"Gerçekten" haber verir 01 Temmuz 2008
Anasayfam Yap | Sık Kullanılanlara Ekle | Reklam | Künye | Abone Formu | İletişim
ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET ve ŞÛRÂDIR

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Süleyman KÖSMENE

Eşler arası zulüm-1



İsmi mahfuz okuyucumuz: “Kadının kocasına karşı hangi hâli, sözü ve davranışı zulümdür? Kocanın da karısına karşı hangi hâli, sözü ve davranışı zulümdür? Âyet ve hadislerle çok açık bir şekilde açıklar mısınız?”

Birlikte bir ömür yaşayan ve bir ömür bir yastığı paylaşan nikâhlı dostlar arasında bazen sürtüşme de olur, tartışma da olur, çekişme de olur, geçimsizlik de olur, tatsızlık da olur. Keşke hiç olmasa!... Ama kabul etmeliyiz ki, Cennette yaşamıyoruz, melek de değiliz. İmtihan dünyasında yaşıyoruz ve şeytan böyle nikâhlı beraberlikler arasına çok girer. Ve hiç durmadan nifak verir, huzursuzluk kaynağı olur, geçimsizlik verir, tartışmalarda haddi aşan sözler için tahrik eder, isyan ve zulüm çıkartır. Sonra da döner, yıkılan aile yuvasına, perişan olan çocuklara, toplumun zedelenen çekirdeğine kahkahalarla güler. Ortada biz kalırız.

Bunun için eşler arasında nelerin zulüm ve haksızlık unsuru taşıdığını bilmemizde yarar var:

1- Eşimizi günahsız, hatasız ve kusursuz saymamız, hataların başını teşkil eder. Bu yaklaşımımız, bir hatasını gördüğümüzde eşimizi affetmeyeceğimiz ve derhal cezalandıracağımız anlamını taşır. Bu ise birçok zulümleri beraberinde getirir. Oysa eşimiz insandır ve beşerdir. Hata yaptığında affedilmeye liyakati vardır. Öyleyse, hangi kusur olursa olsun, eşlerin birbirlerini affetmemesi ve cezalandırması zulümdür. İster kınama cezası olsun, ister boşama cezası olsun, ister cinayetle bitecek bir ceza anlayışı olsun; hepsi de, hafif veya ağır, değişik oranlarda da olsa zulüm hüviyetini taşır.

O halde ister kadın olalım, ister erkek olalım; eşimiz hangi tür kusuru işlemiş olursa olsun; kınamakla bile değil, şefkat ve af ile muamele etmeliyiz. Aksi davranışımız, aksi yönde sözümüz ve aksi tavrımız zulüm olur.

Peygamber Efendimiz Aleyhissalâtü Vesselâm, sevgili eşi Hazret-i Âişe radiyallahü anha hakkında bir ay boyunca iftira dinlemiş ve konuyla ilgili gerçeği açıklayan bir vahiy de gelmemişken, münafıklar Hazret-i Âişe’nin (ra) günah işlediği yolunda ortalığı fitne ve fesat ile karıştırırken, işin gerçek yüzünü Allah’a bırakarak Hazret-i Âişe’ye (ra) şöyle buyurmuştu:

“Ey Aişe, senin hakkında bana şöyle şöyle sözler ulaştı. Eğer bu dedikodulardan temiz isen Allah seni vahiyle temize çıkaracaktır. Şayet bir günah işledi isen Allah Teâlâ’ya tevbe et. Zira kul bir günah işler, sonra da günahını itirafla tevbe ederse, Allah Teâlâ tevbesini kabul ve affeder.”1

2- Eşlerin; söylentilere kapılarak veya zanna aldanarak birbirlerini asılsız iftira ve ithamlarla karalamaları, buna karşılık birbirlerine söz ve savunma hakkı vermemeleri zulümdür, haksızlıktır. İslâm hukukunda iftiracıdan delil istenir; getiremez ise, kendisine “kazf”, yani “suçsuza iftira atma” cezası tatbik edilir.

3- Kocanın üç boşama hakkını birden ve öfkeyle kullanması zulümdür. Kadının, kocasını terk edip gitmesi zulümdür. Barış yollarını kapamak, barışmaya karşı direnmek, birbirine kırıcı ve kaba sözler sarf etmek, birbirinin onur ve kişiliğini küçük düşürücü davranışlarda bulunmak, birbiri aleyhine dedikodulara meydan vermek ve laf üretilmesine izin vermek zulümdür.

Eğer boşanma olacaksa; anlaşarak, tatlılıkla, saygıyla, medenî biçimde, kırıcı olmadan, mahkeme yoluyla ve “bir” boşanma hakkını (bir talakı) kullanacak biçimde olmalıdır. Diğer iki talakı birden kullanmamalıdır.

Ubâde bin Sâmite (ra) diyor ki: “Benim dedem karısını bin talakla boşadı. Bunun üzerine Hazret-i Peygamber’e (asm) geldim ve durumu anlattım. Peygamber Efendimiz (asm): ‘Senin deden Allah’tan korkmadı mı? Ancak üç talak kendisinindir. Dokuz yüz doksan yedi talak ise haddini aşmışlık ve zulümdür’ buyurdu.”2

4- Karı ve kocanın birbirlerinin ihtiyacı olan sevgi ve saygıyı birbirlerine karşı göstermemeleri, birbirlerine ilgisiz, sevgisiz, saygısız ve sabırsız davranmaları zulümdür. Cenâb-ı Hak şöyle buyurur: “Kadınlarla güzellikle geçinin. Eğer onlardan hoşlanmayacak olsanız bile, sabredin. Olur ki, sizin hoşunuza gitmeyen bir şeyde Allah pek çok hayır yaratır.”3

Yarın inşallah devam edelim.

Dipnotlar:

1- Müslim, Tevbe 56, (2770); Tirmizî, Tefsir, (3179); Nesâî, Tahâret 194, (1, 163-164);

2- M. Mezâhib fi’l-Fıkıh, 81

3- Nisâ Sûresi: 19

01.07.2008

E-Posta: [email protected]


 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Önceki Yazıları

  (30.06.2008) - Sünnette cömertlik, öfke, sözünde durmak

  (29.06.2008) - Kur'ân'da hidâyet kavramı

  (28.06.2008) - Kur’ân'da Ebrar

  (26.06.2008) - Kur'ân öğrenme dönemi başladı

  (23.06.2008) - Allah'ın konuşması

  (22.06.2008) - Bir kişi deyip geçmemeli

  (21.06.2008) - Namazda sütre

  (20.06.2008) - Fasık, imansız değildir

  (19.06.2008) - Cennet ehli berzahta ne yapar?

  (18.06.2008) - Hayat mertebeleri

 
GAZETE 1.SAYFA
Download

Gezi Eki Pdf

Bütün yazılar

YAZARLAR

  Abdil YILDIRIM

  Abdurrahman ŞEN

  Ahmet ARICAN

  Ahmet DURSUN

  Ali FERŞADOĞLU

  Ali OKTAY

  Atike ÖZER

  Cevat ÇAKIR

  Cevher İLHAN

  Davut ŞAHİN

  Elmira AKHMETOVA

  Fahri UTKAN

  Faruk ÇAKIR

  Fatma Nur ZENGİN

  Gökçe OK

  Habib FİDAN

  Hakan YALMAN

  Halil USLU

  Hasan GÜNEŞ

  Hasan YÜKSELTEN

  Hülya KARTAL

  Hüseyin EREN

  Hüseyin GÜLTEKİN

  Hüseyin YILMAZ

  Kadir AKBAŞ

  Kazım GÜLEÇYÜZ

  Kemal BENEK

  M. Ali KAYA

  M. Latif SALİHOĞLU

  Mahmut NEDİM

  Mehmet C. GÖKÇE

  Mehmet KAPLAN

  Mehmet KARA

  Meryem TORTUK

  Mikail YAPRAK

  Murat ÇETİN

  Murat ÇİFTKAYA

  Mustafa ÖZCAN

  Nejat EREN

  Nimetullah AKAY

  Nurettin HUYUT

  Osman GÖKMEN

  Raşit YÜCEL

  Rifat OKYAY

  Robert MİRANDA

  Ruhan ASYA

  S. Bahattin YAŞAR

  Saadet Bayri FİDAN

  Saadet TOPUZ

  Sami CEBECİ

  Selim GÜNDÜZALP

  Sena DEMİR

  Serdar MURAT

  Suna DURMAZ

  Süleyman KÖSMENE

  Vehbi HORASANLI

  Yasemin GÜLEÇYÜZ

  Yasemin Uçal ABDULLAH

  Yeni Asyadan Size

  Zafer AKGÜL

  Zeynep GÜVENÇ

  Ümit KIZILTEPE

  İslam YAŞAR

  İsmail BERK

  İsmail TEZER

  Şaban DÖĞEN

  Şükrü BULUT

© Copyright YeniAsya 2008.Tüm hakları Saklıdır