Bütün bunlar göz önünde bulundurulduğunda tatile “ayrı” ve “farklı” bir anlam yüklenilmesi gerektiği sonucu ortaya çıkacaktır.

Elbette, yıl boyu çalışıp yorulan işçinin, öğrencinin, esnafın ve diğer insanların bir “hava değişimi”ne ihtiyaçları vardır. Ancak, bu “değişim” güzel sonuçlar doğuracak şekilde planlanmalı, önemli projelerin alt yapısının görüşüldüğü zaman dilimi haline getirilmeli, dinlenme ve meşru eğlenmenin yanı sıra eksikliklerin tamamlanması ve yapılacakların gözden geçirilmesi şeklinde değerlendirilmelidir.

Unutmayalım ki, tamamen “bomboş” geçirilen bir tatilden sonra ciddi işlere konsantre olabilmek de son derece zordur. Bu nedenle büyüklerin çoğu dinlenmeyi “iş değişikliği yapma” ve “alan değiştirme” şeklinde düşünmüşlerdir.

Dolayısıyla, tatilde kendimize vakit ayırmamız, okuma fırsatı bulamadığımız kitapları okumamız, gezdiğimiz gördüğümüz yerleri bilerek dolaşmamız, ziyaret fırsatı bulamadığımız akraba ve dostları imkânlar ölçüsünde ziyaret etmemiz, vakit ayıramadığımız çoluk-çocuğumuza vakit ayırıp yakından ilgilenmemiz tatile ayrı bir mana kazandıracaktır.

Diğer taraftan, çocuklarımıza ciddi bir dinî eğitim zemini hazırlamamız, Kur’ân okumaları ve dinî bilgilerini sağlamlaştırmaları için yardımcı olmamız, yapmamız gereken işlerin başında gelir. Yaşlarını, eğlenmelerini ve çocukluklarını göz önünde bulundurarak yapacağımız bu tür bir katkı, hayatları boyunca yararlanacakları bir husus olacaktır. Bu yüzden, çocuklarımızın elinden tutarak onları hocalarına teslim etmemiz ve eğiticiye destek sağlayarak çocuğumuza yardımcı olmamız ve fıtratına uygun bir eğitim vermemiz geleceğini olumlu etkileyecektir.

Kuşkusuz, hocalarımız da çocukların dinlenme, eğlenme ve oynama ihtiyaçlarını dikkate alacak, fıtratlarını gözden ırak tutmayacak ve pedagojik kurallara uygun bir eğitim vereceklerdir. Böylece, çocuklarımız dinlerini sevecek, Kur’ân ve camiye sempatiyle yaklaşacak ve kendi arzusuyla koşarak öğrenmenin yolunu tutacaktır. Aksi davranışlar ise, çocukların ömür boyu din, iman, ezan ve Kur’ân’dan soğumalarına sebebiyet verebilecektir.

Sağlıklı ve yararlı bir tatil dileğiyle…

24.06.2008

E-Posta: [email protected]


 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Önceki Yazıları

  (14.06.2008) - Yaz Kur’ân kurslarında başarının sırrı

  (08.03.2008) - Dünya Kadınlar Günü

  (24.02.2008) - Yeni Asya 39 yaşında... Ve Radyo Mega 15 yaşında

  (20.02.2008) - Gazetecilik ve gazeteciler

  (06.02.2008) - Her şeye rağmen kardeşlik!

  (12.01.2008) - Beli bükülmüş yaşlılarımız

  (20.12.2007) - “Et bayramı” değil; Kurban Bayramı...

  (18.12.2007) - Seyda'nın ardından

  (17.12.2007) - Zekâtta “Fîsebilillâh” kavramı

  (19.11.2007) - Aile içi diyalog

 
GAZETE 1.SAYFA
Download

Gezi Eki Pdf

Bütün yazılar

YAZARLAR

  Abdil YILDIRIM

  Abdurrahman ŞEN

  Ahmet ARICAN

  Ahmet DURSUN

  Ali FERŞADOĞLU

  Ali OKTAY

  Atike ÖZER

  Cevat ÇAKIR

  Cevher İLHAN

  Davut ŞAHİN

  Elmira AKHMETOVA

  Fahri UTKAN

  Faruk ÇAKIR

  Fatma Nur ZENGİN

  Gökçe OK

  Habib FİDAN

  Hakan YALMAN

  Halil USLU

  Hasan GÜNEŞ

  Hasan YÜKSELTEN

  Hülya KARTAL

  Hüseyin EREN

  Hüseyin GÜLTEKİN

  Hüseyin YILMAZ

  Kadir AKBAŞ

  Kazım GÜLEÇYÜZ

  Kemal BENEK

  M. Ali KAYA

  M. Latif SALİHOĞLU

  Mahmut NEDİM

  Mehmet C. GÖKÇE

  Mehmet KAPLAN

  Mehmet KARA

  Meryem TORTUK

  Mikail YAPRAK

  Murat ÇETİN

  Murat ÇİFTKAYA

  Mustafa ÖZCAN

  Nejat EREN

  Nimetullah AKAY

  Nurettin HUYUT

  Osman GÖKMEN

  Raşit YÜCEL

  Rifat OKYAY

  Robert MİRANDA

  Ruhan ASYA

  S. Bahattin YAŞAR

  Saadet Bayri FİDAN

  Saadet TOPUZ

  Sami CEBECİ

  Selim GÜNDÜZALP

  Sena DEMİR

  Serdar MURAT

  Suna DURMAZ

  Süleyman KÖSMENE

  Vehbi HORASANLI

  Yasemin GÜLEÇYÜZ

  Yasemin Uçal ABDULLAH

  Yeni Asyadan Size

  Zafer AKGÜL

  Zeynep GÜVENÇ

  Ümit KIZILTEPE

  İslam YAŞAR

  İsmail BERK

  İsmail TEZER

  Şaban DÖĞEN

  Şükrü BULUT

© Copyright YeniAsya 2008.Tüm hakları Saklıdır