Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 16 Mayıs 2008
Anasayfam Yap | Sık Kullanılanlara Ekle | Reklam | Künye | Abone Formu | İletişim
ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET ve ŞÛRÂDIR

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Kazım GÜLEÇYÜZ

60 yıllık düğüm



Filistin'e 60 senedir kan kusturan İsrail, kuruluş yıldönümünü, en büyük hâmîsi ABD Başkanının da katıldığı törenlerle kutluyor. Her birinde en az birkaç Filistinliyi öldürdüğü rutin operasyonları da ihmal etmeden.

Tabiî, bazı Filistinli örgütlerin durup durup İsrail yerleşim bölgelerine attıkları füzelerle bu operasyonlara çanak tutmaları ayrı bir bahis.

Geçenlerde Hamas liderlerinden biri “İsrail’in 200 nükleer bombası varsa bizim de 200 bin intihar eylemcimiz var” demişti. Hamas’ın, kaçırdığı İsrail askerini “İyi bakıyoruz” açıklamalarıyla elinde tutmaya devam ederken, Filistin tarafının sırf bu yüzden verdiği kayıplar da cabası.

Öte yandan, ardı arkası gelmeyen İsrail saldırılarından bunalmış olan Filistin halkının, son zamanlarda bir de El Fetih-Hamas kavgasının arasında kalmış olması ayrı bir fecaat ve felâket.

Filistin cenahındaki bu perişanlık, insana ister istemez “Acaba İsrail’le mücadele iddiasıyla ortaya çıkan bazı Filistin örgütleri, gerçekte Mossad ajanları tarafından mı yönlendiriliyor?” diye düşünmekten kendisini alamıyor. Nitekim İsrail ajanlarının kurduğu terör hücrelerine ilişkin birtakım haberler bir ara basında da yer almıştı.

Filistin tarafındaki hazin manzara, gerçekte içten içe çürüyen İsrail’in elini kuvvetlendiriyor.

Bu çürümenin işaretleri, İsrail devletinin en tepe noktalarına kadar tırmanmış durumda.

Bilindiği gibi, Cumhurbaşkanları Katsav katmerli ve mükerrer cinsel taciz suçlamaları sebebiyle görevi bırakmak zorunda kalmıştı. Rüşvet ve yolsuzlukla itham edilen Başbakanları Olmert ise, İsrail’in dünyada en çok “hayat kadını” ithal eden ülke olduğu itirafıyla, bu tefessühün toplumda da dal budak saldığını açığa vurdu.

Filistin, yekvücut halde sağlam, sağlıklı, akılcı ve gerçekçi bir mücadele stratejisi uygulamayı başarabilse İsrail’in işi çok daha zorlaşacak.

Aynı şey diğer Arap ülkeleri için de geçerli.

Şu anda İsrail’e karşı mücadele bayrağını taşıyor edasıyla arz-ı endam eden İran’ın cumhurbaşkanı düzeyindeki provokatif söylemleri ise meselenin önem ve ciddiyetiyle bağdaşmayan bir hafifliği yansıtıyor. Bu yol doğru bir yol değil.

Gelelim Türkiye’nin tavrına.

Türkiye son dönemde söylem düzeyinde Filistin’in hâmîsi gibi görünmeyi başardı. Ama somut eylem açısından bakıldığında bu görüntünün Filistin’e faydası olduğunu söylemek zor.

TOBB’un inisiyatifiyle Filistin için öngörülen sanayi bölgesi projesi de galiba yerinde sayıyor.

Buna karşılık, aynı Türkiye’nin İsrail’le ilişkileri tamgaz devam ediyor. Bu ilişkilerin özellikle 28 Şubat’tan bu yana ağırlıklı olarak askerî zeminde seyrettiğine ilişkin bir izlenim var. Suriye’yi vurduktan sonra Türkiye’ye yakıt tankı bırakan İsrail uçakları olayında olduğu gibi, askerî ilişkilerin kapalı devre bir mekanizma içinde ve Türk hükümetinin bilgisi dışında yürüdüğü gibisinden haberler bu izlenimi kuvvetlendiriyor.

Ancak hükümetin de İsrail’le ilişkilerde askerden geri kalmadığı bir vâkıa. Öyle ki, Türkiye-İsrail ilişkilerinin tarihinde Tel Aviv’e bakan ve milletvekili düzeyinde en çok ziyaretin AKP iktidarı döneminde gerçekleştiği ifade ediliyor.

Böyle olunca, Peres ve Olmert gibi “üst düzey”ler başta olmak üzere her kademedeki İsrailliden AKP’ye övgüler yağması şaşırtıcı değil.

Nitekim son olarak Olmert “iyi arkadaşım” dediği Erdoğan’a, Suriye ile “aralarını bulmak” için gösterdiği çabalardan dolayı minnettar olduğunu söylemiş. Peki, “Kemalizmin güncellenmiş versiyonu Erdoğanizm” sloganının mucidi Alon Liel’in “Erdoğan’a Nobel kazandırır” diye ayrıca cilâ çektiği bu girişimin âkıbeti ne odu?

O hususta bir bilgi yok. Ama Lübnan’da İran destekli Hizbullah’ın son atakları, sanırız, bu girişimi de zorlaştırdı. Erdoğan’ın balıklama daldığı bu girişimle İsrail cenahına nasıl bir rahatlama getirdiği sualinin cevabı henüz belli değil.

Belli olan, Filistin dramının hâlâ sürdüğü...

16.05.2008

E-Posta: [email protected]


 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Önceki Yazıları

  (15.05.2008) - 301 genelgesi

  (14.05.2008) - Paris'ten gelen soru

  (13.05.2008) - Ders çıkarmak

  (10.05.2008) - Tartışılan satış

  (09.05.2008) - Felâket ve saadet

  (08.05.2008) - “STK lideri Erdoğan”

  (07.05.2008) - Yalnız adam

  (06.05.2008) - Bu nasıl manifesto?

  (04.05.2008) - Vazife ve netice

  (29.04.2008) - AB’yi savsaklamak

 
GAZETE 1.SAYFA
Download

Kutlu Doğum Haftası Pdf

Bütün yazılar

YAZARLAR

  Abdil YILDIRIM

  Abdurrahman ŞEN

  Ahmet ARICAN

  Ahmet DURSUN

  Ali FERŞADOĞLU

  Ali OKTAY

  Atike ÖZER

  Cevat ÇAKIR

  Cevher İLHAN

  Davut ŞAHİN

  Fahri UTKAN

  Faruk ÇAKIR

  Fatma Nur ZENGİN

  Gökçe OK

  Habib FİDAN

  Hakan YALMAN

  Halil USLU

  Hasan GÜNEŞ

  Hasan YÜKSELTEN

  Hülya KARTAL

  Hüseyin EREN

  Hüseyin GÜLTEKİN

  Hüseyin YILMAZ

  Kadir AKBAŞ

  Kazım GÜLEÇYÜZ

  Kemal BENEK

  M. Ali KAYA

  M. Latif SALİHOĞLU

  Mahmut NEDİM

  Mehmet C. GÖKÇE

  Mehmet KAPLAN

  Mehmet KARA

  Meryem TORTUK

  Mikail YAPRAK

  Murat ÇETİN

  Murat ÇİFTKAYA

  Mustafa ÖZCAN

  Nejat EREN

  Nimetullah AKAY

  Nurettin HUYUT

  Osman GÖKMEN

  Raşit YÜCEL

  Rifat OKYAY

  Robert MİRANDA

  S. Bahattin YAŞAR

  Saadet Bayri FİDAN

  Saadet TOPUZ

  Sami CEBECİ

  Selim GÜNDÜZALP

  Sena DEMİR

  Serdar MURAT

  Suna DURMAZ

  Süleyman KÖSMENE

  Vehbi HORASANLI

  Yasemin GÜLEÇYÜZ

  Yasemin Uçal ABDULLAH

  Yeni Asyadan Size

  Zafer AKGÜL

  Zeynep GÜVENÇ

  Ümit KIZILTEPE

  İslam YAŞAR

  İsmail BERK

  İsmail TEZER

  Şaban DÖĞEN

  Şükrü BULUT