14 Mayıs demokrasi tarihimizde önemli bir gündür. Bu önemli gün “demokrasi bayramı” olarak “resmî” olarak kutlanmasa da, milletimizin gönlünde kutlanmaktadır.
Peki, neydi 14 Mayıs’ı demokrasi bayramı yapan düşünce?
Bu tarih Türkiye’de tek partili baskıcı rejimden, iktidarların seçimle gelip, seçimle gittiği sistem olan demokrasi tarihidir. Bu tarih 7 Ocak 1946’da kurulan Demokrat Parti’nin millet iradesiyle iktidara geldiği 14 Mayıs 1950’dir.
Merhum Adnan Menderes’in DP’nin ilk kongresindeki sözleri bu misyonun amacını göstermesi açısından önemlidir: “Devlet partisi, devlet kılıcını kuşanmış, hükümet arabasına binmiş, cansız ve idealsiz bir kadrodan ibaret kalmıştır. Memleketin yürüttüğü demokrasi yolunda hürriyeti sevenlerin hizmeti büyük olmuştur. Demokrasi dâvâsında partimizin yolu açık ve milletimizin bahtı aydınlık olsun…”
Bu düşüncelerle kurulan DP, hem 1948, hem de 1949 seçimlerine “güven duymadığı” için katılmadı. 16 Şubat 1950’de gizli oy, açık tasnif ve yargı denetimini kabul eden, Yargıtay ve Danıştay üyelerinden oluşan bir Yüksek Seçim Kurulu’nu öngören seçim kanununun kabul edilmesinden sonra, 14 Mayıs 1950’de yapılan genel seçimlere katılarak 487 milletvekilliğinin 408’ini kazandı. Seçim propagandasında kullandığı “Yeter! Söz milletindir” afişleri bu misyonun temel düsturunu oluşturdu. 2 Haziran 1950’de güvenoyu olan ilk Menderes hükümetinin 16 Haziran 1950’de verdiği önemli kararı, 18 Temmuz 1932’de Diyanet İşleri Başkanlığı’nın yayınladığı bir tamim ve 2 Haziran 1941 tarihinde çıkarılan kanunla yasaklanan ezanın ve kametin Arapça (asliyetine uygun olarak) okunması yasağını kaldırmak olmuştu. Ülke için yaptığı maddî hizmetlerinin yanında manevî hizmetlere önem vermesi DP’nin temel vizyonu olmuştu. Radyoda dinî program yapılması yasağı kaldırılmış, okullara din dersi konulması bunlardan bazıları olmuştu. “Bu millet Müslüman’dır ve Müslüman kalacaktır ve İslâmiyet’in icâplarını elbette yaşayacaktır. Öncelikle kendine ve gelecek nesillere dinini telkin etmesi, onun esaslarını ve kaidelerini öğretmesi, ebediyen Müslüman kalmasının münakaşa götürmez şartıdır” diyen Menderes’in sözleri DP’nin mânevî hizmetlere verdiği önemi göstermiştir.
DP, 2 Mayıs 1954 genel seçimlerinde de 541 milletvekilliğinin 503’ünü kazandı. DP’nin üçüncü iktidar dönemi ise demokrasi tarihimizde askerî müdahalelerin önünü açan bir darbe ile kesildi. “27 Mayıs” kanlı ihtilâlden sonra 20 yılı aşkın bir süre 27 Mayıs, “Hürriyet ve demokrasi bayramı!” ismiyle kara mizah (!) örneği olarak kutlanmıştı. 27 Mayıs ihtilalini hürriyet ve demokrasi bayramı olarak kutlayan Türkiye, asıl kutlanması gereken 14 Mayıs’ı demokrasi bayramı olarak kutlamadı, kutlamıyor.
Yeni neslin demokrasi için verilen bedelleri, yapılan mücadeleleri unutmaması ve tarihten ders çıkarması için bunların yazılması gerekiyor. Genç nesil demokrasi bayramını da demokrasi tarihimizdeki kara lekeyi de iyi bilmelidir.
“14 Mayıs Demokrasi Bayramı” kutlu olsun.
16.05.2008
E-Posta:
[email protected]
|