Allah’a yemin olsun, sizler için fakirlikten korkmuyorum. Ben size dünyanın genişlemesinden korkuyorum. Sizden öncekilere dünya genişlemişti de hemen dünya için birbirleriyle boğuşmaya başladılar ve helâk oldular. Genişleyen dünyanın onlar gibi sizi de helâk etmesinden korkuyorum.” (Hadis-i Şerif)
Belki okumuş veya duymuşsunuzdur. İngilizler, Hindistan’ı işgal ettiklerinde Hintli öğrencilere yıllarca logaritma cetvelini ezberletmişler. Matematikle ilgilenenler bilirler. Logaritma cetveli; belli bir mantıkla sıralanmış bir sayı cetveli değildir. Gerektiği zaman açıp kullanabilirsiniz. Zaten ezberlenmesi de pek mümkün değildir. O halde Hintli çocukların beyinlerini bu gereksiz bilgiyle neden dolduruyorlardı dersiniz? Herhalde o beyinlerin başka şeyle meşgul olmasını, işgal altındayız gibi zararlı (!) şeyleri düşünmesini engellemek için olsa gerek.
Özellikle nefsin üç ayları gibi kutlanan ve kutsanan yaz mevsimini yaşamaya başladığımız şu günlerde, tatil endeksli lüks hayatlar da günümüzün logaritma cetveli görevini mi üstleniyor acaba? Yakın bir zamana kadar tatil, özellikle de deniz tatili kavramı, genellikle karşılığını ehl-i dünya tarzı hayatlarda bulan bir kavramdı. Ancak son zamanlarda dindar kesimin de bir şekilde içinde yer aldığı bir hayat tarzı haline geldi. Burjuva tarzı yaşantı şekli dindar kesimde de yavaş yavaş yaygınlaşmakta maalesef. Nitekim, yakın zamana kadar sayısı 5 olan ‘tesettür otelleri’ne son 6 yılda 22 otelin daha ilâve edilmesi ve 10 tanesinin daha sırada bekliyor olması bu görüşü teyid ediyor sanırım.
Bilmem farkında mısınız? Ruhumuzu kapitalizme rehin verdiğimizden beri, paranın satın alamayacağı şeyler yavaş yavaş hayatımızdan atılıyor. Parayla herşeyin yapılacağı zannediliyor. Bilgi çağı, duyguları köreltiyor. Dindar kesimin hayatını da artık çoğunlukla ekonomi öncelikli düşünceler yönlendiriyor. Sade hayatlar yerine lüks hayatlar yaşanmaya çalışılıyor. Oysa lüks bağımlılık yapar. Lütfen bizi lükse alıştırmayın. 5 yıldızlı otellerde tatil yapmak, kamyon gibi jiplerde su gibi benzin harcayıp gününü gün etmek, marka kıyafetlere ortalama bir ailenin belki bir aylık gelirini vermek, hiç gereği olmadığı halde iki üç ayda bir cep telefonlarını yenilemek, vs gibi davranışlar nefsin hoşuna gidebilir ama lütfen yapmayın. İmkânınız olsa da yapmayın. Bizi lükse alıştırmayın. Bizler ehl-i dünyayı taklit ederek, onlara alternatif olmaktan çok onların kötü bir taklidi ve kopyası olan hayatlar yaşamak zorunda değiliz. Gelir düzeyimizin artması, hayat tarzımızı değiştirmemizi gerektirmez. Üstelik hergün yüzlerce yeni tüketim malının irademizi tehdit edercesine üzerimize yürüdüğü bir ortamda, gelir düzeyimiz ne kadar yüksek olursa olsun ihtiyaçlarımızı karşılamaya yetmez. Rahat yaşamak isteyen insan, azla yetinmesini öğrenmeli. Hem lüks merkezli bir hayat insanın duygularını, takvasını ve ideâllerini çok kolay tahrip eder. Oysa özellikle günümüz dindar kesiminin hayatının lükse değil kanaat, iktisat ve tevekküle dayalı olması gerekir. Günümüz insanı için, Bediüzzaman bu konuda örnek alınabilecek en önemli şahsiyetlerdendir.
Meselâ siz hiç açık büfe restoranlarda israf ederek gününü gün eden, yaz mevsimlerinde ‘denizsiz tatil olmaz’ diyen ve soluğu 5 yıldızlı otellerde alan bir Bediüzzaman hayal edebiliyor musunuz? Lükse alışmış bir Bediüzzaman, gerçekten Bediüzzaman olabilir miydi sizce? Bir Hafız Ali’yi, bir Zübeyir Gündüzalp’i lüks yaşamların ortasında düşünebilir misiniz? İslâmiyet aleyhine yapılan icraatların birçoğunun altında neden lükse alıştırılmış hocaların fetvası vardır acaba? Bugün dindar kesimin önemli bir kısmının ekonomik menfaatlerini kaybetmeme uğruna, seküler sistemle uzlaşmaya çalışmasının, hatta ahlâkî değerlerinden taviz vermesinin; dinî özgürlükleri elde etmenin önündeki en büyük engel olduğu gerçeği asla unutulmamalıdır.
Bu yazı fakirliği övmek için yazılmadı kesinlikle. Ancak lüks hayatların alabildiğine teşvik edildiği ve insanların aklını uyuşturmada logaritma cetveli gibi kullanıldığı, en büyük tehlikenin bu cihetten geldiği günümüz dünyasında, tehlikenin farkına varmalı ve bu anlayışa karşı tedbir almalıyız kanaatindeyim. Bizim beynimizi logaritma cetveliyle doldurmaya hiç ihtiyacımız yok. Lüks hayat kandırmacasına, sade hayat anlayışıyla karşılık vermeye ne dersiniz?
21.06.2008
E-Posta:
[email protected]
|