Çok önemli maniler çıkmazsa, yürürlükteki ‘ihtilâl anayasası’nın suyu ısınıyor gibi. İçinden çıkılmaz hale gelen tartışmalar, iyi bir noktaya gitmek üzere. Tabiî son dakika müdahaleleri olmazsa...
Türkiye; kendisine yakışır, ‘insan’ı ve ‘haklı’yı önde tutan sivil bir anayasayı çoktan yapmış olması gerekiyordu. Ne var ki bu imkân siyasetçilere tanınmadı. Sanki anayasa yapmak ihtilâlcilerin ‘doğuştan hakkı’ gibi her ihtilâl sonrası bir anayasa yapıldı ve ‘zorla’ millete dikte edildi.
Başlangıçta bazı safdillerin de savunduğu ‘ihtilâl anayasaları’nın, Türkiye’nin ihtiyacına cevap veremediği anlaşıldı. TÜSİAD bile mevcut anayasa ile yol almanın mümkün olmadığını gördü ve yeni bir anayasa hazırlanmasını istedi.
Yeni, sivil bir anayasa hazırlanması talebi sadece TÜSİAD’ın gündeminde değil. Neredeyse 1982 Anayasasını hazırlayan ihtilâlciler bile, mevcut ‘ihtilâl anayasası’ndan umudu kesmiş görünüyorlar. Yeni bir anayasa hazırlanması bir şekilde gündeme gelecek. Asıl zorluk da bu noktada. Acaba bu anayasaya kim, hangi anlayış renk verecek? Gizlense de asıl kavga bu noktada yürütülüyor.
TÜSİAD’ın yeni bir anayasa hazırlanması için teklif ettiği “Anayasa Konvansiyonu” kendince bir çözüm sunuyor. Özetle, çeşitli sivil toplum kuruluşu ve siyasî partilerden 50 kişinin bir araya gelmesi ve yaklaşık 2 yıl çalışması teklif ediliyor. Bu anlamda başka sivil toplum kuruluşlarının da teklifleri sözkonusu. Bütün bu tekliflerin bir araya getirilmesi ve yeni, ismen değil cismen sivil bir anayasaya kavuşmak Türkiye’nin hakkı.
19 Haziran Perşembe günkü TÜSİAD YİK toplantısında dağıtılan “Anayasa Konvansiyonu nedir, neden gereklidir?” başlıklı metinde, Türkiye’de bugüne kadarki anayasaların olağanüstü dönemlerin ürünü olduğu, 1982 Anayasasının çağdaş demokratik anlayışı yansıtan bir metin olmadığı, yeni bir anayasanın zorunlu hale geldiği hatırlatılmış.
Aynı metinde, yürürlükte çeyrek asrı tamamlamış 1982 Anayasasının defalarca değişikliğe uğramış olmasına rağmen hâlâ problemlerle dolu olduğu belirtilmiş. Açıklamada, “Daha özgürlükçü doğrultuda yapılan değişiklikler ile aynı kalmış otoriter maddeler uyumsuzdur. Metnin ruhundaki otoriter karakter, yapılan tüm değişikliklere rağmen ortadan kaldırılamamıştır. Ayrıca, Anayasa uygulandıkça, kendi iç tutarsızlık veya muğlaklıkları da ortaya çıkmakta ve sert siyasî tartışmalara yol açabilmektedir” denilmiş.
TÜSİAD ya da benzeri sivil toplum kuruluşları, aradan çeyrek asır geçtikten sonra ihtilâl anayasasına itiraz ediyorlar. Bir yönüyle geç kalmış itiraz, öbür yönüyle desteklenmesi gereken bir itiraz. Unutmamak gerekir ki, mevcut ihtilâl anayasasına ‘ilk gün’den itiraz edenler haklı çıktı. 1982 Anayasasının hatası, hazırlayanların milletten ve değerlerinden habersiz ve uzak olmasıydı. Aynı hata, hazırlanması gündeme gelen ‘yeni sivil bir anayasa’ için yapılmasın... Milletin taleplerine uygun, ihtiyaçlarını karşılayabilecek bir anayasa bir an önce hazırlansın... Türkiye’nin bu konuda da gecikmeye tahammülü kalmadı.
22.06.2008
E-Posta:
[email protected]
|