Yapılan ibadet ve iyiliklerin hem dünyada, hem de ahirette nice faydaları bulunduğunu biliyoruz. Sahabeden Hz. Semüre’nin (ra) rivayet ettiği bir hadis-i şerife göre bir gün, Resûlullah (asm) yanlarına çıkageliyor ve önceki gece gördüğü rüyasını anlatıyor. Anlattığına göre Azrail (as), ümmetinden bir adamın ruhunu almak için geliyor; o anda, anne ve babasına yaptığı iyilikler gelip korku ve şiddeti ondan uzaklaştırıyor.
Kabir azabı görecek bir adam var. O anda aldığı abdestleri gelip kendisini o azaptan kurtarıyor. Şeytanların kabirdeyken korkuttuğu bir adama rastlıyor. O anda yaptığı zikirler gelip şeytanların elinden onu halas ediyor.
Bir yerde susuzluktan ağzı kurumuş, dili dışarı sarkmış, solumakta ve hangi havuzun başına gitse kovulan, perişan vaziyette bir adam bulunmakta. O anda tuttuğu oruçlar gelip kendisini suya kandırıyor.
Başka bir yerde azap melekleri üzerine üşüşmüş bir adam görüyor. O anda kıldığı namazları gelip adamı azap meleklerinin ellerinden alıyor.
Peygamberlerin halka olup oturdukları bir mekânda hangi grubuna yaklaşsa kovulmakta olan bir adam bulunmakta. O anda cünüplükten yıkanması gelip kolundan tutarak hem de Resûl-i Ekrem’in (asm) yanına oturtuyor.
Gördükleri arasında önü karanlık, aşağısı karanlık, sağı-solu karanlık ve o karanlıklar içerisinde şaşkın şaşkın dolaşmakta olan bir adam var. O anda yaptığı hac ve umreler gelip kendisini karanlıklardan alıp nura çıkarıveriyor.
Mü’minlerle konuşmaya çalıştığı halde hiç kimsenin kendisiyle konuşmadığı bir kimseye rastlıyor bir başka yerde. O anda akrabalarına yaptığı iyilikleri gelip ‘Ey mü’minler topluluğu! Bununla konuşunuz’ dediğini duyuyor ve onlar da kendisiyle konuşmaya başlıyorlar.
Hücum eden Cehennemin hararet ve kıvılcımlarını eliyle, yüzünden def etmeye çalışan bir adam daha var. O anda verdiği sadakalar gelip yüzüne karşı perde olup üzerinde gölge oluşturuyorlar.
Ya Zebanîlerin dört bir tarafından yakaladıkları adam? O da kurtuluyor Zebanilerin elinden. Çünkü onun da yapmış olduğu emr-i bi’l-ma’ruf ve nehy-i ani’l-münkerler var. Onlar gelip ellerinden alıp rahmet meleklerine teslim ediyorlar. Gördüğü diğer bir adamın hâli de harap. Dizi üzerine yığılmış, Rabbi ile aralarında perde bulunan bir adam bu. O anda güzel ahlâkı gelip elinden tutuyor ve onu Rabbinin huzuruna götürüyor. Terazisinin sevap kefesi hafif gelen adamın hali de perişan. O anda hiçbir menfaat gözetmeden verdiği borçlar gelip terazisini ağırlaştırıveriyor.
Cehennemin kıyısında dikilmiş tir tir bekleyen adamın hâli de onlardan hiç aşağı değil. Ama tam o anda içindeki Allah korkusu gelip Cehennemden kurtarıyor onu.
Cehenneme atılmış bir adam daha var. Ama o da Cehennemden kurtulmayı başarıyor. Çünkü kurtaracak ameli var. Dünyadayken Allah korkusundan dolayı gözyaşı dökmüş bir insan bu. Bu gözyaşları gelip onu Cehennemden çıkarıyor.
Sırat üzerinde durmuş, bazan koşan, bazan yüzüstü düşen, bazan da Sıratın çengellerine takılan bir başka adamın hâli de yürekler sızlatıyor. O anda getirmiş olduğu Kelime-i Şehadetler gelip onu oradan kurtarıyor, Cennetin kapılarını açıp içeri bırakıyor. (Kurtubî, Tezkire, s. 89-90.)
Demek yapılan iyilikler sadece dünyada faydalar sağlamakla kalmıyor, ahirette de imdadımıza yetişiveriyor.
16.05.2008
E-Posta:
[email protected]
|