Bugün 16 Haziran; Ezân-ı Muhammedînin aslına çevrildiği gün. Laikliğin ilânından sonra “ezânın Türkçeleştirilmesi”, “dinden tecrit” programının devamı.
Bediüzzaman’ın tesbitiyle, “bin seneye yakın Kur’ân’ın bayrağını cihânın cihât-ı sittesinin (altı cihetinin) etrafında gezdiren bu vatan evlâtları”nın, “Türkün mefâhir-i milliyesini (iftihâr ettiği millî hasletlerini) unutturmak, mecâzî ve unsurî (ırkî) ve muvakkat (geçici) ve garazkârâne” bir zihniyete sürüklemektir. İnanç, tarih ve mukaddeslerle alâkasını kesmektir.
Plânlar, daha 1920’lerin ikinci yarısında tek tek tatbike konulur. Önce Şeriyye ve Evkaf Vekâleti’nin kaldırılması (3 Mart 1924), tekke ve zaviyelerin kapatılması (30 Kasım 1925), Harf devrimi (1 Kasım 1928) gibi inkılâplar yapılır. Anayasa’da “devletin dini din-i İslâmdır” ibâresi çıkarılır.
Ardından 18 Temmuz 1932’de Diyanet İşleri Başkanlığınca yayınlanan bir “tamim”le ezânın ve kametin Arapça okunması yasaklanır. Peşinden yine tek parti döneminde 2 Haziran 1941 tarihinde çıkarılan 4055 sayılı kanunla “Arapça ezân yasağı” resmen kanun kapsamına alınır. Yerine sözde “Türkçesi” ikame edilir.
Ezânı aslıyla okuyanlar belli süreler tutuklu kalsalar da mahkeme kararıyla beraat ederler; ama baskılar da devam eder. İkinci Dünya Savaşı yıllarında kıtlık ve savaşın onca mağduriyeti altında Arapça ezân okuyanlar derdest edilip hapse atılır. Devlet dinini yaşamak ve gereğini yapmak isteyen vatandaşlarla karşı karşıya getirilir. Devletle millet birbirinden koparılır. (M. Serhan Yücel, Demokrat Parti, 84)
Tarihteki onca zulüm ve fetret devrinde görülmemiş bir uygulama dayatılır. Bediüzzaman’ın tâbiriyle, uzun süre “o şarkı” okutulur. Bid’atlar camilere sokulur…
“EZÂNIN ÂCİLEN MÜZÂKERE EDİLMESİ”
Demokrat Parti 14 Mayıs 1950’de iktidara gelişinin ilk haftasında bu ezân yasağını kaldırmak için çalışmalara başlar. 13 Haziran günü evvela Demokrat Parti grubunda konu görüşülür.
“Tarih, 15 Haziran 1950; saat, 15.00; yer, TBMM. Meclis, başkan vekillerinden Fuad Hulusî Demirelli başkanlığında açılır. Demokrat Parti grubu hazırladığı kanun tasarısını Meclis’in huzuruna getirir. Demokrat Parti milletvekilleri, Türk Ceza Kanununun 526. maddesine göre, “Arapça ezân ve kamet okuyanlar üç aya kadar hafif hapis veya on liradan iki yüz liraya kadar hafif para cezası ile cezalandırılırlar” hükmünün millete zarar verip maddî ve mânevî rahatsız ettiğini ifâde ederler.
Zira Müslümanları namaza dâvetin asıl sahibi İslâm Peygamberinin tâlimatıyla ondört asırdır okunan ezânın aslı değiştirilmiş, bir başka hale sokulmuştur.
Bunun içindir ki Demokratların önergesinde öncelikle tepeden dayatılan bu cezaî müeyyidenin kaldırılması ve Ezânın okunmasının serbest bırakılması istenir. Demokrat Parti’nin kanun tasarısının amacı budur.
Başbakan Adnan Menderes, “Söz istiyorum” der; Başkan, “Buyurun!” diye dâvet eder. Menderes, Meclis kürsüsünde şu tarihî konuşmayı yapar: “Muhterem arkadaşlar; Arapça Ezân hakkında Demokrat Parti Meclis Grubunda verilen kararın gazeteler ve radyo ile yayınlanması neticesinde kanunî mâniin (engelin) kaldırılmış olduğu telâkkisinin hâsıl olması ve bazı vatandaşların Arapça ezân okuması muhtemel olduğu için bu bapta (konuda) Hükûmetçe Meclis’e sevk etmiş olduğumuz lâyhanın (tasarının) bugünkü ruznâmeye (gündeme - görüşülecek konular arasına) alınmasını ve müstecelen (âcilen) müzâkere edilmesini yüksek tasvibinize arz ediyorum.’
Meclis coşkuyla dalgalanır; çeyrek asırdır “mekteplerde yaptıracağımız yeni öğretim usûlleriyle yetişecek gençlik, Kur’ân’ı ortadan kaldıracak ve bu sûretle milletin İslâmiyetle olan alâkası kesilecek” projesi, iflâs etmiştir. Gözyaşı ve takdirler arasında alkış tufanı kopar. Meclis zabıtlarında bu tablo, “Muvafık!’ ve ‘Bravo!’ sesleri, Demokrat Parti milletvekillerinden sürekli alkışlar...” olarak kayda geçer.
TAHRİBATLARI TÂMİRLE İŞE BAŞLANIR…
Öylesine güçlü bir demokratik irâde var ki, CHP grubu bile “layihayı” desteklemek durumunda kalır. En azından karşı çıkma cür’etini gösteremez. Meclisin müşterek beyaz oylarıyla Meclis’in alkışları arasında ezânın üzerindeki kaydın kaldırılmasına karar verilir.
Ramazan ayının arefesine rastlayan 16 Haziran 1950 günü Arapça ezan okunmasıyla uygulanan yasak kaldırılır. “Ezân-ı Muhammedî ve din dersleri gibi şeâir-i İslâmiye (İslâmın değişmez esasları) ile Kur’ân’a hizmet ve eskilerin Kur’ân zararına tahribatlarını tâmire başlanır.” (Emirdağ Lâhikası, 270)
Böylece seçimden sonra toplanan Meclis’te ilk iş olarak ezân üzerindeki “Türkçe okunmalı” kaydı kaldırılır. Ve ülkede “şeâir-i İslâmiye”den İslâm’ın işâreti ve “alemi” olan “Arabî ezân-ı Muhammedî” okunmaya başlanır.
Bediüzzaman’ın takdiriyle, “ezân-ı Muhammedînin aslına çevrilmesi”, “dindar ve dine hürmetkâr Demokratlar”ın din ve vicdan hürriyeti hususunda yaptığı “ilk ve temel icraat” olur.
Demokrat Parti’nin ezân üzerindeki yasağı iktidarının ikinci haftasında âcilen gündeme getirip büyük bir kararlılıkla kaldırması, demokratik irâde zâfiyeti içinde yalpalayan bugünkü siyaset için anlamlı ve ibretli yol gösterici derslerle doludur…
Tabiî bu dersi alabilecek siyasî irâde kabiliyeti olana…
16.06.2008
E-Posta:
[email protected]
|