Suna DURMAZ |
|
Türkiye-Kuveyt kültür anlaşmasında aksaklıklar var! |
Bildiğiniz gibi, Dışişleri Bakanı Ahmet Davudoğlu 17 Ekim’de Kuveyt’e yapmış olduğu ziyarette Körfez ülkeleri ile, Sağlık, Ticaret ve Yatırım, Gıda güvenliği, Çevre, Ulaştırma ve İletişim, Kültür ve Eğitim alanlarında bir dizi anlaşma imzaladı. Bu gelişmeleri hayırlı gelişmeler olarak görüyoruz elbette. Ancak, ülkeler arası anlaşma imzalamak yetmiyor sadece. Yapılan anlaşmaların muhtevasını medya aracılığıyla halka bildirmek ve ne derece uygulandığını takip etmekte gerekiyor. Aksi takdirde, büyük törenlerle yapılan bu anlaşmalar Dışişlerinin tozlu raflarında beklemeye mahkûm oluyor. Ya da, uygulamada aksaklıklar meydana gelebiliyor. Türkiye- Kuveyt kültür anlaşmasını bu duruma örnek olarak verebiliriz. Kuveyt Üniversitesinden elde etmiş olduğumuz anlaşma metnine göre, Kültür ve Sanat, Enformasyon, Eğitim ve Yüksek Eğitim alanlarında işbirliğini öngören Türkiye-Kuveyt kültür anlaşması ilk olarak 19 Temmuz 1975 tarihinde imzalanmış. Anlaşma, 6 Ekim 1997 tarihinde Kuveyt’te tekrar imzalanarak yenilenmiş. Bu yazıda, 47 maddeden oluşan Türkiye-Kuveyt kültür anlaşmasının sadece “Yüksek Eğitim” ile ilgili olan kısmındaki aksaklıkları ele almak istiyorum: 1: Anlaşmanın 24. maddesine göre, iki ülke arasında, tecrübelerinden istifade etmek üzere bir haftalığına 2 ila 4 arası öğretim üyesi değişimi yapılacak. Eşimin görevi sebebi ile 1985 yılından beridir Kuveyt üniversitesi ile iç içeyiz. Geçtiğimiz yıl İstanbul Üniversitesi Ticaret Fakültesi’nden gelen bir öğretim görevlisinin dışında, öğretim üyesi değişimi yapıldığını görmedik. 2: Anlaşmanın 25. maddesine göre, Türkiye yüksek eğitim düzeyinde her yıl Kuveytli 6 talebeye burs verecek. Bu maddeyi 27. madde ile karşılaştırdığımızda, âdil olmadığını gördük. Şöyle ki: Türkiye Kuveyt’e her yıl 6 üniversite bursu veriyor; karşılığında ise, 4 talebemize iki sömesterlik dil okulu seviyesinde burs alıyor. 3: Anlaşmanın 26. maddesine göre, Kuveyt her sene 1 Türk talebeye iki sömester lisans bursu verecek. 1985’den beridir bu maddeden istifade eden bir talebe görmedik. Kültür anlaşması imzalandığından beridir (1975) bu maddeden istifade etmiş olan bir tek talebe var. O da, 8 yıllık Kuveyt Tıp Fakültesini 1984’de başarıyla bitiren Jinekolog Dr. Yıldız Tanrıseven. Yıldız Hanım’a telefon açıp burs konusunu sordum. 1975’de Kuveyt Ünv. Fen Fakültesine girdiğini, daha sonra İngilizce eğitim verilen Tıp Fakültesine geçiş yaptığını, çok zor bürokrasi engellerini aşarak “öğrenim+cep harçlığı (40 Kuveyt dinarı)+yurt” bursunu elde ettiğini bildirdi. Bir de, İnşaat Mühendisi Prof. Dr. Ekrem Manisalı 1985’de araştırmacı öğretim üyesi sıfatıyla Kuveyt Üniversitesinde bulunmuştu. Kuveyt Üniversitesi tarafından Ekrem Manisalı ve ailesine lojman ve araba tahsis edilmişti. Zannederim, Ekrem Manisalı da bu maddeden istifade ile Kuveyt’e gelmişti. 4: Anlaşmanın 27. maddesine göre, Kuveyt Üniversitesi her yıl 4 Türk talebeye iki sömester Arapça dil kursu verecek. Bu madde şu anda uygulanmakta. Ancak uygulanışında büyük bir aksaklık var. Dışişleri yetkililerinin bu sıkıntıya çözüm bulmalarını umuyoruz. Kuveyt Ünversitesi Dil Okulu benim evime çok yakın olduğu için, sıklıkla Türk talebelerle görüşüyoruz. Dolayısıyla da karşılaştıkları problemlerden haberdar oluyoruz. Problem şu: Kuveyt Üniversitesi 15 -20 Eylül tarihinde açılıp, 15 Ağustos’ta tatile giriyor. Asya, Avrupa, Afrika ve Amerika’dan gelen burslu talebelerin okuduğu Kuveyt Üniversitesine bağlı “Merkez el-Lüğât” (Dil Merkezi) da üniversite ile aynı tarihte açılıyor. Bütün ülkeler öğrencilerini zamanında gönderirken, Türk talebeler okul açıldıktan bir buçuk iki ay sonra gelebiliyorlar. Bu yazıyı yazmadan önce öğrenci yurdunu arayıp Türk talebelerin gelip gelmediklerini sordum. “Bu yılki Türk öğrenciler henüz gelmediler ve ne zaman geleceklerini de bilmiyoruz” diye cevap aldım. Arapça dil kursu 2 dönemden oluşuyor. Şu an birinci dönemin ilk çeyreği (5 hafta) bitmiş durumda ve imtihanlar başlamak üzere. Türk talebeler geldiğinde, bir de oturum izni için koşuşturduklarından, bir hafta kadar derslere düzenli olarak giremiyorlar. Böylece yaklaşık 2 ay arkadaşlarından geride kalmış oluyorlar.Bir kaç yıl önce, bir vesileyle görüşmüş olduğum Merkez el-Lüğât Müdürüne problemin kaynağını sormuştum. Müdür: “Problem bizden değil, Türk Dışişlerinden kaynaklanıyor. Bizden olsa idi, diğer öğrenciler de geç kalırlardı. Sadece Türk öğreciler geç kalıyor. Bu durum derslerine olumsuz etki yapıyor.” demişti. 5: Anlaşmanın 34. maddesine göre her iki ülke Jeoloji, Petro-kimya ve Petrol Mühendisliği alanlarında akademisyen değiş-tokuşu yapacak. Bu maddenin uygulandığını da görmedik. Oysa, bir petrol ülkesi olan Kuveyt’e Jeolog veya Petrol Mühendisi göndermemiz ne kadar da faydalı olurdu. 6: Anlaşmanın 35. maddesine göre, her iki ülke, eğitim amaçlı karşılıklı ziyaretler yapmaları için üniversite öğrenci teşvikte bulunacak. Çok önemli bulduğum bu maddenin de uygulandığını görmedik. Ahmet Davudoğlu dış siyasette “Komşularla sıfır problem” teorisini uyguluyor. İnşaallah yapılan kültür anlaşmalarının da problemsiz bir şekilde uygulanmasını sağlayacak bir mekanizma geliştirir. Son sözümüz şu: Türkiye tam 70 ülke ile kültür anlaşmaları imzalamış durumda. Acaba, bu anlaşmalardan kaç tanesi tam uygulanıyor? Ve kaç tanesinde aksaklıklar var? Yurt dışına gitme konusunda öğrencilerimiz teşvik ediliyor mu? Daha da önemlisi, burslu olarak yurtdışına gidebilmeleri için gerekli olan kolaylıklar sağlanıyor mu? Dışişleri Bakanlığının bu sorulara cevap vermesini rica ediyoruz. * Not: Yurt dışı burslarıyla ilgilenen okuyucularım şu linklerden faydalanabilirler. http://digm.meb.gov.tr/ikili/anlasmalar.html http://www.yok.gov.tr/content/view/758/ 03.11.2010 E-Posta: [email protected]@hotmail.com |