Yeni Asya 39 yaşına girdi. Geçen Perşembe günü gazetemizin 39. kuruluş yıldönümünü kutladık. Yeni Asya bugün itibariyle tam 13 bin 630 nüshaya ulaştı. Cenâb-ı Hak, hizmet dolu daha nice yıllara ulaşmamızı nasip etsin.
* * *
Kur’ân’ın bugüne mesajını aktarmayı görev edinerek yayın hayatına başlayan Yeni Asya, Bediüzzaman Said Nursî’nin telif ettiği Risâle-i Nur’lardaki hakikatları dünya gündemine getirmeyi prensip edinmiş, yayın yoluyla bütün insanlığa sunmuştur, sunmaya da devam edecektir.
Okuyucusuyla bütünleşmiş, okuyucunun görüşlerine her zaman değer vermiş, okuyucu ne istiyorsa onu yapmıştır. Okuyucusunun sahibi olduğu tek gazetedir.
Taraf olmuştur. Hakkın, haklının tarafında olmuştur. Zâlimin değil, mazlûmun yanında yer almıştır. İnsan hak ve hürriyetlerinin herkes için olması gerektiğini savunmuştur.
Demokrasinin bu ülkede tam mânâsıyla yerleşmesi için mücadele vermiştir, vermeye de devam edecektir.
Manşetlerini atarken, haberlerini yazarken, köşelerinde yorumlar yaparken, “İktidar ne der, asker ne der, derin güçler ne der, şu ne der, bu ne der” kaygısı taşımadan, bildiğini en doğru şekilde ve mertçe yazan bir gazetedir. Bu yüzden ihtilâllerde, ara dönemlerde büyük baskılar görmüş, “kendilerinden taraf” olması istenmiş, ama tâvizsiz çizgisinde hiçbir kırıklık yaşamadan yoluna devam etmiştir.
Belki 470 gün kapatılmış, bir dönem bütün yazarlarına dâvâ açılmış, dâvâsı yolunda imtiyaz sahibi hapishanelerde yatmıştır, yazarlarına cezalar verilmiş, ama hak bildiği dâvâdan zerre kadar tâviz vermemiştir, vermeyecektir…
Yayın hayatına başladığı günden bu yana hep milletin değerlerine saygı duymuş, “aile” gazetesi olmuştur.
“Tavizsiz istikrar çizgisi” prensibini kurulduğu günden bu yana hep düstur edinmiş, inandıklardan hiç tâviz vermemiştir.
Hep, ümitsizlik değil, ümitli olunması gerektiğini söylemiştir. Ve Bediüzzaman Said Nursî’nin “Ümitvâr olunuz; Şu istikbâl inkilâbı içinde en yüksek gür sadâ İslâm’ın sadâsı olacaktır” sözünü her gün logosunun üstünde yayınlayarak bunun gerçekleşmesi için çalışmıştır.
Her zaman hakikatin gür sesi olmuş, olmaya da devam edecektir inşallah…
* * *
Yeni Asya’nın kuruluş yıldönümü ile ilgili olarak konuştuğumuz sivil toplum kuruluşları, Yeni Asya ile ilgili düşüncelerinde şu tanımları öne çıkarıyorlar. Bunlardan bir kaçını şöyle sıralayabiliriz:
“Demokratikleşme yolundaki ısrarlı takibini sürdürür. Özgürlükçü, demokrat, insan hak ve hürriyetlerine değer verir. İfâde ve inanç özgürlüğünü tereddütsüz savunur. İnandıklarını haykırmaktan geri durmaz. İlkelidir. Sağduyulu ve objektif habercilik yapar. AB sürecine destek verir. İslâm’ın doğru yorumlanmasına büyük katkı sağlar. Mânevî değerlere bağlıdır. Doğrunun gür sesi olmuştur. İnsan haklarını her zaman savunmuştur…”
Allah’a ne kadar şükretsek azdır. Çünkü yalan yazan, hep güçlünün yanında olan, zamana ve zemine göre kulvar değiştiren, milletin değerlerine saygı göstermeyen, milletin değil, sadece bir zümrenin hakkını savunan, devletin gazetesi olarak hatırlanan ya da ihtilâli savunan bir gazete olarak hatırlanmak ne kadar yüz kızartıcı, onur kırıcı olurdu.
* * *
Liseyi bitirdikten sonra (1 Eylül 1985) çalışmaya başladığım Yeni Asya Ankara Temsilciliğinin her kademesinde bulundum. Yeni Asya’da çalışmayı nasip ettiği için Cenâb-ı Hakka binlerce şükrediyorum. Bundan sonra da bu hizmet dairesi içinde olmayı Cenâb-ı Hak nasip etsin inşallah...
Çay ocağındaki görevlisinden yazı işleri müdürüne, kapıdaki bekçisinden genel yayın yönetmenine, muhasebe servisinden genel müdürüne, muhabirinden gazetemizin imtiyaz sahibine kadar emeği geçen herkese duâ ediyoruz, duâ bekliyoruz.
Hizmet dolu daha nice yıllara…
23.02.2008
E-Posta:
[email protected]
|