Abdil YILDIRIM |
|
Bediüzzaman’ın Türkiye turu |
Bediüzzaman Hazretlerini temsilen, onun hizmet, iman ve insan merkezli ideallerini taşıyan bir TIR, bir ay boyunca Türkiye yollarında seyahat ederek gittiği yerlere yeni bir şevk ve heyecan taşıdı. Bu seyahat boyunca çok anlamlı tablolar oluştu, çok duygulu sahneler yaşandı. Hemen her yerde sevinç, coşku, heyecan ve hüzün karışımı duygularla karşılandı. Bediüzzaman Tanıtım ve Hizmet TIR’ının uğradığı ve konakladığı bir çok yerde, Üstâd Hazretlerinin çeşitli hatıraları vardı. Bu vesile ile hatıralar tazelendi, o günlerin sevinçleri ve hüzünleri yeniden yaşandı. Bediüzzaman’a gönül verenler, onun geçtiği yollara gönüllerini sererken, o da şefkat ve muhabbet dolu bakışları ile kendisini karşılayanlara mukabele ediyordu. Biz inanıyoruz ki, resmiyle olduğu gibi, ruhâniyeti ile de aramızda dolaşıyordu. Zira her gittiği yerde tasarrufunun devam ettiği hissediliyordu. Meselâ, Eskişehir’e geldiği gün Meteoroloji kuvvetli yağış tahmininde bulunduğu halde, TIR’ın konakladığı zaman zarfında hemen hiç yağış görülmedi. Ancak TIR şehrimizi terk ettikten sonra yağmur yağmaya başladı. Başka yerlerde de güzel tevafukların yaşandığını Umut Yavuz kardeşimizin haberlerinde ve Sentez Haber sitesinde zaman zaman okuduk. Evet, Bediüzzaman, vefatının ellinci yılında devâsa bir TIR üzerindeki tasvirinin haşmeti ve ruhaniyeti ile Türkiye turuna çıkmıştı. “Neden böyle bir faaliyete ihtiyaç duyuldu?” diye bir sual akla gelebilir. Veya, “Bu seyahat amacına ulaştı mı?” şeklinde bir merak, zihinlerde dolaşabilir. Bu suallerin en güzel cevabını, onu karşılayanların sevinç, heyecan ve gözyaşlarında bulmak mümkündür. Ayrıca, bu programın bir tanıtım faaliyeti olduğu unutulmamalıdır. Bediüzzaman Hazretlerini dünyanın dört bir yanından, her milletten bir çok insan tanırken, maalesef kendi ülkemizin pek çok aydını onu hakkıyla tanımaktan uzak bulunuyor. Bazı din adamları, ilahiyatçılar ve hocalar bile, Bediüzzaman’ı hakkıyla tanıyabilmiş değiller. İşte bu seyahat, tanımayanların tanımasına, tanıyanların da onu anlamasına bir nebze bile katkıda bulunmuşsa, büyük bir kazançtır. Eskişehir Odunpazarı Meydanında yaşanan bir durumu burada sizlerle paylaşarak, bu faaliyetin ne kadar etkili olduğunu dikkatlerinize sunmak istiyorum. TIR’ın konuşlandığı mekân, Üstâdı ağlatan kızların okuduğu liseye çok yakındı. Okuldan çıkan bir kız bir erkek iki öğrenci, TIR’ın yanına gelerek incelemeye başladılar. Kız öğrenci, Üstad’ın resmine bakarken öfkeli bir şekilde arkadaşına şöyle diyordu: “Bu adamın burada ne işi var? Devlete baş kaldıran ve isyan çıkartarak cumhuriyeti yıkmaya çalışan Şeyh Said değil mi bu?” diyerek protesto ediyordu. Bir kardeşimiz gençlerin yanına yaklaşarak, “Hoş geldiniz” dedikten sonra, Bediüzzaman Said Nursî’nin Şeyh Said olmadığını, Bediüzzaman’ın tam bir hürriyetçi ve cumhuriyetçi olduğunu izah ettikten sonra, gazete ve broşürlerimizden de kendilerine takdim etti. İki genç yapılan izahtan memnun olarak oradan ayrıldılar. Şu hadise bile, bu faaliyetin önemini anlatmaya yeter sanırım. Bir gencin kafasındaki yanlış imajın silinmesi, Said Nursî’nin Şeyh Said olmadığının bir kişiye bile olsa anlatılmış olması, büyük kazanç demektir. Ayrıca, çok güzel hazırlanmış olan konuşma metninin meydanlarda okunması ve resmî makamlara dağıtılması, büyük bir tanıtım ve hizmet faaliyeti olarak görülebilir. Üzerinde Bediüzzaman’ın muhteşem bir resmi olan bir TIR’ın büyük şehirlerin caddelerinde dolaşması, şehir meydanlarında saatlerce boy göstermesi, hepimizi heyecanlandıran güzel bir faaliyet olmuştur. Emeği geçenlere, bu güzel hizmetlerinden dolayı tebriklerimi ve teşekkürlerimi sunuyorum. 21.10.2010 E-Posta: [email protected] |