22 Temmuz seçimlerinde sonra şekillenen Meclis’te yer alan partilerdeki hareketlilik Meclis dışı partilerde de devam ediyor. Meclis dışında kalınca medya ilgi göstermez. Bu da sanki o partilerin fazla bir şey yapmadığı izlenimi verir. Halbuki bazıları en az Başbakan veya ana muhalefet lideri gibi çalışır.
Bunlardan biri de DP. Son seçimlerde barajı geçemeyen DP, Süleyman Soylu ile birlikte tekrar Anadolu yollarına düştü. Genç yaşına rağmen olgun ve oturaklı söylemleri bulunan Soylu, “Beyaz Yürüyüş”le Anadoluyu karış karış geziyor. Fazla tanınmamasına rağmen insanlarla kurduğu samimî ve sıcak iletişim kendini fark ettiriyor. Partililer, “Dükkânlara, evlere Süleyman Soylu olarak girip Genel Başkan olarak çıkıyor” tesbitinde bulunuyor. En çok karşılaştığı soru Anavatan ile birleşme ve eski genel Başkan Tansu Çiller’in geri dönüp dönmeyeceği meselesi. 6 Ocak’taki kongreden beri Soylu için “emanetçi” yakıştırması yapılıyor. Ancak Soylu bunu kabul etmediğini her fırsatta söylüyor.
Nitekim siyaset tarzı ile hiç de bir emanetçi gibi durmuyor. Zaman zaman parti içinde de bu konu gündeme geliyor. Bir kesim Çiller’in geri gelmesini isterken diğer bir kesim de Soylu’nun emanetçi olmadığının netleştirilmesini istiyor. Son GİK toplantında bu isteğin tekrarlanması üzerine Çiller’le görüşmek için bir heyet oluşturuldu. Çiller’in kamuoyunda oluşan soru işaretlerini giderecek net bir açıklama yapması istenecek. Soylu da bu açıklamaya göre stratejisini belirleyecek.
Önceki gün DP’nin 14 Mayıs’ta iktidara gelişinin 58. yıldönümü dolayısıyla Ankara’da düzenlenen Temsilciler Meclisi toplantısının da ana gündemi buydu. Eski DP, AP ve DYP’li milletvekillerinin bir araya geldiği toplantı görünürde anma toplantısıydı ama içeriğinde Çiller eksenli tartışma vardı.
Toplantı sırasında DP misyonunun tecrübeli bir ismiyle konuştum. İsminin yazılmaması şartıyla tartışmaları değerlendiren partili, belirsizliğin siyaseten büyük zararları olacağına dikkat çekti. Çiller’in dönme ihtimalini de değerlendiren partili ilginç bir benzetme de yaptı: “Genç nüfusu yüzde 62’leri bulan Türkiye’de Süleyman Soylu DP için büyük bir şanstır. Türkiye gençleşti ama parti aynı gençliği bulamadı. Soylu ile bu şansı yakaladı ancak teşkilât biraz sabırsız. Fenerbahçe gibi, hemen şampiyon olmasını istiyor. Bu işler aceleye gelmez. Sabırla koruk helva olur. Soylu, özellikle seçmenlerin büyük kısmını oluşturan gençlerle buluşabiliyor. Halk kendine yakın görüyor. Bu özellikleriyle Recep Tayyip Erdoğan’ın rakibi olacak biri. Kamuoyunda yıpranmış isimlerin getirisi olmaz.”
Aynı konu Aydın Menderes’in de gündemindeydi. DP’lilere seslenen Menderes, salonda uzun zamandır görmediği bir heyecanı müşahede ettiğini söyleyerek uyarıda bulundu: “Tereddüdün gölgesini yüreklerinizin üzerine düşürmeyin. Geçmiş ilham kaynağı olabilir, ama geleceği yeni kadro ve insanlarla inşa etmek lazım. 6 Ocak’ta Süleyman Soylu’yu seçtiniz. Öyleyse sahip çıkın. Tereddüt çok kıymetli bir zamanı kaybeder.”
Toplantıda Soylu da benzer mesajlar verdi. Konuşmasında geçmişi tamamıyla kucaklayan, Türkiye ile sınırlı kalmayarak dünyayı da içinde alan geniş bir vizyon çizdi. Salonda bulunan misyon temsilcilerinden kendisine destek olmalarını isteyen Soylu, siyasetin altın kuralının “sabır” olduğunu “uzun atlama” olmadığının altını çizdi. Soylu’nun coşkulu konuşması salonda sık sık alkış ve tezahüratlarla kesildi.
Bugün Türkiye’de en büyük sıkıntılardan biri gerçek bir muhalefetin olmayışı. İktidar alternatifinin olmadığı bile söyleniyor. İktidara alternatif olabilecek en büyük potansiyeli taşıyan DP, seçmenin nabzını iyi tutar, halkla yakın temasta bulunursa AKP’yi en fazla zorlayacak partilerin başında geliyor.
16.05.2008
E-Posta:
[email protected]
|