Bir haftadır CHP’nin dinlendiği iddiaları üzerine tartışıyoruz. CHP Genel Sekreteri Önder Sav ile merkez valisi Ali Serindağ arasındaki diyalog Vakit gazetesinde yayınlanınca sayısız iddia gündeme geldi. Gerçek ortaya çıkana kadar sürüyle komplo teorisi manşetlere taşındı, köşelerde yer buldu.
Ankara kulisleri böyle bir şeydir. Her gün metrekareye onlarca komplo teorisi düşer. Onlarca dedikodu ağızdan ağıza pazarlanır. Her köşe başında toplum mühendisleri ve çırakları yerini alır. Millete korku pompalanır.
***
Son günlerde bunların sayısı arttı. Bir dostum anlattı. Geçen dönem milletvekili olan arkadaşının yanındayken kendini kurmay albay olarak tanıtan sivil giyimli birinin konuşmalarına şahit olmuş. Şahıs, AKP hakkındaki kapatma dâvâsı merkezinde darbe senaryosunu açık açık konuşmuş. Dinleyenler arasında itiraz edenlere de bundan sonra olacakları sıralamış. Kapatmanın ardından kaos ortamının hakim olacağını ve bir adım sonrasında askerlerin yönetime el koyacağını söylemiş.
Eski milletvekili itiraz etmiş mi? Kaale almamaya çalışarak konuyu değiştirmeye çalışmış. Maalesef siyasiler üzerinde hâlâ 27 Mayıs’ın idamlık korkusu var. Ürkeklik cesareti kırmakta ve korku empoze edenlere gereken cevabın verilmesine engel olmaktadır.
Toplum mühendisleri ortalıkta kaynıyor. Türkiye paranoyak hale getirilmeye çalışılıyor. Önder Sav’ın dinleme olayında da aynı paranoyanın uzantısı var. Bunlara prim vermemek hepimizin elinde. Yeni bir mühendislik denemesinden geçiyoruz. Rakipleri elemek adına gayrımeşru girişimlere destek verenler, yarın aynı gayrımeşruluğun tuzağına düşer.
***
Gelelim Önder Sav olayına. Sav, önce hacca gitmek isteyen bir partiliyi vazgeçirmeye çalıştı. Dikkat ediniz. hacca gitmek isteyen vatandaş CHP’nin kayıtlı üyesi. Beldesindeki CHP programlarını kaçırmayacak kadar da siyasetle ilgili. Öbür yandan hacca gitmek isteyecek kadar da dinine bağlı.
CHP yönetimi pek halkla ilgili olmadığı için bazı şeyleri anlamakta zorlanıyor. Din milletin dem ve damarlarına işlemiş. Bu CHP’li de olsa böyle. Ama partiye hakim zihniyet bunu anlamamakta direniyor.
Sav bir anda ofsayta düştü. Ortadan kaybolmak, piyasaya çıkınca bunu dinleme iddiaları ile örtmeye çalışmak da onu kurtaramadı. Sav, Peygamberimize hakaretinin bedelini ödüyor. Belki kapalı kapılar ardında daha olumsuz söylemleri vardır. Fakat bunlardan biri kameralar aracılığıyla bütün Türkiye’ye yansıyınca halkın öfke ve nefreti Sav’ın bataklığa düşmesine sebep oldu. Artık siz buna İlâhî ikaz mı, nebevî ikaz mı dersiniz? Ne derseniz deyin, ama Sav’ın siyasî hayatı bitmiştir.
Baykal artık Sav’ı ‘sav’unamayacaktır. Savundukça kendisi de daha fazla yıpranacaktır. CHP Sav’ı harcamadan kendini kurtaramaz. Sav’ı kurban etmeyen Baykal ve CHP bu saatten sonra hızla ‘sav’rulacaktır. ‘Sav’saklamanın, ‘sav’cı gibi muhalefet yapmanın da hiçbir faydası yoktur. Sav’ın özür dilemesi de bir şeyi değiştirmeyecektir.
02.06.2008
E-Posta:
[email protected]
|