Artık bir gelenek oldu. Avrupa kıtasındaki Nur talebelerinin bir bayramı… İster bahar bayramı deyiniz, isterseniz Nur bayramı… Binlerce kilometrelik maddî mesafelerin kaybolduğu ve hasretin giderildiği gurbet bayramları da diyebilirsiniz. Genellikle Mayıs ayının sonuna tekabül eden bu bayramlarda yalnızca Avrupa metropolleri Köln’de buluşmaz. Kıtaların buluşup kucaklaştığı bu bayramı tasvir de gayet zor. İsveç’le İsviçre’nin, Viyana’nın; Paris ve Londra ile bir araya gelişlerini, kundaktaki Said ve Nurlara yetmiş küsur yaşındaki birinci neslin eşlik ettiği bu mutlu günü varın siz dillendirin.
Türk tasavvuf musikisinin Üsküdar, Fatih ve Eyyüp’teki ruhanî duyuşunun Dom Katedraline aksedişini… Ren sahilleriyle Boğazın birbiriyle kaynaşmasını… Kulağınızda çınlayan mehterânın kükremesiyle Fetih günü gurbet bayramıyla buluşup, sonra Anadolu ve Balkan mutfağı bir çırpıda Köln’de bir salonda Keloğlan’ın sofrası gibi açıldığında, elbette hayrette kalıyorsunuz.
Çoktandır Müslüman Türkler Köln’e kudsiyet izafe etmişlerdi. Bu kudsiyet, meşhur Dom Kilisesi ve onun altına defnedilmiş azizlerinden geliyor değil elbette. Altmış küsura varan cami ve mescitleri, dinî cemaatlerin idarehaneleri ve Hıristiyanların önemli merkezi olması gibi faktörler, Köln’ü mukaddes hale getirmişti.
Köln’de icra olunan irili ufaklı merasimlerde okunan Kur’ân’ların sayısı Ankara'da okunanları geçmese de geri de kalmaz, zannederim. Birçok kilise ve camide “Haleluyaa…” ile “Saltanatlı Tekbirin” kucak kucağa vermesi, iddia sahiplerine hak verir, kanaatindeyiz.
Bayram haftası dememizin sebebi, Üstadı anma toplantılarının bu haftanın Cuma’sından başlayarak Pazar günü akşamına kadar devam etmesidir. Almanya içinde “bağımsız devlet” Bayern’in başkenti de bu bayramda Köln’den pek geri kalmaz. Cumartesi geç saatlere kadar devam eden bayrama Pazar sabahı Münih’te devam edilir.
Köln bayramları sürprizlerle doludur. Bayramda konuşulacak konuların üst başlıkları, Urfa’dan işitilen yanık kaside ve Kur’anlar, minnacık Said ve Nurların koroları, okudukları vecizeler ve daha neler neler, hep sürpriz beklentileridir Köln’de…
Anadolu’daki Nur talebeleri “Köln bayramlarını” daha iyi anlamak için hayâlen Van mevlidine gidebilirler. Gerçi münafık 12 Eylül musibetiyle inkıtaa uğrayan bu mevlidin sonuncusunun üzerinden tam otuz seneye yakın bir zaman geçiyor. O güzelim ve mutlu günü idrak edemeyenler, Van’a iştirak edenlerden dinlesinler. Van olmazsa Isparta olur, Kocatepe olur veya Urfa… Mesih’in memleketinde kimsecikler mevlit okutanlara kızmıyorlar. Camiler de en az kiliseler kadar hür…
Avrupa Nur Cemaati ile Yeni Asya İnternational Gazetesinin ortaklaşa tertipledikleri Bediüzzaman Hazretlerini anma toplantısına Köln A.K.E.V.´i, yani “Yabancılar Eğitim ve Kültür Derneği” ev sahipliği yapıyor. Hıristiyanların da büyük ilgi gösterdikleri Bediüzzaman Hazretlerini anma toplantısına Alman üniversitelerinden ilim adamlarının iştiraki, bu bayramın orijinal bir başka özelliği olsa gerek. Said Nursî Hazretlerinin arzuladıkları gibi İsevîlerle Müslümanlar, muvasalat çizgisinde buluşup, insanlığın zararına hareket eden cereyanları durdurmaya çalışacaklar ve mahiyetlerini dünyaya ilân edecekler.
Türkçe ve Almanca yapılan konuşmalar, Avrupa´daki Türk toplumunun çoktandır iki dilli olduğunu gösteriyor. Bu toplantılarda, doğrusu bayramlarda diyaloglar konuşulmaz, yaşanır. Doğu-batı çatışması intizarındaki zındıkayı ağlatacak düzeydeki İslâm ve Batı kültürünün fıtrî sınırları içinde bir resimde şekillenmesini seyretmek isteyenler, bu bayramda Köln’e koşuyorlar.
02.06.2008
E-Posta:
[email protected]
|