Benim gibi nüfus cüzdanları azıcık eskiyenler hatırlar; yayınlarımızın arkasında gazetemizi tanıtan spot bir cümle vardı; hatırlayabildiğim kadarıyla şöyleydi:
“Bir dakika! Yeni Asya gazetesini okuyor musunuz?
“Dostlarınıza tavsiye ediyor musunuz?
“Diyelim ki Yeni Asya’yı görmediniz…
“Endişe duymadan evinize götürebileceğiniz bir gazete ile baş başa kalmak istemez misiniz?
“Tavsiye ediyoruz; Yeni Asya’yı görünüz, alınız, okuyunuz, memnun kalacaksınız. Saygılarımızla…”
Ve başka bir cümle:
“Yeni Asya yazıyorsa doğrudur…”
Çok şükür, bugün gazetemiz tertemiz bir mazisiyle kemal yaşına yaklaşmış ve 39. yılına girmiş bulunmaktadır…
Efendim, aynı anlayış ile; aynı doğrultuda ve tam da gazetenin 24. yaş gününde Şanlıurfa’mızda:
“96.5 frekansında çarpıcı-doğru haberleriyle, isabetli yorumlarıyla ve son gelişmelerle sizlere ulaşmaya devam edecek… Radyo Mega söylüyorsa doğrudur…” parolasıyla 21 Şubat 1993 tarihinde kurulan radyomuz bugün 15 yaşında…
Şeref dolu, hizmet dolu, şükür ve muhabbet dolu tam 15 yıl…
Ölçülü yayın akışıyla Hakk’ın rızası doğrultusunda-halkımızın hizmetinde geride kalan 15 yıl…
İtibarından, ağırlığından ve tesirinden hiçbir şey kaybetmediği gibi günden güne parlayan bir çizgide tam 15 yıl…
“Bilgilendirici, eğitici ve meşru dairede eğlendirici” yayın çizgisiyle geride kalan iftihar tablolarıyla dolu 15 yıl…
Koordinatörü, elemanı ve programcısıyla bütünleşmiş; mektep özelliğini taşıyan ve bu özelliğinden ödün vermeden yoluna devam eden bir müessese olarak tam 15 yıl…
“İyiyi, doğruyu, güzeli ve olumluyu teşvik eden” mesajlarla dolu bir ömür…
“Temel değerler ve genel ahlâka uygun davranmak” suretiyle geride bırakılan bir övünç ve şükür tablosu…
“Başta demokrasi ve insan hakları olmak üzere insanlığın evrensel değerlerini savunmak” ile geçen ve–inşaallah–bu çizgide devam edecek olan bir birikim…
Bu 15 yıl içerisinde Radyo Mega olarak, “Barışa, çok sesliliğe ve farklılıklara saygı gösterme” hususunu kendimize şiar edindik… Barış ve huzur ortamını ortadan kaldırmaya çalışmanın geçerli hiç bir gerekçesi olmadığını ısrarla vurguladık. Farklılıklara karşı tahammülsüzlüğün mantıklı bir açıklamasının olamayacağının altını çizdik. Yaratılanı, Yaratan’dan ötürü sevmek ve ona değer vermek zorunda olduğumuzu belirttik. Her renk, dil, ırk ve coğrafyaya saygı göstermek gerektiğini bıkmadan ve usanmadan dile getirdik.
Evet, tam 15 yıl…
“Uzlaşma ve hoşgörü”nün ön plana çıkarıldığı 15 yıl…
Birlikte yaşama kültürünün teşvik edildiği programlarla dolu 15 yıl…
Her saniyenin tüketildiği meşguliyetten dolayı hesaba çekileceğimizi bilen bir anlayışla geride bıraktığımız 15 yıl…
“Çatışma zeminini hazırlayan yaklaşımlardan uzak durmak” suretiyle tarihe not düşülen 15 yıl…
“Kişilerin özel hayatının gizliliğine saygı göstermek” anlayışıyla dolu dolu geçen ve her dakikası birer tarihî vesika niteliği taşıyan 15 yıl…
Kuşkusuz, bu 15 yılın her anında nice değerli insanın katkısı ve duâsı vardır. Dolayısıyla, her hangi bir biçimde emeği ve katkısı olan herkesi şükran ve duâ ile yâd etmek yerine getirilmesi gereken çok önemli bir vecibedir.
Nice 15 yıllara…
Nice 39 yıllara…
24.02.2008
E-Posta:
[email protected]
|