NİL’DE ‘TURİSTİK’ GEZİ
Hartum’a ayrı bir güzellik katan Nil’de ‘kayıklarla’ geziye çıktık. ‘Kayık’ deyince bizdeki kayıklar akla gelmesin. Nil’deki kayıklar, demirden yapılmış ve gezi için tasarlanmış vasıtalar. Kalabalık İHH ekibi, ancak üç ayrı vasıtaya sığdı. Yarım saat süren gezi esnasında, Nil’den yeterince istifade edilmediğine bir defa daha şahit olduk. Birkaç balıkçı ve bir iki yerde de sulama yapanlara rastladık.
Türkiye şartlarında düşününce, Nil’den çok değişik şekilde istifade etmenin mümkün olduğu akla geliyor. Nil nehri, ‘turistik gezi’ler için bile yeteri kadar değerlendirilemiyor. İmkân mı yok, ihtiyaç mı duyulmuyor o da ayrı bir konu.
KONTROL EDİLEMEYEN SU
Hayat kaynağı kabul edilen, Nil bazen de ölüm sebebi olabiliyor. Temmuz ayından itibaren iyice artan ve aralıksız devam eden yağışlar neticesinde Sudan’da hayat neredeyse durmak noktasına geliyormuş. Birçok bölgeye yollar toprak ve kum olduğu için araçlarla girilemiyor, evleri sular basıyor. Bu sıkıntılar, Ağustos ve Eylül aylarında da devam ediyor. Nil nehri çok fazla yükseliyor ve bazen kendi bendini de aşarak oldukça geniş alanlara yayılıyor. Nisan ve Mayıs aylarının sessizce akan Nil, bu dönemlerde tanınmaz oluyor.
‘YUMURTA’ OTEL
Tabiî ki Sudan, son yıllarda yabancı yatırımcı da çekiyor. Nil kenarında yükselen yeni yeni oteller bunun habercisi. Kaldığımız otelin tam karşısında yeni bir otel yükseliyor. Bu oteli, Kaddafi’nin kızının yaptığı söylendi. Otelin ismi başka olmakla bereber, ‘yumurta’ya benzediği için heyetimiz oteli bu adla andı.
AMERİKA ORAYA DA EL ATMIŞ
Bütün dünyaya el atan Amerika, Sudan’a da el atmış. Daha doğrusu ‘bomba’ atmış. Sudan siyasî açıdan sıkıntılı dönemlerden geçiyor. 1997 tarihinde Eritre, Etiyopya ve Uganda’nın üçlü saldırısına maruz kalan Sudan, ardından 1998 yılında ABD saldırısına maruz kalmış. Saldırı bahanesi çok tanıdık: Sudan, kimyasal silâh üretiyor! Kızıldeniz’deki ABD uçak gemilerinden yapılan bombardıman Hartum ve çevresindeki ilâç ihtiyacının karşılandığı Şifa İlâç Fabrikasını yerle bir etmiş. Sudan hükümeti de, bu fabrika enkazını ABD saldırı ve zulmünün sergilendiği bir açık hava müzesi olarak kullanılıyor. Amerika tarafından bombalanarak yerle bir edilen bu eski ilâç fabrikasını da İHH ekibiyle birlikte gezme imkânı bulduk.
SUDAN’I PETROL KURTARIYOR
Sudan ekonomik kaynaklar açısından iyi durumda. Ülkede petrol dışında demir, bakır, krom, çinko, altın, gümüş gibi madenler de çıkarılıyor. Benzinin litresi Sudan’da yarım dolar seviyelerinde. Bu rakam Sudan şartları içerisinde ucuz sayılamaz. Sudan’ın buğdayı Avustralya’dan, salçası ise Yunanistan’dan geliyor. Bu bilgi diğer birçok ihtiyacın da yine yurt dışından ithal edilmek zorunda kalındığının önemli göstergelerinden biri.
“RAKŞA”LAR HER TARAFTA
Sudan’da bir yerden bir yere gitmek isterseniz seçeneğiniz bol. Kısa mesafelerde Hindistan ve Pakistan’da da yaygın olan üç tekerlekli “rakşa”ları kullanabilirsiniz. Ayrıca “emcet” dedikleri küçük minibüsler de daha kalabalık olan gruplar için kullanılıyor. Bir de taksiler var. Sudan’da da araçların arkasında bizdeki gibi sloganlar ya da araç yazıları bulunuyor. Fakat bunlar daha çok “Maşallah, Lailaheillallah Muhammedun Rasulullah” gibi dinî muhtevalı yazılar.
GECE NAMAZLARI CEMAATLE KILINIYOR
Sudan’da bir farklı âdet de ezanların okunmasında yaşanıyor. Normal namaz vakitlerinde okunan ezanlar dışında gece de sabah namazı vaktine kadar üç defa daha ezan okunuyor. Bu ezanların gece namazları (teheccüd) için olduğunu öğrendik. Maalesef, tembelliğimiz sebebiyle camilerde ‘gece namazı’ kılma imkânı bulamadık. Sudan’da gece namazları için insanlar camiye gidiyorlar ve cemaat halinde gece namazları eda ediliyor. Bu hassasiyetleri sebebiyle Sudanlı Müslüman kardeşlerimizi tebrik etmek gerekiyor.
SUDAN'DA, ÇİN İSTİLÂSI
Sudan’da ticarî anlamda Çin istilâsı yaşanıyor dense yeridir. Her yerde olduğu gibi Sudan’da da ucuz Çin malları yerli üretimin önünü kesmiş ve ikinci plana itmiş durumda. Çin ile Sudan arasındaki anlaşmalar Çinli müteşebbisleri rahatlatıyor. Ayrıca Çin, kendi vatandaşlarının Sudan’da çalışmalarıyla ilgili finansal destekler sunuyor. Bu cümleden olarak Sudan Türk İşadamları Derneği Başkanı Oktay Ercan’ın sözlerini hatırlamak lâzım. Ercan, gazetecilerle yaptığı sohbette, Türkiye’nin; pek çok avantajına rağmen Sudan pazarını ihmal ettiğine dikkat çekiyor. Çin’in Sudan’a 25 yıl vadeyle kredi verdiğine işaret eden Oktay Ercan, Türkiye’nin ise iki yıllık gayret sonrası ancak bir ‘muhabir banka anlaşması’ yapabildiğini söylüyor. Bunca sıkıntıya rağmen Türk işadamları Sudan’da kendilerine yer edinebilmişler.
ÇÖL DOKTORLARI İŞBAŞINDA
İHH İnsanî Yardım Vakfı ile Dayanışma Vakfı’nın ortak projesi olan “Sudan Katarakt Porjesi”ni “Çöl Doktorları” adı altında bir araya gelen gönüllü doktorlar yürütüyor. “Çöl Doktorları” Sudan’daki projenin gördüğü ilgi ve destekten memnunlar. Ancak yapılması gereken iş yanında, yapılan yine de yetersiz kalıyor. Doktorlar Sudanlılarla muhatap oldukları ilk günlerde “Meğer siz beyazmışsınız” sözlerine muhatap olmuşlar.
‘Afrika Katarakt Projesi’nin Koordinatörü Metin Vural, projede görev alan doktorların büyük haz duyduklarını ve yeniden Sudan’a gelmek istediklerine işaret ediyor. Afrika kıt'asında yaklaşık 10 milyon kişinin ‘kör’ olduğu belirtiliyor. İHH’nin hizmete açtığı Hartum’daki ameliyathanede günde 40 ya da 50 hasta ameliyat edilerek ışığa kavuşturuluyor. Projenin en büyük amacı, Sudan’daki ‘yerli’ doktorları eğitmek. Elbette ‘taşıma suyla değirmen döndürmek’ zordur. Sudanlı doktorların eğitimi bu açıdan çok daha önemli.
THY de projeye ‘malzeme’ taşıyarak ve ‘indirimli bilet’ temin ederek destek oluyor. Sağlık Bakanlığı da Sudan’a gitmek isteyen doktorları ‘ücretli izinli’ kabul edip destek veriyor. Gönüllü doktorlar Sudan’da 1 ay kalmak durumunda. Daha az süre için gönüllü olan doktorlar maalesef Sudan’a götürülemiyor.
GÖNÜLLÜ OLMAK İSTEYEN DOKTORLAR NE
YAPSIN?
Haziran 2007’de başlayan proje için 200’ün üzerinde gönüllü doktor kayıt yaptırmış durumda. Ancak bu doktorların Sudan’a gidişlerinde gerek okul tatili ve gerekse yıllık izin gibi sebeplerle aksamalar olabiliyor. Başka bir problem de ‘hemşire’ bulmakta sıkıntı çekilmesi. Çöl Doktorları Koordinatörü Metin Vural, Afrika Projesinde görev almak isteyen gönüllü doktorların internet sitelerindeki formu doldurarak müracaat edebileceklerini ifade ediyor.
SARI HUMMA AŞISI ŞART
Afrika’ya gidecek olanların yolculuk tarihinden 10 gün önce “Sarı Humma” aşısı yaptırması da gerekiyor. Aksi takdirde, sonraki tarihlerde Avrupa ülkelerine yapacakları seyahatlerde problemler çıkabilir. —Son—
|