Kapatılma dâvâsına karşı AKP’nin nasıl bir tutum takınacağına ilişkin bir çok senaryo siyasî piyasada dolaşıyor. O kadar fazla var ki çoğu birbirine taban tabana zıt. Senaryoları anlatanlar da kendilerine göre sağlam kaynaklar ileri sürüyor. Her şey o kadar belirsiz ki sürecin nereye gideceğini kimse kestiremiyor. Cumhurbaşkanlığında olduğu gibi kapatılma olayında da düğüm Başbakan Erdoğan’da toplanıyor.
Başbakan, milletvekillerini gruplar halinde kabul ediyor. Gazeteci ve etkili isimlerle yemeklerde buluşuyor. Toplantılara katılanlar Erdoğan’ın nasıl bir karar vereceğini ölçmeye çalışıyor. Buna karşılık Erdoğan da tepkileri ölçüyor.
Dünkü gruplarda da kapatılma konusu öncelikliydi. MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli günü gününe kapatılma dâvâsını takip ettiğini gösterdi. Açılan kapatma dâvâsının 52. gününe girildiğini hatırlattı. Bahçeli’de parti kapatmayı zorlaştıran tekliflerinin AKP tarafından yeterli ilgi gösterilmemesinden kaynaklanan bir hafif kızgınlık hali mevcut.
MHP’nin teklifinde parti kapatma yerine kapatmaya sebep olan isimlerin siyaseten yasaklanması isteniyor. Ancak bu teklif AKP tarafından yetersiz bulunuyor. Çünkü AKP demek Erdoğan demek. Partinin göz göre göre Erdoğan’dan mahrum kalmasını hiçbir AKP’li istemez. AKP cenahı mümkün olduğunca sakin görünmeye çalışıyor. Cenah derken bunu Erdoğan’la sınırlandırmak en doğrusu olacak. Çünkü partililer de nasıl bir kararın çıkacağını merakla bekliyor. Başbakan Erdoğan konuşmasında Bahçeli’nin parti kapatmayı zorlaştıracak öneriyle ilgili eleştirilerine cevap verdi. Önceliklerinin Türkiye olduğunu söyledi. Misyonlarının devletle milleti bütünleştirmek olduğunun altını çizdi.
Birkaç gün önce Newsveek dergisine verdiği mülâkatta “ortalama Türk” kavramını kullanan Erdoğan dünkü grup konuşmasında kavramlarına yenilerini de ekledi. “Hürriyetçi demokrasi” ve “demokratik siyaset”i üstüne basa basa kullanan Başbakan savunmaya iyi çalıştığı izlenimini de verdi.
Erdoğan’ın Deniz Baykal’ın İzmir için söylediği sözlerine de cevap vereceğini bekledik ancak o konuya girmedi. Fakat Baykal son kurultaydan sonra kendi çapında değişim rüzgârı estirmeye çalışıyor. Hıdırellezi hatırlatan Baykal, buna uygun olarak her zamankinden farklı olarak çözüm de önerdi. Çözümü her ne kadar gübreden alınan KDV’nin indirilmesi ile ilgili ise de yine de güzeldi. Sırf eleştiri yapan Baykal’dan bunu bile dinlemek değişimin sinyallerini verdi. Bugün gübreyle ilgili öneri sunan yarın demokratikleşme için de bir şeyler söyler muhakkak!
07.05.2008
E-Posta:
[email protected]
|