Okulların tatile girmesiyle birlikte yaşları uygun olan çocuklarımızın yaptıkları önemli faaliyetlerden bir tanesi de Yaz Kur’ân kurslarına devam etmeleri hususudur.
Bu bakımdan gerek ailelere, gerekse öğreticilere çok önemli görev ve sorumluluklar terettüp etmektedir.
Her şeyden önce ailelerin işi sahiplenmeleri; bir geçiştirme tarzında değil, tam anlamıyla olaya bir eğitim olgusu olarak bakmaları icap eder. Bu yüzden çocuğun elinden tutup hocasına götürerek hadiseyi sahiplendiklerini göstermeleri ve bu konudaki gayretlerini ispatlamaları gerekir. Aksi takdirde ilgisizlikle atılan ilk adım beraberinde alâkasızlığı getirecek ve istenen sonuç elde edilemeyecektir.
Ayrıca ailelerin, belli periyotlarla eğitim mekânlarına uğrayıp eğiticilere destek vermeleri ve yardımcı olmaları; böylece moral verip yalnızlıklarını gidermeleri gerçekten çok ama çok önemlidir. Böylece, eğiticilerimiz şevk ve gayrete gelecek ve yaptıkları işten zevk ve haz almaya başlayacaklardır. Yoksa ailelerin ‘Saldım çayıra Mevlâ’m kayıra’ tarzındaki yaklaşımları hem eğitime, hem eğiticiye büyük bir engeldir. Bu yaklaşım, çocukların kendilerini bir açıdan “yalnız”; bir açıdan da “başıboş” hissetmelerine sebebiyet verecektir. Oysa ailelerin, çocuklara arada bir, kursun nasıl gittiğini sormaları; derslerinin durumunu müzakere etmeleri çocuklarda ayrı bir etki bırakır. Özellikle, hocalara uğrayıp en azından ‘Hocam, bize düşen bir görev var mı? Biz ne yapabiliriz? Sizlere nasıl yardımcı olabiliriz?’ tarzındaki ziyaretlerin çok büyük bir ehemmiyeti vardır. Bu ziyaretlerin küçümsenmemesi gerekir.
Ailelerin ilgisi böyle devam ederken hocalarımızın da dikkat etmeleri gereken önemli noktalar olduğunu düşünüyorum. Tabiî ki, bizim izah edeceğimiz noktalar bir hasb-i hâlden ibarettir. Yoksa görevli kardeşlerimizin çoğunun görev bilinci içerisinde olduklarını ve vazifelerini ibadet şuuruyla yaptıklarını yakînen biliyoruz.
Evet, her şeyden önce görevlimizin temsil makamında olduğunu unutmaması gerekir. Gerçekten o, peygamberî makamın temsilcisi ve devam ettiricisidir. Doldurduğu mihrap bir peygamber makamı; çıktığı minber bir peygamber makamı; görev yaptığı mekân bir peygamber ocağı… Dolayısıyla, her hâl ve hareketinin gözetim ve murakabe altında olduğunu bilmeli ve dikkat etmelidir. O, sıradan bir insan değil; çok önemli örnek bir şahsiyettir.
Bu yüzden, çocukları eğitirken bu noktaları göz önünde bulundurmalı; dinimizi ve Kur’ân’ımızı sevdirmeye; insanî değerlerimizi benimsetmeye, İslâm’ın hoşgörüşünü kavratmaya çalışmalı ve engin bir müsamaha deryasında bulunmaya gayret sarf etmelidir.
Bu işin sözle ifade edildiği kadar basit ve rahat olduğunu iddiâ etmiyorum; ama görevlilerimizin bunu başardıklarına ve başaracaklarına inanıyorum. Tabiî ki hepimizin desteğiyle…
Ayrıca sevdirici ve eğlendirici; ayrıca dinlendirici ve teşvik edici bir yöntem izleyerek çocukların gönlünü fethetmeleri; bıktırmadan sevdirmeyi başarmaları gerekir. Zaman zaman çocukların bazı hata ve eksiklikleri olacaktır. Bunları telâfi ederken kullanılacak sözlerden başvurulacak davranışa ve tedbire kadar her şeyin önemi vardır. Bir söz ve davranış çocuğu dine, imana bağlayabileceği gibi; farklı bir tavır ve ifade de çocuğun ömrü boyunca caminin bulunduğu semtten geçmemesine sebebiyet verebilir. Çocuğun zihninde ve dünyasında oluşturulacak imajın bu denli önemi vardır.
Bu yüzden, görev aşkı içerisinde olan görevli, gerekirse çocuklarla çocuklaşacak; onların dünyasına girecek; anladıkları ve olumlu tepki verdikleri yöntemlere başvuracak; pedagojik ve bilimsel bir yaklaşım içerisinde “doğru İslâmiyet” anlayışını çocukların zihninde nakşedecek ve temiz hayalleri güzelliklerle süsleyecektir.
En azından, çocukların dinden ürkmemelerini sağlamak, Kur’ân’ın öğrenilebileceğini kavratmak ve bunu ispatlamak; karışık ve dolambaçlı yöntemler yerine rahatlatıcı, müjdeleyici ve teşvik edici yolları izlemek bu dönemde başarılabilir hususlardır, diye düşünüyorum.
Şunu da unutmamamız gerekir ki, çocuklar çok zekî ve iyi alıcıdırlar. Bizim içten, samimî ve mantıklı bir rehberliğimiz onlara az zamanda çok şey kavratacaktır.
Vereceğimiz bilgileri, seviyelerini göz önünde bulundurarak vermemiz; olayların hikmetlerini anlayabilecekleri bir üslûpla dile getirmemiz onlara çok şey kazandıracaktır.
Böylece toplumumuz ve ülkemiz kazanacak; saadetli ailelerin sayısı artacak ve huzurlu bir ortam meydana gelecektir.
Bütün yavrularımıza zihin açıklığı; fedakâr görevlilerimize de kolaylıklar ve başarılar diliyorum.
14.06.2008
E-Posta:
[email protected]
|