Bir okul döneminin daha sonuna yaklaştık. İki hafta sonra çocuklarımız karnelerini alacak, ilk ve ortaokullar tatile girecek. ÖSS’ye hazırlanan lise son sınıflar için ise ders sezonu bu hafta sonu kapanacak. Üniversiteler de bu ay içinde farklı tarihlerde tatile girecekler.
Mâlûm, aileler tatil programlarını çocuklarına göre yapıyorlar. Dolayısıyla, iki hafta sonrasından itibaren bu tatil planlarının uygulamaya konulacağı bir sürece gireceğiz. Ve bu sene Ramazan-ı Şerifi de karşılayacağımız Eylül ayı başına kadar tatil devam edecek. Bu yılki yaz tatilinin bir diğer özelliği de, Temmuz’un ilk günlerinde Üç Aylara girecek ve kandil gecelerini tatil atmosferinde idrak edecek olmamız. Bu manidar buluşmanın, genelde tatil atmosferine hakim olan gaflet havasının daha kolay dağılmasına yardımcı olacağına inanıyoruz.
Tatile girerken okurlarımıza özel bir hediyemiz var. 6 Haziran Cuma günü gazeteyle birlikte vereceğimiz Gezi ekinde, tatilin meşru ölçüler içinde seyahat, yeni yerler görme, dinlenme ve okuma fırsatı olarak istifadeyle değerlendirilmesine yönelik yol gösterici tavsiyelerin yanı sıra, farklı tatil alternatiflerine dair bilgiler yer alıyor. İlgiyle okunacağına inanıyoruz.
6 Haziran gazetenizi şimdiden ayırtın.
***
Sabah’ta “özeleştiri ve ombudsman”
Gazetemiz İmtiyaz Sahibi Mehmet Kutlular’ın “Deprem İlâhî ikazdır” dediği için çarptırıldığı ve 276 günü infaz edilen hapis cezasının AİHM’den döndüğüne ilişkin habere sayfalarında yer vermeyen gazetelerden biri de Sabah’tı.
Oysa aynı Sabah, Kutlular’ın o sözü söylediği günlerde en insafsız hücumlarda bulunup en ağır hakaretleri savuran gazetelerin başında geliyordu. Ki, bunların bazı iğrenç örneklerini, diğer gazetelerden alınanlarla birlikte, 1 Mayıs günü gazetemizin birinci ve altıncı sayfalarında kupür olarak yayınlayıp hatırlattık.
Ardından, gazetedeki yayınlara ilişkin okuyucu eleştirilerinin cevaplandırıldığı “okur temsilcisi-ombudsman” köşesine 3 Mayıs günü şu mesajı gönderdik:
“Yeni Asya Gazetesi İmtiyaz Sahibi Mehmet Kutlular 1999 yılında 17 Ağustos depremi için ‘ilâhî ikaz’ yorumu yaptığında ona en ağır hakaretlerde bulunanlardan biri maalesef Sabah gazetesiydi. Ve bilindiği gibi Kutlular o konuşması sebebiyle Ankara DGM’de yargılanıp mahkûm edildi ve 276 gün hapis yattı. Ancak bu mahkûmiyet kararı geçtiğimiz günlerde AİHM’den döndü. AİHM, Kutlular hakkındaki kararla Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin ifade özgürlüğüne ilişkin 10. maddesinin ihlâl edildiğine hükmetti ve Türkiye’yi tazminat ödemeye mahkûm etti. Ne var ki, bu haber Sabah gazetesinde yer almadı. Köşe yazılarında da bu konuya değinen olmadı. Acaba niye? Genel Yayın Yönetmeni Ergun Babahan’ın, 28 Şubat sürecinde Sabah gazetesinde yapılan yayınlarla ilgili özeleştirilerde bulunduğunu hatırlıyoruz. Bu özeleştiriler, o dönemde Kutlular için yapılan yayınları kapsamıyor mu?”
Ne var ki, takip eden haftalarda, Pazartesi günleri yayınlanan “okur temsilcisi” köşelerinin hiçbirinde bu konuya değinilmedi.
Köşeyi hazırlayan Yavuz Baydar, geçen haftaki yazısında bir başka konuda kendilerine ulaşan okur tepkilerini cevaplarken “İyi bir ombudsman âdil bir hakem olmaya çalışır” diyordu. (Sabah, 26.5.08) Ama görünüyor ki, bizim konumuza karşı sergilediği duyarsızlık, maalesef bu sözünü boşlukta bırakıyor.
Bu yazıdan iki gün sonraki Sabah’ta, Çin depremini “Tibet’e yapılanların karşılığı” olarak niteleyen sinema oyuncusu Sharon Stone’un değerlendirmesinin “Bir ‘deprem ilâhî adalet’ gafı daha” başlığıyla sürmanşete çekilmesi ise (28 Mayıs), söz konusu duyarsızlığın gerisinde daha derin sebepler bulunduğunu düşündürüyor.
28 Şubat dönemi için “özeleştiri” adına ifade edilenlerin samimiyeti konusunda da çok ciddî kuşkular uyandıran bu durum, bakalım, Sabah grubunun yeni yönetiminde de sürecek mi?
02.06.2008
E-Posta:
[email protected]
|