Ankara, AKP’nin kapatılma dâvâsına kilitlenmişken Yargıtay Başkanlar Kurulu’nun yayınladığı “muhtıra gibi” açıklama konuşuluyor. Bu “bildiri” önümüzdeki günlerin tartışma konusu olacak. Burada bu bildiri ile görüşlerimizden ziyade Meclis Başkanı Köksal Toptan’ın son günlerde ortaya attığı “üçüncü yol” formülü ile görüşlerimizi aktarmak istiyoruz.
Toptan’ın “Anayasa Mahkemesi üçüncü bir yol bulup herkesi rahatlatabilir. Yani, hem partiyi kapatmaz hem de Başsavcı gibi düşünenleri rahatlatır” şeklindeki görüşü Ankara’nın bir numaralı gündem maddesi oldu. Şimdi senaryolar Toptan’ın bu sözlerine göre yapılıyor. Dâvânın en erken Temmuz ayının sonlarında sonuçlanacağı tahmin edilirken, bu süre içinde yeni senaryoların ve yeni “yol”ların aranmasına devam edilecek. Dâvânın neticesine göre siyasetin yeniden şekilleneceği muhakkak. Bu yüzden Toptan’ın gösterdiği üçüncü yol formülü satır aralarına kadar inceleniyor, anlamlar çıkarılıyor.
“Ne nalına ne mıhına” veya “orta bir yol” şeklinde de özetlenebilecek bu üçüncü yolla ilgili ortaya net bir çözüm teklifini sunmuyor Toptan… Anayasa hukukçuları, siyaset bilimciler tartışmasını, bilinen yolların dışında başka yol-larda tartışmanın olabileceğini dile getiriyor. Bunun neticesinde herkesin “oh” diyebileceği bir sonucun çıkmasını arzu ediyor Meclis Başkanı.
Toptan’ın bu teklifine muhalefetin yanı sıra AKP’den de eleştiri geliyor. AKP Grup Başkanvekili Bekir Bozdağ, üçüncü yol arayışlarını Anayasa dışına çıkmak olarak değerlendiriyor. Bunu söylerken de, dâvânın hukukî olmadığını siyasî olduğuna vurgu yaparak görüşünü savunuyor. “Başlıca yol; anayasa dışı yollar aranması ve anayasaya rağmen kararlar oluşturulmaya devam edilmesi doğru değildir” diyerek de başka bir “yol” gösteriyor.
AKP içinden de isimsiz “çatlak sesler” çıkıyor. İsimsiz bakanlar, milletvekillerinin ağzından açıklamalar yayınlanıyor. Üç milletvekilinin AKP’nin laiklik ve başörtüsü politikalarını eleştiren açıklamaları, peşinden isimsiz bir parti yetkilisinin bir gazeteye verdiği açıklamalar, sonrasın da İngiliz haber ajansı Reuters’e “AKP’li biri bakan üst düzey isimler”in yaptığı açıklamalar AKP’nin sıkıntı içinde olduğunu gösterdi. Zira Reuters’e konuşan üst düzey yetkili “Parti içinde ruh hali çok karanlık” itirafında da bulunmuş.
Meçhul bakanlar ya da milletvekilleri henüz ortaya çıkmış değil. Bakanlar Kurulu’nda şu anda 24 bakan bulunuyor. Şimdi bakanlar ardı ardına “O bakan ben değilim” türü açıklamalar yapıp kendilerini temize çıkartmaya çalışıyorlar.
Bu arada partinin kapatılması durumunda neler olabileceği gündemde. Yüksek Seçim Kurulu Başkanı Muammer Aydın, anayasanın 69. maddesine göre 5 yıl siyaset yasağı konan bir kişinin bağımsız milletvekili olabileceğini söylüyor. Bu açıklamaya göre, Erdoğan’a yasak gelirse bağımsız milletvekili seçilebilecek.
Yine, bu maddeye göre kapatma dâvâsının sonucu sadece iki seçenekle sınırlı değil. “Kapattım” veya “beraat” kararının yanı sıra 2001 yılında maddeye eklenen fıkraya göre, “mahkeme temelli kapatma yerine, dâvâ konusu fiillerin ağırlığına göre ilgili siyasî partinin devlet yardımından kısmen veya tamamen yoksun bırakılmasına karar” da verebiliyor. Kulislerde, Toptan ifade etmese de buna işaret edildiği konuşuluyor.
Seçim seçeneği de ortada duruyor. Yasak istenen 39 milletvekilinden 28 ve daha üzerinde milletvekili için bir siyasî partide kurucu, üye, yönetici ve denetici olarak görev yapamayacağı kararı verilirse, 90 gün içinde ara seçim zorunlu hale geliyor.
Bu arada, Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç’ın sözleri dikkatle okunmalı. “İnanın, çıkacak karar ne olursa olsun göreceksiniz hem demokrasimiz hem laikliğimiz hem hukukumuz bu süreçten daha güçlenmiş olarak çıkacak. Ve yine inanın bu söylediğim temenni değil…”
Bütün bunlar ardarda getirildiğinde hem AKP, hem de Türk siyaseti için önümüzdeki günler sıkıntılı geçecek. Yargı bağımsızlığına yargının da, siyasetçilerinde gerekli hassasiyeti göstermesi gerekir. Temennimiz bu süreç içerisinde demokrasinin ve hukukun yara almaması.
23.05.2008
E-Posta:
[email protected]
|