Bütün kötülüklerin anası olan ‘alkollü içkiler’i savunanları gördükçe insan şaşırıyor. Yoksa alkollü içkiler insanlara ‘fayda’ mı veriyor? Bu savunmanın, ‘sigara’ karşısında verilen ‘büyük savaş’ esnasında yapılması da ayrıca dikkat çekiyor.
Kartel medyası, “irtica görüntüleri”yle süslenmiş haberler ilgi görmeyince, yeni bir konu buldu. Hemen her gün, ‘Alkollü içki içmemize izin verilmiyor’ anlamına gelecek haberler manşetlere taşınmaya başladı. Bu hadiseler yaşanmış olsa da, asıl maksadın yeni 28 Şubat ara dönemlerine ‘su’ taşımak olduğu hemen anlaşılıyor.
Yeni moda ‘irtica’ haberlerine göre, bazı oteller; alkollü içki içmek isteyen ‘yerli’ turistlere bu ‘hakk’ı vermiyormuş. Günah keçisi olarak da Sultanahmet’te faaliyet gösteren bir otel seçilmiş. Ard arda yayınlanan manşetlere bakılırsa, ‘muhabir’ler bizzat ‘olay mahalli’ne gitmiş ve alkollü içki istedikleri halde kendilerine ‘kola’ verilmiş. Turist arkadaşları gönül huzuruyla (!) alkollü içki içebildiği halde, ‘araştırmacı gazeteciler’imiz bu ayrıcalığa kavuşamamış. (Hürriyet, 26 Mayıs 2007)
İstanbul’u bilen bilir, bilmeyenler de tahmin eder ki; maalesef ‘adım başı’ alkollü içki satan/sunan her türlü ‘ticârî işletme’ vardır. Yine maalesef ki, bakkalından marketine, alış veriş merkezinden lokantasına pek çok yerde ‘beyni uyuşturan’ içkiler rahatlıkla satılıyor. Adı geçen otelde bu ‘hizmet’ verilmiyorsa buna saygı duymak ve tebrik etmek lâzım gelmez mi?
“Alkollü içki muhibleri” asgarîden şunu düşünmeli: İçki içmek onların hakkı ise, içmeyenlerin de bir hakkı var. Sözgelimi, Sultanahmet’te yüzlerce otelde içki servisi yapılıyor. Bırakın bir otelde de bu servis olmasın, o otel de ‘alkollü içki içmeyenler’e öncelikli hizmet versin, ne kaybedersiniz?
Türkiye’yi idare etmeye talip olanların benzer yanlış tavırlarını burada da görüyoruz. İlgili bakan hemen bir açıklama yapmış ve bunu ‘ayrımcılık’ olarak görüp, hemen emir vermiş ve otel hakkında ne gerekiyorsa onun yapılmasını istemiş. Kanun ya da yönetmeliklerdeki ayrıntılar bir yana, ‘alkollü içki içmeyen’ bir vatandaş olarak, böyle otellere dokunulmamasını, hatta ve hatta, girişlerinde müşterilerin meselâ ‘Bu otelde içki servisi yoktur’ şeklinde ikaz edilmesini de talep etmeliyiz. Nasıl ki belli konularda uzmanlaşmış turizm yatırımları var, aynı şekilde içki servisi yapmayan oteller de vardır ve kesinlikle de olmalıdır. İçki içenlerin ‘hak’ları hak da, içmeyenlerinki ‘hak’ değil mi? Niçin öncelikle olarak ‘içki içilmeli, servis de yapılmalı’ şartını kabul edelim? Yerli ve yabancı turiste iyi hizmet vermek için illâ akılları iptal etmek mi gerekiyor?
İş icabı bir iki defa gittiğim Sultanahmet’teki bu otel, gerçekten de cazip bir mekân. Bu şekilde karalanmak istenmesi çok garip. Tabiî işin içinde başka sebepler, hesaplar ve çekişmeler olup olmadığını bilmiyoruz; ama insaf ehli yöneticilerin ve sivil toplum kuruluşlarının bu işletmeciye sahip çıkmasını arzu ederiz.
Tekrarlamakta fayda var: Sigaraya savaş açıp da, aklı iptal eden, uyuşturan, devre dışı bırakan ve bütün kötülüklerin anası hükmünde olan alkollü içkileri savunanları kınıyoruz. Madem böyle bir tartışma yaşanıyor, alkollü içki servisi yapılmayan ‘özel otel’ler tesis edilmeli ya da etmek isteyene zemin hazırlanmalıdır.
Alkollü içki başta da, sonda da zararlıdır ve ne kadar uzak durulsa yeridir. Türkiye’yi idare edenlere düşen, iyi niyetli turizm yatırımcılarını küstürmemek, pişman ettirmemektir. Kötülükleri savunmak kimseye fayda vermez.
27.05.2008
E-Posta:
[email protected]
|