Geçen hafta Taraf gazetesinin manşetinde Alman faşistlerle Ergenekon çetesinin bağlantısını ortaya koyan bir haber vardı. Biz de bu bağlantının mantığını ve içeriğini ortaya koymak için bu iddianın sahibi Alman Narkotik İstihbaratında görev yapmış Talip Doğan Karlıbel’le görüştük.
Karlıbel Alman faşistlerle Türk Ergenekonu arasındaki ilişkinin temelini ideolojik birliktelik olarak ortaya koyuyor. Alman faşistlerin Türkiye’nin AB sürecini bloke etmek için Ergenekoncularla birlikte hareket ettiğini, Ergenekoncuların da kendi çıkarları çerçevesinde bir devlet yapılanması kurmak için Almanya’daki faşistlerden destek almak istediğini söylüyor. İnsanın kanını donduran bilgi ise Ergenekoncuların Almanya’daki Türkleri aşağılıklar olarak görmesi ve faşistlere onları kobay olarak kullanabileceklerini söylemesi....
Siz Ergenekon yapılanmasının, Alman faşist derin devlet yapılanmasıyla ilişkisi olduğunu ortaya attınız. Bunu neyle temellendiriyorsunuz?
2000-2001 Alman iç istihbarat raporlarında Baden Würtenberg’in Mannheim şehrinde ve Bavyera’nın Nürnberg şehrinde Türk sağ kuruluşu olarak Ergenekon adıyla bir yapılanmanın olduğu tesbit ediliyor. Bunun yanında 1.5 milyon avro’nun Türkiye’deki Ergenekon yapılanmasına transfer edildiği dekontlarıyla belgeleniyor. Dünyanın üçüncü büyük dergisinde gazetecilik yapan usta bir gazeteci bu belgeleri Alman Maliye Bakanlığından almıştır. Önümüzdeki günlerde bunlar Türkiye’de haber yapılacaktır. İsim isim havale dekontları açıklanacaktır...
Alman Faşistler neden böyle bir yapılanmayla ilişki kurar?
Türkiye’yi Türklerden iyi bilen Almanlardır. Osmanlı tarihine baktığınızda Almanların bizimle ne kadar iç içe girdiğini görürsünüz. Şu an Türkiye NATO üyesi zaten Amerika elini koluna sallaya sallaya burda istediğini yapıyor. Ama Almanya eskisi kadar etkili değil. Onun için Almanya’daki faşist yapılanma, Türkiye’deki Ergenekon yapılanmasını destekliyor. Bunun yanında Almanya’daki Neonazi saldırılarıyla Ergenekon operasyonu arasında bir bağlantı var...
Nasıl yani?
Saldırıların Ergenekon operasyonundan bir hafta sonra başlayıp iki üç hafta devam ettiğini görebilirsiniz. Ergenekon olayının üstüne daha çok gidilsin, iddianame hazırlanıp dâvâ açılsın Almanya’daki saldırıların artacağını hep beraber göreceğiz. Böyle bir durumda Almanya ciddî sorunlar yaşayacaktır. Türkiye’nin de pasif kaldığı ve oradaki vatandaşlarını koruyamadığı için itibarı zedelenecektir.
Bu olayların organizatörü kim?
Alman NPD Partisi eski Genel Başkanı Günter Deckert’le Mölln ve Solingen katliâmlarını organize eden DVU Partisi Genel Başkanı faşist Dr. Gerhard Frey’dir. Bu yapılanmanın amacı Türkiye’de bir kargaşa çıkararak Türkiye’nin AB sürecini bloke etmek. Türkiye’nin Kürtlere, Alevilere, Ermenilere zulmettiği kanısını oluşturup dünya kamuoyunda küçük düşürmek. Hrant Dink’in öldürülmesi, bazı papazların öldürülmesi böyle bir senaryonun parçasıdır.
Yani AB’ye girmemiz noktasında büyük direnç var?
Bugüne kadar Almanlar tarafından büyük bir karşı blok oluşturulmuştur. Ancak Schöreder, sosyal demokratlar, yeşiller başa geldikten sonra Türkiye’nin AB süreci daha rahat ilerlemeye başlamıştır. AB’nin bizden uymamızı istediği kriterler Türkiye’nin geleceğiyle ilgilidir.
Belli bir hukuk ve demokrasi anlayışı olan Almanya buna nasıl müsaade ediyor peki?
Almanya, Türkiyedeki siyasî vakıflar üzerinden buradaki birçok parti ve sivil toplum örgütüne para aktarmıştır. Alman örtülü ödeneğinden yardımlar yapılarak nüfuz casusluğu yapılmıştır. Ankara DGM’de bu vakıflar hakkında dâvâlar açılmış ancak aklanmıştır.
Almanya’daki Ergenekon yapılanmasının Ülkücülerden farklı bir yapılanma olduğu söyleniyor. Fark nedir?
Ülkücüler içinde Alperen Ocaklarından tutun radikal gruplara varana kadar bir ayrışma vardır. Bugün Türkiye’de, yeni bir milliyetçilik türemiştir. Asıl Faşistlik, ulusalcılıktır. Hitlerin partisinin açılımı da milliyetçi, ulusalcı partidir. Türkiye’de, MHP ulusalcı bir parti değildir. İşin ilginci ulusalcılığın sağı solu yoktur. Bugün faşistliğe doğru giden bir sistem istenmektedir. Anayasal düzeni bozarak, demokrasiyi ve hukuk devletini yıkarak ulusalcı, milliyetçi bir devlet kurulmak isteniyor. Ulusalcılık; milliyetçilik faşizmin üst mertebesidir. Dünya tarihi göstermiştirki böyle bir yapılanma azınlıkları, farklı düşünen insanları toplayarak gaz odalarında yakmıştır. Allah’ımıza çok şükür ki Ergenekon operasyonu gerçekleşti yoksa Türkiye’nin hali çok kötüydü...
Ya operasyon olmasaydı?
Ahmet Altan köşe yazısında güzel bir tesbitte bulunmuş. 2003 yılında ordu içindeki darbe planları yapılırken Veli Küçük’ün 2003 yılında Alman National Zeitung Gazetesine verdiği demeçte “Türkiye’de uzun bir süredir askerî darbe olmamıştır. Bunu büyük bir eksiklik olarak görüyorum” deyişindeki paralelliğe dikkat çekmiş. Bu zamansal paralellik bazı şeyleri açıklıyor.
Sizce Ergenekoncular, Alman faşistlerler neden ittifak yapıyor?
Dünyadaki ideolojilerin merkezleri vardır. Avrupa faşizminin merkezi Almanya’dır. Nürnberg’tir. Güney Afrika’ya bakın 1.5 milyonluk beyaz azınlık 35 milyonluk ülkenin asıl sahiplerini senelerce yönettiler.
Türkiye’deki etkisi nedir?
Türkiye’de 2000’li yıllarda Türkiye’de “Kavgam” kitabı neden sattı zannediyorsunuz. 500 sayfalık yaklaşık 20 ytl tutarındaki bir kitap neden 5 ytl’ye satıldı. Bunu yayın evine ısrarla sorduk “Ufak tefek Almanlar teşfik ediyor” dediler. Bu kitabı Türkiye’de, bu ideolojiyi oturtmak için yayınladılar. Kavgam kitabı Hitlerin manifestosudur bu manifestodan dört sene sonra iktidara gelmişlerdir. Ergenekon operasyonu kapsamında tutuklanan Ümit Sayın, Doğu Perinçek gibi insanlara baktığımızda kendilerini siyonizm düşmanıymış gibi gösterip ulusalcılığı topluma kabul ettirmeye çalıştıklarını görürüz.
Alman ve Avusturya Özel Harp Dairesi’nde uzun yıllar görev yapan Yarbay Wilhelm Hillek’le, Veli Küçük arasındaki ilişki ne boyutta?
Özel günlerde birbirlerini aradıklarını biliyorum. Birçok buluşmaları olmuş. Bununla ilgili bir sürü belge var. Gerhard Frey’in başında bulunduğu, Mölln ve Solingen katliâmlarını organize eden DVU Partisi’nin geleneksel çadır günleri yapılır. Bu çadır gününe dünyadaki faşist liderler gelir. Buraya Türkiye’den Veli Küçük katılıyor. Bu buluşmadan önce Veli Küçük Azerbaycan dostluk dernekleri genel başkanı olarak Nürnberg’teki Azerbaycanlılarla görüşüyor.
Bu buluşmalarda Frey’in “Türkleri karantinaya almamız gerekir” dediğini söylüyorsunuz. Türkçülükle yola çıktığını iddia eden Ergenekon yapılanması buna nasıl tahammül ediyor?
Almanya’da yaşayan Türk işçilerini Ergenekoncular aşağılık bir millet olarak görüyor. İkinci sınıf vatandaş olarak görüyorlar.
Gerçi Türkiye’de durum farklı değil. Türkiye’de de ulusalcı insanlar “Bu millet cahil olduğundan doğru insanları seçmiyor” diyorlar...
Almanya’daki Türkler için de “Biz size Anadolu'nun hıyarlarını yolladık” diyorlar. Yapılan konuşmalarda “Biz size akademisyen yollamadık köylüleri topladık yolladık” deniliyor. Ulusalcı takımı Alman Faşistlere “Bizim bunlar aşağılıklarımız. Bunlara ne yaparsanız yapın. Kobay olarak kullanın” gibi kelimeler ediyorlar.
İnsanın kanını donduran, bu zihniyeti anlamak da insanı zorlayan ifadeler bunlar....
Frey o toplantıların birinde “Bütün Türkler dışarı” diyor. İçerde oturanlara bakıyorsunuz Veli Küçük ve Azerbaycan derneklerinin Hollanda sorumlusu var. Paşa olan biri oturmaya devam ediyor. İşte bağlantı burdan başlıyor. Eğer burda demokratik hukuk devleti sistemi çökerse ordan yardım gelecek.
Veli Küçük dışında bu toplantılarda ismi geçen isimler var mı?
Yok, yok, böyle birşey yok. Alman istihbaratında Türkiye’deki oluşumla ilgili bilgi yok.
Olabilir. Ama Almanya ziyaretlerine giden başka asker kişiler var mı diye soruyorum?
Onu soruşturmanın seyri içinde hep beraber göreceğiz. Bu konuda birşey söylemek doğru olmaz...
Siyasetçi?
Doğu Almanya Gizli Servisinin arşivlerinde fişlenmiş birçok Türk siyasetçi var. Bunlar Ergenekonla bağlantılı değil. Habersiz bilgi kaynakları diye adlandırılmış birçok gazeteci var. Doğu Perinçek, Doğu Almanya Gizli Servisi tarafından habersiz bilgi kaynağı olarak kullanılmış. Adamın doku kokusu bile ellerinde var. 1989’da Öcalan’la yaptığı görüşmenin ses kaydı var. Almanlar bizi bizden daha iyi biliyorlar. Ben Alman Narkotik İstihbaratında iken Elazığ Masasında çalışıyordum. Yaklaşık 21 memurdan oluşuyordu. Elazığ’ın köy köy, muhtar muhtar, okul okul bilgileri raporlanıyordu. Kim, hangi okula gidiyor, muhtarların adı ne? Uydu bağlantılı fotoğraflar...
Olumlamak anlamında söylemiyorum ama dünya üzerinde güçlü devlet olmak böyle bir durum galiba. Sizce son yıllarda Türkiye devlet olma açısında nasıl gidiyordu?
Bence iyiye gidiyordu. Bu gidişattan rahatsız olundu. Ben sol görüşlü bir insanım hayatta AKP’ye oy vermem, ama kapatılırsa vereceğim. CHP artık faşist bir parti haline geldi. Hitler gibi, yüzde elli oy almış bir partiyi hiçe sayarak cuntalarla çökertmeye çalışmak kabul edilir bir durum değil. Üstelik Türkiye iyiye doğru giderken. AKP ile ilgili kapatma dâvâsı Türkiye’ye vurulmak istenen bir darbe. Türkiye’ye karşı olan insanlar artık Türkiye, AB’ye girsin diye Avrupa Parlamentosunda pankartlar açmaya başlamıştı. Solcuları kendi yanımıza çektik. Bunu Ecevit değil AKP yaptı. Bugün oluşturulmak istenen tartışmalara dikkat etmemiz gerekiyor. Altaylı’nın Atatürk üzerinde çıkarmaya çalıştığı tartışma büyük bir rezalet. Böyle bir durumla Fazilet Partisi döneminde de karşı karşıya kalmıştık. Fazilet Partisini küçük düşürmek için Merve Kavakçı parlamentoya sokulmak istenmiş. Olaydan sonra Merve Kavakçı Amerika’ya dönmüştür. Ayrıca bu kavramlar üzerinden tartışma çıkarmaya çalışan CHP’nin silâhşörlerine baktığımızda Tuncay Özkan gibi isimler dikkat çekiyor. Hergün küfrettiği insanlara Kanaltürk’ü satmasıyla aslında ulusalcıların yapısı ortaya çıktı. Ulusalcılar çıkar amaçlı suç örgütünden başka birşey değil. Vatan, millet diyerek kendi çıkarlarını korumak ve arttırmak istiyorlar. Türkiye’deki bu durumdan çıkışın yolu demokrasiyi, hukuk devletini geliştirecek düzenlemeler yapmak. Askerin elinden bazı yetkileri almaktır.
Ergenekon bağlamındaki haberlerin Amerika tarafında servis edildiği bazı gazeteciler tarafından söylendi. Sizce Amerika haber servis ediyor mu?
Almanya hiçbir zaman ABD ile çatışmaz. Almanya her zaman ABD’nin arka bahçesidir. Yapılmak istenen Türkiye’nin istikrarsızlaştırılmasıdır. Almanya’daki Götingen Üniversitesi Türkoloji bölümü yaptığı araştırmada iki milyon Türk vatandaşının Türkçe bilmediği yönünde bir araştırma yapmış. Almanya’da yapılan bir başka araştırmaya göre Almanya’daki Kürtlerin 2050’deki oranı 6.5 milyon olacak. Bu da Alman parlamentosunda elli Kürt parlamentere tekabül ediyor. Almanya için bu büyük sorun. Almanya bu soruna şimdiden müdahale etmek istiyor.
|