Hali hazırdaki mevcut olan Bağ-Kur, SSK ve Emekli Sandığı mevzuatlarına göre, vefat eden sigortalı ya da iştirakçi üzerinden eşe ve kız çocuklarına dul ve yetim aylığı bağlanılmaktadır. Eşe ve kız çocuklarına ölüm (dul ve yetim) aylığı bağlanmasındaki temel kıstas ise, bu kişilerin evlenmemeleridir. Yani örneğin babası Bağ-Kur’lu iken ölüp de, babasından dolayı Bağ-Kur’dan yetim aylığı alan bir kız çocuğunun kendisine Bağ-Kur tarafından bağlanan yetim aylığını almaya devam edebilmesi için, bekârlığının devam etmesi ve resmiyette evli olarak görülmemesi gerekmektedir.
İşte bu sebepten dolayı ülkemizde binlerce hatta onbinlerce dul eş ve kız çocukları, gerçekten evlendikleri ve fiili olarak evlendikleri eşleriyle birlikte yaşadıkları halde, kendilerini resmiyette “resmî nikâhlı” olarak göstermedikleri için, Bağ-Kur, SSK ve Emekli Sandığı’ndan kendilerine bağlanan dul ve yetim aylıklarını almaya devam edebilmektedirler. Çünkü günümüzdeki geçerli olan uygulamaya göre, bu durumda olan eşler ve kız çocukları, evliliklerini resmi olarak kayıt altına almadıklarından ve evli oldukları vukuatlı nüfus kayıt örneklerinde görülmediğinden dolayı, Bağ-Kur, SSK ve Emekli Sandığı tarafından bekâr oldukları kabul edilmekte ve aylıkları kesilememekteydi.
Ayrıca, köyünde mahallesinde ya da komşusunda sırf aylık almak için bu gibi muvazaalı boşanma örneklerini gören ve ilgili makamlara bunları şikâyet eden kişilerin de şikâyetleri, bu durumda olan eşler ve kız çocukları sırf resmiyette evli olarak görünmedikleri için sonuçsuz kalmakta ve herhangi bir yasal işlem yapılamamaktaydı. Hatta bazı evli olan kız çocukları ve eşler daha da ileri giderek, dul ve yetim aylığı almak için kendilerini resmiyette boşanmış göstererek (muvazaalı boşanma) ölüm aylığı aylık almakta ancak gerçekte evliliklerini eşi ve çocuklarıyla birlikte devam ettirmekteydiler.
Toplumumuzda fiilî bir gerçeklik olan ancak bu zamana kadar maalesef haklarında bir işlem yapılamayan ve üstte sözünü ettiğimiz şekilde muvazaalı (anlaşmalı) bir şekilde boşanarak ya da evliliklerini resmiyete intikal ettirmeyerek Bağ-Kur, SSK ve Emekli Sandığı’ndan aylık almaya devam eden kişilerin bu şekilde aylık almalarının 5510 sayılı sosyal güvenlik reform yasasıyla önüne geçilecek. Çünkü 5510 sayılı Kanunun 56 ncı maddesinde; “…Eşinden boşandığı halde, boşandığı eşiyle fiilen birlikte yaşadığı belirlenen eş ve çocukların, bağlanmış olan gelir ve aylıkları kesilir…” hükmü bulunmaktadır.
5510 sayılı Kanunun 56 ncı maddesindeki bu hükümlerden dolayı, maddenin yürürlük tarihi olan 1 Ekim 2008’den sonra eşiyle fiilen birlikte yaşadığı (örneğin, aynı evi paylaşanlar) halde muvazaalı olarak boşanan dul eş ve yetim kız çocuklarının gelir ve aylıkları kesilecek ve bu kişilere ödenmiş olan tutarlar geri alınacaktır. Ayrıca, eşinden boşanan, ancak boşandığı eşiyle fiilen aynı evi paylaşmaya devam eden kişiler hakkında cumhuriyet savcılıkları tarafından ‘nitelikli dolandırıcılık’ suçu ile dava açılarak hapis ve para cezası yaptırımları da uygulanabilecek.
Bu anlatılanlardan dolayı, bu durumda olan eşler ile yetim kız çocuklarının dikkatli olmalarını ve gerçek hayatta medeni durumları ne ise ona göre Sosyal Güvenlik Kurumu’na bildirimde bulunmalarını, aksi takdirde 1 Ekim 2008’den sonra kendilerini hiç de iyi şeylerin beklemediğini belirtmek istiyoruz.
Okur sorularına cevaplar…
Soru: 1973 yılında SSK başlangıcı olan babam 1953 doğumludur. Babamın 1973 yılında SSK’ya 1 veya 2 ay prim ödemesi bulunmaktadır. Babam son sekiz aydır tekrar SSK’lı olarak çalışmaya başladı. Bu durumda son çıkan prim affından babam yararlanabilir mi? Babam ne zaman emekli olur? (ismi mahfuz)
Cevap: Sayın okurum babanızın 5763 sayılı son çıkan prim affı kanunundan yararlanarak 1973 yılı ile son sekiz aylık döneme kadar olan ve boş olarak geçirdiği süreleri doldurması ve hizmet günü olarak saydırması mümkün değildir. Çünkü son çıkan prim affı kanununa göre, SSK’lı olan kişilerin daha önceki yıllarda sigortasız olarak çalıştıkları, boşta geçirdikleri ya da sigorta gün sayılarında boşluk oldukları dönemler yapılandırılmamakta ve değerlendirilememektedir. Ancak babanız, 3600 gün prim ödeme gün sayısına sahip olduğunda SSK’dan emekli olabilir. Babanız emekli olması için gerekli olan yaş koşulunu tamamlamış durumdadır.
Soru: 1964 doğumluyum. Bağ-Kur’a 1996 yılında girdim ve şu anda 38.000 YTL prim borcum gözükmektedir. SGK’nın 2007/47 sayılı Genelgesinden yararlanarak Bağ-Kur’daki beş yıl ve daha üzeri sürelere tekabül eden borçlarımı sildirebilir miyim? Bağ-Kur’dan emekliliği istemeyip SSK’ya geçsem üç buçuk yıl SSK’da beklemem mi gerekecek? 15 Temmuz 1983 tarihinde ilk defa sigortalı oldum. Bağ-Kur ve SSK günlerimin toplamı 7000 günü geçiyor. Bağ-Kur’dan emekli olmak için yaşımı doldurmayı bekliyorum. Bağ-Kur’dan ne zaman emekli olabilirim? (Fahri Şahin)
Cevap: Sayın okurum, Bağ-Kur’daki beş yıl ve daha üzeri sürelere tekabül eden prim borçlarının durdurulmasına ilişkin hükümleri düzenleyen SGK’nın 2007/47 sayılı Genelgesinin uygulaması şimdilik durdurulmuştur. Yani şu anda Bağ-Kur’daki borçlarınız dondurmanız ve sildirmeniz mümkün değildir. Bağ-Kur’dan emekliliği istemeyip SSK’ya geçerseniz SSK’da 1261 günü (3,5 yıl) tamamlamanız gerekmektedir. Toplam 7000 günlük prim ödeme gün sayısının hangi tarihlerde ve Bağ-Kur ve SSK’daki dağılımlarının ne kadar olduğunu tam olarak belirtseydiniz emeklilik tarihinizi tam olarak verecektik. Ancak yine de siz en erken 25 tam yıl hizmet süresine sahip olduğunuzda Bağ-Kur’dan emekli olabilirsiniz. Bağ-Kur’u bırakıp SSK’ya geçerseniz SSK’dan 47 yaşını doldurduğunuzda emekli olursunuz. SSK emekliliği için prim ödeme gün sayınızı doldurmuş durumdasınız.
Soru: Benim iki ablamdan birincisi, 1952 doğumlu ve ilk işe giriş tarihi 15.04.1996 tarihi olup SSK prim ödeme gün sayısı 2499 gündür. Bu durumda ablam SSK’dan hangi şartlarda emekli olabilir? Ayrıca, ablam SSK’ya isteğe bağlı prim ödemesi yaparsa memur olan çocuğunun sigortasından emekliliğe kadar faydalanabilir mi? Diğer ablam ise, 1957 doğumlu olup SSK’lı olarak ilk işe giriş tarihi 21.11.1994 tarihidir. Toplam prim ödeme gün sayısı ise 3332 gündür. Bu ablam çalışmamakta ve merhum babamın emekli aylığından pay almaktadır. Emekli olmak için isteğe bağlı sigortalı olarak prim yatırır ise almış olduğu maaş kesilir mi? (Mahmut DEMİRDÖĞMEZ, Mersin)
Cevap: Sayın okurum, birinci ablanız SSK’dan 20 yıl sigortalılık süresine sahip olması, 5825 gün prim ödeme gün sayısına sahip olması halinde normal olarak emekli olabilecektir. Ablanız bu emeklilik için yaşını tamamlamış durumdadır. Birinci ablanızın sizin de bahsettiğiniz gibi kısmi yoldan emekli olabilmesi için ise, 15 yıl sigortalılık süresine sahip olması, 56 yaşını doldurması ve 3600 gün prim ödeme gün sayısına sahip olması gerekmektedir. Birinci ablanız SSK’da isteğe bağlı sigortalı olursa, SSK isteğe bağlılığında sağlık yardımı olmadığı için hem isteğe bağlılığını devam ettirip hem de memur çocuğunun sağlık yardımlarından yararlanabilir. Ancak bunun için mutlaka 1 Ekim 2008’den önce SSK’daki isteğe bağlılığını başlatması ve SSK’dan emekli olabilmesi için 3,5 yıldan fazla SSK isteğe bağlılığında kalmaması gerekir. İkinci ablanız ise, SSK’dan en erken diğer ablanızla aynı şartlarda (15 yıl sigortalılık süresi, 56 yaş, 3600 gün prim ödeme gün sayısı) emekli olabilecektir. Ablanız emekli olmak için SSK’ya isteğe bağlı prim yatırırsa (babanızın SSK’lı olduğu kabul edilmiştir) SSK’dan aldığı aylık kesilmez.
Soru: Yakın bir arkadaşım 8 Haziran 2008’de Tuzla’da gemide çalışırken iş kazası sonucu vefat etti. Ölen kişi 1977 doğumlu idi ve geride 2 çocuğu ile aylık hamile eşi kaldı. Ölen arkadaşımız askerden sonra 645 gün SSK’lı olarak çalışmış. Ölen kişinin dul eşine aylık bağlanır mı? (ismi mahfuz)
Cevap: Ölen kişinin iş kazası sonucu öldüğü müfettiş raporuyla veya diğer resmi belgelerle kanıtlanmışsa, tersanede ölen arkadaşınızın eş ve çocuklarına hem ölüm aylığı hem de iş kazası sonucu öldüğü için gelir bağlanır. Çünkü 506 sayılı Kanunun 92 nci maddesinde; “Malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortaları ile iş kazalariyle meslek hastalıkları sigortasından hak kazanılan aylık ve gelirler birleşirse, sigortalıya veya hak sahibine bu aylık ve gelirlerden yüksek olanın tümü, eksik olanın da yarısı bağlanır.” hükmü bulunmaktadır. Müteveffa arkadaşınız ölüm aylığı için gerekli olan sigortalılık süresi ve prim ödeme gün sayısı şartlarını askerlik borçlanması yapıldığı takdirde tamamlamış halde gelecektir.
Soru: Kızım 22.09.1978 doğumludur. 19.02.1998 tarihinde limited şirket ortağı olduğu için Bağ-Kur’lu oldu. 04.07.2000 tarihinde şirketteki hissesini devretti. Şu anda Bağ-Kur’a toplam 37.000 YTL borcu gözükmektedir. Borcunun tamamını peşin olarak yatırsam yeni çıkan af yasasına göre ne kadar indirim yapılır? Kızım kaç yaşında emekli olur? Ayrıca, geçmiş seneleri yok sayıp primleri yeniden yatırmaya başlarsak bu defa kızım kaç yaşında emekli olur? (Fikret Şener, Adana)
Cevap: Sayın okurum, kızınızın Bağ-Kur prim borcunu peşin olarak ödemek isterseniz son çıkan 5763 sayılı Kanuna göre ortalama yüzde 50 oranında indirim yapılacaktır. Ancak kızınız şirketteki hisselerini 2000 yılında devrettiğine göre Bağ-Kur sigortalılığının 2000 yılından sonra devam etmemesi ve dolaysıyla kızınızın borçlarının da bu kadar fazla olmaması gerekir. Bundan dolayı öncelikle kızınızın gerçek ve güncel sigortalılık süresinin ne kadar olduğunu tespit ettirip ondan sonra borcunu ödeyin. Kızınızın geçmiş Bağ-Kur hizmet yıllarına tekabül eden beş yıl ve daha üzeri borçlarını 1479 sayılı Kanunun ek 19 uncu maddesine göre ve SGK’nın 2007/47 sayılı genelgesine göre yok saydırmanız mümkün değildir. Kızınız Bağ-Kur’dan ya 15 tam yıl hizmet süresi ile 56 yaşında, ya da 25 tam yıl hizmet süresi ile 55 yaşında emekli olabilecektir.
NOT: Bağ-Kur, SSK, Emekli Sandığı ve sosyal güvenlik reformu ile getirilen haklarınızdan haberdar olmak ve buralardaki sorunlarınıza çözüm bulmak için her hafta Perşembe günleri bu köşede buluşalım. Faks ve e-postalarınızı bekliyoruz.
E-posta: [email protected] Faks: 0 (212) 515 67 62
19.06.2008
E-Posta:
[email protected]
|