Çağdaşlığı kimselere bırakmayan bazı insanlar, nedense ‘aklı iptal etmeyi’ marifet sanıyorlar. Bununla da kalmıyorlar, bütün dünyanın da böyle olmasını arzu ediyorlar.
Yıllardan beri hatırlatıp duruyoruz: Alkollü içkilerin zararlı olduğu; ilmen, tıbben ve dinen ortaya konulmuştur. Bu alışkanlıkları teşvik değil, aksine engellemeye çalışmak lâzım.
Aklı başında hiç kimse ‘Alkollü içkiler çok faydalıdır’ demiyor. Demiyor, ama gizli ya da açık bu alışkanlığın yaygınlaşması için de çalışılıyor. Sigara ile ‘savaş’ılırken, alkollü içkiler ise unutulmuş durumda. Gazetelerin bilhassa hafta sonu ekleri ‘alkollü içki’lerin reklâmlarıyla dolu halde yayınlanıyor. Bu şekilde yapılan ‘açık’ reklâmlarla yetinilmiyor, TV dizileri ve benzeri bahanelerle de alkollü içkiler teşvik ediliyor.
Alkollü içkileri teşvik edenlerin sarıldıkları çürük bir dal var. Onlara göre, alkollü içki içmek ‘çağdaşlık’ ve ‘medeniyet’ ölçüsü. Böyle bir ‘yalan’ olabilir mi? Hani, çağdaşlık; akıl ve ilimle oluyordu? Aklı iptal edip, insanları geçici süreli olsa bile ‘deli’ haline getiren bu alışkanlık çağdaşlık ve medeniyetle barışabilir mi? Ya da şöyle soralım: Bu anlayışa göre çağdaşlığın ölçüsü nedir? Az içip, az ‘deli’ olan mı ‘çağdaş’tır, yoksa çok için ‘zil zurna deli’ olan mı daha çağdaştır?
Bu arada bir içki firmasının genel müdürü, son yıllarda ‘yönetici konumundaki kadınlar’ın daha fazla içki içtiğinin tesbit edildiğini açıklamış ve bunu da ‘çağdaş olma’ ile izah etmiş. Tesbit olarak belki de doğrudur; iş hayatında bulunan ve hayat çarkları arasında ‘mücadele’ veren kadınlar geçmiş yıllara nisbetle daha fazla alkol tüketiyor olabilir. Ama bu durum, sevinilecek bir durum değildir. Her türlü kötülüğün kaynağı olan alkollü içkileri ‘doğru tercih’ olarak görmeye itiraz ediyoruz.
Aslında bu tesbit, kapıya dayanan tehlikeyi görmemize yardımcı olmalı. Her fırsatta kadınları işe, çalışmaya, ‘ekonomik özgürlüğe’ davet edenlerin asıl niyetlerini bu şekilde anlayabiliriz.
İlmen ve tıbben zararlı olduğu belli olan ‘alkollü içkiler’e karşı beslenen bu muhabbetin temelinde, bu alışkanlığın ‘İslâm dini’ tarafından da yasaklanmış olması mı yatıyor? Acaba diyoruz, bu alışkanlık ‘din’ce yasak olmasaydı; ‘çağdaş’lar bunu savunmaya devam eder miydi?
Sormak lâzım: Sigaraya niçin karşısınız? Tıbben ‘zararlı’ olduğu için mi? O halde ‘aklı iptal eden’ alkollü içkiler tıbben ‘faydalı’ mı ki ona sahip çıkıyorsunuz? Hangi uzman doktor ‘reçete’lere ‘Düzenli olarak alkollü içki alın’ diye yazıyor?
Geçmişte ‘sigara’ da medenî olma ve çağdaş olmanın ‘simge’si sayılıyordu. Geçen zaman, bu kabulün kökten yanlış olduğunu bütün dünyaya gösterdi. Aynı şey alkollü içkiler için de geçerlidir. Bugün alkollü içkileri savunanlar, yarın sigara üreticilerinin durumuna düşecekler. Çünkü yanlışın uzun süre devam etmesi mümkün değildir. Bu konuda da insanlık uyanıyor ve alkollü içkilerin mümkün olduğunca sınırlanması için çalışmalar yapılıyor. Bu konuda İngiltere örnek gösterilebilir. Yarın bir gün geç kalmış olmak için alkollü içkilerle mücadeleyi bugünden başlatmak gerekiyor.
Tıbben ‘deli’likle eş olan ‘sarhoşluk’ hiç bir sûrette çağdaşlığın göstergesi olamaz. Lütfen, milleti kandırmaya çalışmaktan vazgeçin...
04.06.2008
E-Posta:
[email protected]
|