Saadet BAYRİ |
|
Haydi, çocuklar uyuyoruz |
Gece olunca uyku sorunu çekenlerdenim. Haliyle sabah da uyanamıyorum. Ve sabahın o ilk saatlerindeki uykunun tadı ise hiçbir şey de yok. Bazen söyleniyorum “Şu saatteki uykumun lezzeti gece verilse ne iyi olurdu.” Hele bir saat var ki efsunlu gibi, geçti mi halim harap. O saatten sonra uyumak için duâ ediyorum. Akşam uyuma, sabah kalkamama ise sanırım çağın hastalığı. Dikkat etmek gerekiyor. Ancak erken kalkmamı engelleyen faktörlerden biri de nemli bir bölgede yaşamam. İstesem de üzerimde ki o kırgınlığı atıp uyanamıyorum. Sabah uyanırken sanki gece inşaatta çalışmışım gibi kendimi yorgun hissediyorum. Hatta “biraz daha” derken bir saati geçiriyordum. Di’li geçmiş zamanla anlatıyorum bu durumumu çünkü artık bu günlerim mazi olmuş durumda. Bir buçuk yıldır gece kaçta yatarsam yatayım yedide uyanıyorum. Aslında uyanmama şansım yok. Kızım kurulmuş saat gibi hiç şaşmadan aynı saatte uyanıp, gözlerimi açma derdine düşüyor. Yastığımın altındaki gözlüklerimi alıp, takmam için ısrar edince “Tamam. Sen galipsin” diyerek kalkıyorum. Hiç olmadığım kadar dinç ve huzurlu buluyorum bu aralar kendimi. Boşuna dememişler: Kadınlar zayıftır. Ama anneler güçlü. Bu sözü yaşayarak onaylıyorum. Hele çocuklar hepsinden daha güçlü. *** Derken son dönemde saatler 9.30’u gösterdiğinde televizyonda bir yazıya denk geldim: “Haydi çocuklar uyku saati.” Sanırım bu uyarı yedi yaşından sonraki çocuklar için yapılıyor. Ancak bu uyarıyı üç gün önce görünce birkaç soruya takılıp kaldım. Bu saate kadar kalmış bir çocuğa ‘kalk uyu’ demek haksızlık değil mi? Hele de güzel bir dizi izliyorsa, dizide ki bölüm düğümü çözüleceği anda bir yazı; “haydi uyu.” Üstüne ailenin diğer fertleri güzel bir çay sohbeti kurmuşsa… Birazdan meyve saatine girilecekse, hararetli bir sahnenin ortasındalar ve “haydi sana bu kadar. Kestik..” demek ne kadar doğru? Şimdi bu çocuk ailesine dönüp: “Siz neden uyumuyorsunuz?” dediğinde, anne “ben anneyim ve istediğim saatte uyurum.” ya da “Ben babayım sana mı soracağım uyuyacağım saati?” diye mi cevaplayacaklar? Bunun karşılığında çocuk: “Ben de senin kölen miyim? İstediğin saatte—haydi köle uyu—diyerek beni gönderemezsin” dese ortaya nasıl bir sahne çıkar? Düşündük mü? Tabiî bu kadar sorudan önce, “bBu çocuğun televizyon başında ne işi var?” diye sormam gerekir ki, daha öncesinde sorulması gereken “Her haliyle örnek olması gereken ebeveynin, televizyon başında ne işi var?” sorusunu sormuyorum. Şimdi çocuk inatlaşıp gitmese, “asi çocuk mu olur?” Ya da “kuşak çatışması mı çıkar?” Yoksa “bu zamanın çocukları hiç söz dinlemiyor mu?” denir. “Hadi televizyonu kapatıp uyuyalım” sözü ebeveynden gelse daha farklı olurdu. Ancak biliyorum ki, bu sözü söyleyecek baba ya da anne o saatte televizyon ekranına çocuklarıyla bakmazdı. Bu günlerde gece olunca bazı evlerden sesler duyarım. Babam, “Bazı anlarda gözyaşı ağır olur” demişti. Acaba o ağırlık mı değiyordu kulaklarıma? Bilemiyorum. 31.10.2010 E-Posta: [email protected] |